"Hangisi?" diye sorarken bir yandan da üzerimdeki cips kırıntılarını sirkelemeyeçalışıyordum. Kalkıp Lisa'nın yanına gittiğimde bana telefonunu verdi. Resmi gördüğümde yine gözlerim dolmuştu. (İlk bölümdeki fotoğraf)
"Ne yapacaksın? 2 yıl oldu."
"Bilmiyorum, bilmiyorum hiç bir şey bilmiyorum." Telefonu masaya koydum ve gidip Lisa'ya sarıldım ve ağlamaya başladım.
~🎡~
Sabahın ilk ışıkları penceremden girerken uyandım. Sanırım dün Lisa'nın omzunda uyuya kalmışım. Üstüme siyah bir şort ve kırmızı t-shirt giydikten sonra merdivenlerden inmeye başladım. Mutfaktan takır tukur sesler geliyordu. Yavaşça aşağı indim ve kapıdan yavaşça baktım.
"Lisaaaaa bu ortalığın hali ne böyle!"
"Sanada günaydın Rose"
"Yemek yapmayı bilmediğin halde neden böyle bir işe kalkışıyorsun ki?"
"Üzgünüm. Sadece dün çok yoruldun bende seni uyandırmak istemedim." dedikten sonra dudağını büzdü ama sadece 2 saniye.
"SÜPRİZİMİN İÇİNEDE SIÇTIN SENİ AT KAFALI MAYMUN!"
Bu dediğine kıkırdadıktan sonra mutfağı temizledik. Beraber kahvaltıyı da hazırlayıp yedik. En son masayı da topladıktan sonra bitti.
Ohh.
Şimdi sıra en önemlisinde.
"Lisa?"
"Hmm"
"TAŞ KAĞIT MAKAS!"
Olayı anladıktan hemen sonra taş yaptı ve ben kaybettim.
Her zamanki gibi.
"Yahh hile yapıyorsun!" derken somurtuyordum.
"Hiçte bile" dedi ve dil çıkararak içeri gitti.
~🎡~
Lisa ile akşam yemeğini dışarıda yemeye karar verdik. Bu sefer çok güzel bir yere gidecekmişiz.
~🎡~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstümü de giydikten sonra makyaj masama gidip oturdum ve sade bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım.
Cidden güzel olmuştum.
Merdivenlerden aşağı inerken Lisa'nın odasından bir şeyin düşme sesi ardındanda bir çığlık sesi geldi.
