Bölüm 3

18 8 1
                                    

Medya: Oğuz Karadağ

Habitat grubu olarak ciddi anlamda sıçmış, üstüne bir de sıvamıştık! Bulunduğumuz yer her öğrenci için tehlike teşkil eden bir yerdi. Başımı çevirip kader arkadaşlarıma baktım. Çoğunun yüzü gözü dağılmıştı. Benim de yüzümde ufak morluklar vardı. Buradan çıktıktan sonra yüzüme vuranı bulup ben de ona vuracağım! Ulan vücudumda vurulmadık yer bırakmayın neyse de yüzüme ne diye vuruyorsunuz!?

Düşüncelerim "2 hafta uzaklaştırma aldınız!" diyen müdürümüzün sesiyle bölündü.

Dün kavganın çıkardığı sesler okulda yankılandığından, müdür sınıfımıza gelip hepimizi odasına toplamıştı. En önde her saniyesini bakımına ayıran Alev hocamızın birbirine girmiş saçını, başını görünce şok olmuştu. Sinirle bize "Neler oluyor bu okulda!?" diye bağırıp Alev hocadan olanları anlatmasını istemişti. Kadın resmen önümüzde ağlaya ağlaya olan biteni anlatıp üstüne müdürün tüm itirazlarını takmayıp tayinini istemekte inat etmişti. Ve sonunda bir günlüğüne telefonlarımız elimizden alınmış bugünde disipline çağrılmıştık. Telefonlarımızı geri verip bizi odadan kovduklarında itiraz edemedik çünkü girerken tehdit edilmiştik. Eğer konuşsaydık uzaklaştırma süresince telefonlarımız okulda kalacaktı! Tam bir vahşet!

Odadan çıkıp sınıfımıza eşyalarımızı almaya giderken Kıvanç bir küfür mırıldanıp "Sanırsın okulları kolejlerin arasında 1.(!) altı üstü bir devlet lisesi lan neyini bu kadar büyütüp bizi okuldan uzaklaştırdınız anlamadım ki!?" diye söylendi.

"Hiç sorma yaa! Her okulda olabilecek bir şeydi, neden 2 hafta? Bari 1 hafta olsaydı! O kadar konuya nasıl çalışacağız sonradan!?" diyen Muhsin'e mal mal baktık. Cidden tek sorun bu muydu?

"Ya niye iyi tarafından bakmıyorsunuz ki? 2 hafta tatil yapacağız işte fena mı?" diyen Figen'e karşılık Ege "Ulan bu kız bile ilk defa mantıklı davranıp yerinde seviniyorsa durumumuz vahim arkadaşlar!" dedi.

Buse "Aslında Figen haklı. 2 hafta erken uyanmak yok, daha ne olsun?" dediğinde Beyza da "Ayrıca ödev yok, araştırma yok! Ohh mis" diyerek onu onayladı.

"İşte bu yüzden bana teşekkür etmeli, hatta ayaklarıma kapanmalısınız!" dediğimde hepsinin bakışları bana döndü. Korktum çünkü yiyecek gibi bakıyorlardı!

"Ne bakıyorsunuz aa ben tren değilim karıştırdınız siz" dediğimde konuşmaya ilk Ege başladı.

"3 harfli öyle mi? Gel buraya da çarpayım sana! Gerizekalı telefonu niye sessize almıyorsun!?"

Kıvanç "Sen benim kahkahamı ne zaman kaydettin lan telefonuna!?" diye sorduğunda "Ohoo bende daha neler var neler, sen bile kendini o kadar tanımıyorsundur" dedim.

Buse "Ayrıca Bay Oğuz Malı ben neden telefonunda dış kapının dış mandalı diye kayıtlıyım!? İnsan bir bıkar ya, sıkılmadın mı gay gay dolaşmaktan, senin saçını başını yolmamdan?!"

Net bir şekilde yüzüne bakarak "Hayır!" dediğimde Buse yumruğunu sıkıp "Başlayacağım birazdan sana da, yavukluna da!" diye bağırdı.

Kıvanç aklına bir şey gelmiş gibi bana dönüp "Harbi, sen beni kaydederken neden kendini 3. Kişi gibi yazmışsın?" diye sordu.

"Ha yani yavuklum olduğunu kabul ediyorsun?" dediğimde Buse bana doğru yaklaşıp "Başlatma yavukluna!" diye bağırdı.

Kıvanç onu zapt etmeye çalışırken Figen konuyu değişmek amaçlı "Biraz özgün ol Oğuz ya! Hayır yani Muz-Çık ne? Bence çok saçmaydı!" dedi.

Muhsin de ona karşılık "Sanki seni çok normal kaydetmiş, Fi kenarlı çokgen! Önce kendine bak da öyle sataş bana" deyince ortam kızıştı.

HABİTAT "Bir Mütüşmel Lise Meselesi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin