Aradan 2 yıl geçmişti. Annesi hala gelmemişti. Kız onu çok özlemişti. Annesine kızgın mıydı?
Emin değildi ama babası karısına fazlasıyla kızgındı.
Kızın babası her akşam kızını dövüyordu. Sabah kızına çok iyi davranırken akşam bir canavara dönüşüyordu. Kız, babasının neden böyle olduğunu bilmiyordu.
Küçük kız her gün babası eve gelene kadar dışarı çıkıyordu. Çünkü babası ona asla dışarı çıkmasına izin vermezdi. Ama kız ne yapsın? Evde çok canı sıkılıyordu. O yüzden gizlice yapıyordu her şeyi.
Kız yine her zamanki gibi dışarı çıkmış deniz kenarına doğru yürüyordu. Daha 7 yaşında olmasına rağmen kendini 17 yaşındaymış gibi hissediyordu. Ki zaten öyle gibiydi. İki sene de bir iki tane yemek yapmayı öğrenmişti. Kendi başına her şeyi yapıyordu. Her gün babasını işe göndermek için uyandırıyor, akşamdan babasının dağıttıklarını topluyor, yemek yapıyor ve bazen markete gidip alışveriş falan yapıyordu.
Deniz kenarına geldiğinde her zaman oturduğu banka geldi. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapatıp birazcık dalgaların sesini dinledi. En huzur bulduğu yer burasıydı. Sanırım onun gibi düşünen bir kişi daha vardı.
Kız gözlerini açtı ve yan taraftaki banka baktı. O çocuktu. Gözlerini kapatmış dalgaların sesini dinliyordu. Her gün onu görüyordu kız ama gidip tanışmaya utanıyordu. Sanırım aynı yaştalardı.
Bir heyecanla kalktı kız yerinden ve oğlanın yanına doğru yürüdü emin adımlarla. Yanına oturduğunda çocuk ilk gözlerini açtı ve sonra kafasını çevirdi. Kızı görünce içini bir heyecan kaplamıştı oğlanın. Çünkü kızdan hoşlanıyordu. Her gün buraya geliyordu ve kızı izliyordu. Ama bir türlü onun yanına gidip ne ismini sorabilmişti ne de yaşını. Utanıyordu oğlan. Hemde çok.
"Selam" diyerek başladı küçük kız.
"Selam"
"Her gün seni burada otururken görüyorum. İsmini sormak için gelmiştim."
"Ah, benim mi?" kız oğlanın bu şaşkın haline kıkırdadı. Oğlanda nasıl bu kadar güzel gülüyor diye geçirdi içinden.
Kız başını olumlu anlamda salladı.
"Evet, senin"
"Jungkook. Jeon Jungkook."
"Tanıştığıma memnun oldum Jungkook bende Chaeyoung. Park Chaeyoung. Ama asıl ismim Roseanne Park. Sen bana istediğini söyleyebilirsin tabi."
"Nasıl iki tane ismin var? Başka ülkeden falan mı geldin?"
"Evet. Yeni Zellanda'da doğdum."
"Anladım." dedi Jungkook ve tebessüm etti.
"Biliyor musun kookie? Benim takma isimlerimde var." oğlan kıza döndü.
"Kookie?"
"Ah pardon rahatsız olduysan özür dilerim."
"Hayır sadece şaşırdım. Daha önce hiç kimse bana takma isim takmamıştı."
"O zaman ben sana bir sürü takarım. Mesela kookie başta olmak üzere jungkookie, kook ve kiki falan filan." oğlan tebessüm etti, kız yine kıkırdadı.
"O zaman ben sana bulayım."
"Tamam."
"Hmm rose olabilir. Başka chaechae, rosie veya rosros." Kız oğlanın bu dediğine koca bir kahkaha patlatmıştı.
"Rosros mu? Ah, kookie o ne öyle?"
Oğlanda gülmeye başlamıştı. İkisininde kahkahası birbirine karışırken kızın aklına saat geldi. Kim bilir kaç olmuştu. Artık eve gitmeliydi.
"Jungkook benim artık eve gitmem gerek."
Oğlan başını salladı. Beraber banktan kalktılar ve yürümeye başladılar. Kızın evinin önüne geldiklerinde oğlan şaşırdı. Rosie'ler Jungkook'ların karşısında mı oturuyordu?
"Rose?"
"Efendim kook?"
"Burası sizin eviniz mi?" diye sordu oğlan küçük kızın arkasındaki evi işaret ederken. Kız arkasına döndü eve baktı ve geri oğlana dönüp kafasını salladı.
"Ciddi misin? Ben sizin karşınızda oturuyorum."
"Yaa kookie bu çok güzel!"
"Evett, o zaman yarında beraber buluşalım olur mu?"
"Tamam babam işe gittikten sonra seni çağırırım."
"Tamam. Görüşürüz Rosros!"
"Görüşürüz Kiki!"
İkiside birbirlerine el salladılar ve evlerine girdiler. Oğlan da kız da çok mutlulardı. İkisi de istediği şeye ulaşmışlardı.
Birbirleriyle tanışmışlardı.
~🦕
Evettt bir günde iki bölüm!💖 Bir kaç bölümü daha böyle flashback yapmak istiyorum. Birazdan bir bölüm daha yazıcam ama muhtemelen yarın paylaşırım eheh. Neyse hikaye falan nasıl gidiyor merak ettim. Ayrıca hiç bir hikayemde bu kadar ilerleme kaydetmemiştim 826 kelimelik başarımdan sonra bunu da bir diğer başarım olarak eklemeliyiz bence dwşkdwllc💜
