3 Tane Çocuk

75 12 1
                                    

Onu bekliyordum. Her ne kadar onunla gitmek istemesem bile. Sonunda gelmişti. Resmen onu beklemekten ağaç olmuştum. Bir tane arabaya bindi. Bende peşinden gidip arabanın yanında durdum.

Ben: acaba arabaya binebilir miyim?

Diye sordum. O ise azıcık ama azıcık sinirlenmişti. Aslında belli etmiyordu ama olsun.

Jimin: binebilirsin arabaya.

Hemen arka koltuğa oturdum. Takmıyordum onu. Dışarı bakıyordum ama araba bir türlü hareket etmiyordu. Ona döndüğümde sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Ben ona anlamazsan bakarken o

Jimin: kim sana arkaya otur dedi?

Dedi. Ben de hemen

Ben: kim bana öne otur dedi?

Dedim. Hemen kalkıp öne oturdum. Ama galiba biraz üşendim. Niye mi arabanın kapısını aç ve geri kapat ondan sonra ön kapıyı aç ve öne otur. Neyse oturmuştum. Ama hâlâ araba ilerlemiyordu. Ona baktığımda yine bana bakıyordu.

Ben: acaba neden bana bakıyorsun? Yoksa yüzümde bir şey mi var?

Diye sordum. Ellerimi gözlerinin önüne getirerek alkışladım. Sonunda kendine gelmişti. Ben dışarıya bakarken bana

Jimin: bir şeye alerjin var mı ?ya da herhangi bir fobin?

Diye sordu. Neden sorduğunu anlamamıştım. Ben bay ukala ya döndüm. Ama o yola bakıyordu.

Ben: evet çikolataya alerjim var. Karanlıktan ve böcek örümcek tarzı hayvanlardan korkarım.

Dedim. Ama neden böyle bir soru sorduğunu anlamadım. Yola bakıyordum. Birden karşımıza yavru bir kedi çıktı. Hemen bağırdım.

Ben: dur.

Anlamadı ama frene bastı. Bana döndü. Sinirlenmişti. Ama onu umursamadan yavru kedinin yanına gittim onu kucağıma aldım ve bay ukalanın yanına gittim. Yalvarırcasına ona baktım. O da anlamış olacak ki

Jimin: tamam ama benden uzak tut ve gittiğimiz yere sakın götürme .

Dedi. Bende çok sevinip yanına oturup yanağını öptüm. Hemen geri çekildi ve arabayı sürmeye başladı. Yanakları kızarmıştı bay ukalanın.

Çok uzun sürmüştü. Ben tam uyuyacakken birden araba durdu. Yavru kediyi arka koltuğa koydum.

Jimin: sana sorulan sorulara evet veya cevap ver sürekli gülümse ve sana soru sorulmadıkça sakın konuşma.

Dedi. Anlamıyorum yani ne alakası var ki? Neyse arabadan indik. Jimin bay ukala bey kapıyı çaldı. Kapıyı hizmetçiler açtı. İçeri girdik. İçeride bir tane adam ve bir tane kadın vardı.

ikisine de sarıldık. Yemek hazırmış bizi yemeğe davet ettiler. Yemek yemek için masaya oturduk.

Adam: oğlum bize tanıttığımız kız bu kız mı?

Diye sordu. Oğlum demişti. Babası idi galiba.

Kadın: pek de güzelmişsin maşallah.

Dedi. Teşekkür ettim ve tebessüm ettim.

Adam: ne zaman evleneceksiniz ?

Dedi. Şaşırdım ama gülmeye devam ettim.

Jimin: üç gün sonra evleniyoruz.

Dedi. O an daha çok şaşırdım. Ama hâlâ gülüyordum.

Adam: üç tane torun isterim. Biri kız diğer ikisi erkek olacak tamam mı?

Dedi. Jimin atılarak

Jimin: evet babacığım.

Dedi. Yemeğimiz çoktan bitmişti. Onlar kalkıp bizi uğurladılar. Gerçekten hem şaşkın hem kızgındım.

Arabaya binmiştik. Ben arabada uyuyakalmışım. Kedi kucağımda imiş.

Geldiğimizde Jimin beni uyandırdı. Olanları hatırlayıp.

Ben: söylemeyi unutmuşum bu arada sana da alerjim var.

Dedim ve kedi ile beraber evimin içerisine girdim. Ama galiba bay ukalayı üzmüştüm. Aman banane ondan. Hemen tavşanlı pijamamı giydim ve yatağıma yatarak uyuya kaldım.

Patronum Bay UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin