Her ne kadar umursamamaya, bakmamaya çalışsam da gözümü ondan alamıyordum...
*1 ay sonra*
Okuluma ve arkadaşlarıma biraz alışmış, derslerin verdiği yoğunlukla okula uyum sağlamaya çalışıyordum. Okulun ilk günleri Gamze'yle takılsam da en yakın arkadaşım Damla ve Elif'ti. 10.sınıflardan da pek çok arkadaşım vardı. Gamze ve Gizem bize çok yakınlardı. Bizde onlara ısınmıştık ve çok iyi anlaşıyorduk.
O gün eve geldiğimde 'Çağatay Çakır' bana Facebook'tan istek yollamıştı. Bu, ismi Çağatay Çakır olan şahıs, okulun ilk günü mavi gözlükleriyle bakakaldığım kişiydi...
Ortopedi sınıfıyla pek içli dışlı olmadığım için isimlerini de pek bilmiyordum. Zaten içlerinde sadece Enes'i tanıyordum. Bu istekle adını da öğrenmiş oldum. Aslında bir kaç arkadaşıma sorsam ismini öğrenirdim fakat okul küçük olduğu için dedikodu olarak sonuçlanırdı yapacağım şey...
İsteği kabul ettim. Facebook'ta biraz oyalandıktan sonra çıktım. Çok uykum vardı. Yatağıma geçip uyudum.
Ertesi gün okul pek farklı geçmemişti. Yine dersler sıkıcıydı. Okulda ara sıra Çağatay'ı görüyordum ve göz göze gelince takmıyor gibi yapıyordum. Eve geldiğimde yemeğimi yedim ve Facebook'a girdim. 5 dakika geçmeden Çağatay'dan mesaj geldi...
"Selamm :D"
Gülücükle mesaj atmasını sevmiştim. Aksi takdirde gülücük atmayan insanların ciddi olduğunu düşünüyordum. Açıkçası ciddi insanları pek sevmezdim...
"Sanada selam :D"
"Naber :D"
--
Konuşma klasik "naber nasılsın muhabbetiyle geçmişti. Zaten çok sürmeden Facebook'tan çıktı. Kısa bir süre konuştuk ama onunla ilgili az çok şey öğrenmiştim. O da benim gibi GALATASARAY'LIYDI. Fanatik olmasada Galatasaray'lı olduğunu bilmek beni mutlu etti.
***
Günler geçtikçe Çağatay'la olan samimiliğimiz daha da artıyordu. Bana bir gün bir soru sordu:
"Burcu benden hoşlanıyormusun?"
Bu sorunun üstüne biraz heyecanlanmıştım. Aslında evet, hoşlanıyordum. Ve gerizekalılığım verdiği sebebiyetle hoşlandığımı ona söylemiştim...
