Bölüm 4

33 9 3
                                    

Medya: Kıvanç Yıldırım

(Kıvanç Yıldırım)

Beş dakikalık aldığımız su molasıyla herkes rahatlama meditasyonlarını(!) uygulayıp sandalyesine geri oturdu. Sudem teyze "Evet kızım?" diye beklentiyle Buse'ye bakıyordu.

"Neyi anlatmalıyım anneciğim, gerçekten şu an ciddi afalladım. Her şeyi biliyorsun zaten?" diye sorarcasına nihayet konuştuğunda Sudem teyze aniden "Kıvanç ile aranızda geçenleri Buse! Onu anlat!" diye bağırdı. Şaşkınca Buse'ye baktığımda gözlerini büyütmüş korkuyla bana bakıyordu. Annem "I-ıh, göz teması kurmak yasak, önünüze dönün!" dediğinde yavaşça başımı çevirip karşımda oturan anneme baktım.

"Yalnız şu an buna kızmanız çok mantıksız biliyorsunuz değil mi?" dediğimde çocuklar da bana katıldı. Annem "Sus Kıvanç!" diye uyarıda bulunduğunda sustum çünkü gaza gelip olayı büyütebilirdi.

"Anne bak, kızdıysan gerçekten özür dilerim ama biz-" derken Sudem teyze Buse'nin sözünü kesip "Ama ne Buse ha ama ne!?" dedi. Buse ona garip garip bakıp "Sözümü bitirtseydin tam da onu söyleyecektim zaten" dediğinde Oğuz'un kahkahasını duydum.

"Kusura bakmayın, şu an o kadar ciddi duruyorsunuz ki aramızda oluşan gerginlik trafoda bile yok yani" dediğinde benim de gülesim geldi. Zaten hepimizin ciddi ortamlarda rahat duramama gibi bir sorunu vardı üstüne biri dile getirince iyice bozuldu ortam.

"Sen neden konuşuyorsun oğlum sanki hiç suçun yokmuş gibi? Buse'yle anlaşamamanızın sebeplerine de geleceğiz birazdan merak etme!" diyen Elif teyzeyle Oğuz da susunca daha çok gerildim.

"Oh bee sonunda! Bu kadar güzel bir konu daha olamazdı, cidden tebrik ediyorum sizi. Bunu konuşmakta gayet haklısınız!" diyen Buse'ye yandan bakıp "Ne yapmaya çalışıyorsun!? Daha çok kızacaklar şimdi!" diye fısıldadım.

"Of ama ne yapayım? Bıktım şu Oğuz'dan!" diye o da fısıldadığında birden "Kendi aranızda konuşmayın!" diye asabi öğretmen edasıyla kızan Sudem Teyze'ye döndüm. Bu konuda bize kızmakta çok haksızlardı ne diye şimdi böyle yapıyorlardı anlamıyorum!

"Ya siz değil miydiniz lisede 7 dost olup, hiç ayrılmayın diye Ölmeden Önce Yapılacaklar listesi hazırlayan?" diye sorduğumda hepsi beni onayladı.

"Sonra o listeye bir de 'Çocuklarımızı birbirine evereceğiz' maddesi ekleyen de siz değil miydiniz? Biz de işinizi kolaylaştırıyoruz işte ne istiyorsunuz? Hem anne Sudem Teyzeye kardeşim gibi demiyor muydun? Daha iyi dünür mü bulacaksın ha?" dediğimde bir süre düşündüler. Haklıydım ve beni haklı bulacaklarından da emindim. Annemler düşünürken cebimdeki telefon titreşti. Sessizden çıkarmayı unutmuştum.

Gönderen; Sevgilim

"Bu ne zekâdır yiğidim? Gözlerim yaşardı be, cool çocuk seni sjsjsjsj"

Gönderilen; Sevgilim

"Ne sandın kızım"

Gönderen; Sevgilim

"Ya Kıvanç bi git Allah'ını seversen ya! 2 dk romantik kalamıyorsun, kızım ne yaa!"

Başımı telefondan kaldırıp Buse'ye baktım.

"Gerçekten şu an sorunumuz bu mu!?" dediğimde herkes bana döndü. Buse ile konuştuğumuz anlaşılmasın diye anneme dönüp cevap bekler gibi baktım.

"Gerçekten sorunumuz bu mu anne?" diye çevirdim cümlemi. Elif teyze "Ne yani Kıvanç, şimdi benim Tuba ile aram iyi diye Oğuz'u Ege ile mi evlendireyim?" dedi. Haklı olabilirdi ama o an kendimizi kurtarmak için başka bir sebep bulamamıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 02, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HABİTAT "Bir Mütüşmel Lise Meselesi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin