Liv dokuz ,güzel bir aile'

63 6 0
                                    


italik yazılar; Yoongi'ye yönelik tanrı bakış açısı
normal yazılar; Jimin.
kalın yazılar Jimin'in mektupları.

'

medya' Hande Mehan - Sen Beni Güzel Hatırla

'Duyarsın uzaklardan, dalarsın yakınlara'

'


"Min Yoongi, bu sefer gidişini izletecek olanın sen olduğunu söylediğinde ciddi miydin? Merak ediyorum, sen de benim kadar aptal mısın? Hayır, sen aptal değilsin.. Buradaki tek aptal benim. Karşılıklı otururken, ellerin bana o kadar yakınken, gözlerin yeniden bana uzunca daldığında, her zamanki gibi, hep yaptığın gibi ismim dudaklarından defalarca dökülürken, Yoongi; bu kadar yakınımdayken şimdi sen benden gideceksin öyle mi? Gittin. Eline aldığın bavulla, bu sefer gidişini izleyen ben olmuştum. Kapıya yansıyan o karanlık gölgen, oturduğum koltuğun beni kendine mıhlaması; o kadar berbat bir his idi ki.. Anladım Min Yoongi, bu sefer sanırım seni gerçekten anladım. Ne kadar gitme demek istesem de sadece izledim, öylece oturdum ve gidişini izledim. Kollarından tutup beni bırakamazsın demek istesem de, bir bok yapamadım. Öylece izledim, Yoongi-ya. Ellerimde her geçen gün eskiyen bu deftere yazdıklarım.. Anladım, acının ne demek olduğunu anladım. Şimdi yazmaya devam ediyorum ama bu defterin bir önemi de kalmadı zaten değil mi? Senin dediğin gibi; hayatımızda yeni başlangıçlar yapmalıyız ve artık geçmişi bir kenara bırakmalıyız. Yeni hayatında mutluluklar, Min Yoongi.

küçük bir not: Umarım ki bundan sonraki hayatında hiç üzülmezsin, seni üzen insanlarla tanışmazsın. Seni seviyorum, seni sanırım çok fazla seviyorum"



'


'Tek bir soru, saatin tik-tok sesi, soğuk hava ve soğuk bir kahve.. Tek bir soru işareti, cümle sonu, özlemişsin beni.. Çok özlemişsin, peki ben? Ben özledim mi seni? Özlemek, insan nasıl açıklayabilir ki? Sana seni ne kadar özlediğimi nasıl anlatacağım? Beklentili bakışlarına, gülümseyen çehrene karşı nasıl söyleyebilirim.. Benim özlemim öyle anlatılamaz ki.. ne diyeceğim? O kadar özledim ki senden nefret ettim mi? Kendi kendime konuşarak, seninle vakit geçirdim mi? İnsanlara yanlışlıkla senin adınla seslendim mi? Çok ağladım, o kadar çok ağladım ki yastığın soğuk tarafını çevirmek yerine ıslak tarafını çevirdim mi? Kayboldum, senin olmadığın bir yerde kendimi kaybettim, her an seni düşledim, zaman geçmedi, saniye saniye sana geldim mi? Başka bir yere adımlarken, başka insanlarla konuşurken seni aradım mı? Seni o kadar özledim ki, su cenneti olan bir yerde sana susadım mı demeliyim? Her duyduğum müzikte, her duyduğum notada seni buldum mu? Ben seni nasıl özledim? Ben seni çok değil, ben seni çok fazla özlemedim. Eğer özlemek, birinden uzakta kalarak onun yokluğunu hissetmekse, ben seni çok da özlemedim. Özlemek, eğer, benim gibi tamamen hayatın yaptıysan, özlemek değil. Birkaç cümle değil, birkaç yakarış değil, beni özledin, ben de seni özledim. Ama ben hiçbir zaman orada bırakamadım. Hep romanlar yazdım, senin adını şarkılara karıştırdım. Seni binlerce düşle buladım. Renk renk renklendirdim, umut saçtım. Özlemek, garip bir kelime. Merak ediyorsan, tahmin ettiğinden de çok, olabileceğinin en doruklarından da çok, çok fazla özledim.'



'


Elimdeki dosyaların gereksiz ağırlığından kurtulmak için masaya sertçe bıraktığımda derince iç geçirdim. Bu işten artık nefret etmeye başlamıştım, bana göre değildi. Hiçbir zaman olmamıştı. Toplantıdan toplantıya koşuşturmak, bedenimi ve ruhumu çokça yormuştu. İstifa dilekçesini vermek için sürekli kendimi ikna etmeye çalışıyordum ama boşunaydı. Yeni eve geçeli fazla olmamıştı, artık Taehyunglarda kalamazdım, ve ev masrafları için para gerekliydi. İşte bende o asla yoktu. Şerefsiz müdürüme her ne kadar bayılmasam da burada kalmak için ona ihtiyacım vardı..

Liv 'Yoonmin,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin