Artık günlerimiz sıradan geçmeye başlamıştı.Her ne kadar normal olsa da geceleri uyuyamıyordum.Katil psikolojisini üzerimden bir türlü atamıyordum.Yaşadığımız bu yer artık bana iyi gelmiyordu.Kenan'a burdan gitmemiz gerektiğini her söylediğimde,bunu geciktirmek için uğraşıyordu.Ailesinden vazgeçmek istemiyordu.Bunu ben de istemiyordum ama gitmemiz gerekiyordu.Sonunda Kenan'ı ikna ettim ve geriye sadece ailemle konuşmak kaldı.
Akşam üzeri eve gittim.Yemek sofrası kurulmak üzereydi.Hep birlikte sofraya oturduk.Ve konuyu istediğim yere getirdim.Anneme ve babama Muğla'da bir iş bulduğumu ve gidip çalışmak istediğimi söyledim.Annem benden ayrı kalmak istemediğimi söylesede kararımın kesin olduğunu anlayıp saygı gösterdiler.Odama gidip Kenan'ı aradım.O da annesini ve babasını kararına ikna etmişti.Eşyalarımı toplamaya başladım.
Ertesi gün ailemle son kez kahvaltı yaptım ve vedalaşıp evden ayrıldım.
Evden çıkarken kömürlükteki paraları ve silahı sırt çantama koydum.Sonra Kenanla buluştuk.Otogara doğru yürümeye başladık.Gerçekten Muğla'ya gidiyorduk ama çalışmak için değil.Bir planımız yoktu ve ne yapacağımızı da bilmiyorduk.
Otogara vardığımız zaman gözüme biri takıldı.Faruk'un cenazesinde gördüğüm ve bana dikkatli bir şekilde bakan bir adam vardı.İstanbul bileti almak için sırada bekliyordu.Göz göze geldik ve o an sanki kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.Garip bir şey vardı sanki adamda.Çok fazla aldırış etmemeye çalışarak yoluma devam edip Kenanla birlikte Muğla bileti almak için sıraya girdik.
Otobüs hareket ettiği sırada geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktığımın farkındayım.İçimde birsürü burukluk vardı.Sadece bir gün buraya dönüp annemi lüks içinde yaşatma fikri beni motive ediyordu.
Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum ama Kenan'ın omzuma dokunmasıyla uyandım.''Amma uyudun ha birader'' diyip beni uyandırdı ve otobüsün mola verdiğini söyledi.İnip dinlenme tesisinde çay içmeye başladık.Çok garip hissediyordum.Yaşadığımız şeyler aklıma gelince çok kötü oluyordum.Ama başka bir yandan yeni bir maceraya yelken açmak beni heyecanlandırıyordu.Otobüsün hareket vakti gelince otobüse bindik ve yola devam etmeye başladık.
Muavinin anonsuyla yerimden zıplayıp uyandım.Haftalardır uyku uyuyamıyorken bu kadar rahatsız bir ortamda uyuyabilmek garip gelmişti.Sonunda Muğla'ya varmıştık.İnip valizlerimizi aldık ve bir taksiye binip bizi kalabileceğimiz bir pansiyona götürmesini söyledik.Yaklaşık 15 dakika sonra mütevazi bir yerin önünde durduk ve taksiciye parasını ödeyip pansiyondan içeri girdik.Odamızı tutup valizlerimizi çıkardık ve dolaşmak için dışarıya çıktık.
Bir süre dolaşıp sahile indik.İlkbahar kendini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı.Denizi izlemeyi çok seviyordum.Deniz bana garip bir huzur veriyordu.Kenan'la konuşmaya başladık.Bana ''bir yer açıp kendi işimizi yapmalıyız'' dedi.Ben de aynı fikirdeydim fakat bu para kazanabileceğimiz bir iş olmalıydı.Elimizdeki parayı kaybedip beş kuruşsuz da kalabilirdik.Kalkıp biraz daha dolaştıktan sonra sahile yakın bir yerde bir kafeterya gördük.Ama kafeterya kapanıyor gibiydi.
Yaklaştığımızda eşyaların toplandığı gördük.Merak edip ne olduğunu sorduk ve mekanın sahibi vefat ettiği için oğlunun mekanı kapattığını öğrendik.Sanki birşeyler bize yardım ediyordu.Oradaki insanlardan mekan sahibinin telefon numarasını aldık ve konuşmaya karar verdik.
Mekanın sahibiyle konuşup görüşmek için randevulaştık.Anlaşma çok zor olmadı.Mekandaki bütün malzemelerle birlikte bize kafeteryayı 80 bin liraya devretmeyi kabul etti.Kontratımızı yaptık ve her şeyi tamamladık.
Artık bizim için yepyeni bir sayfa açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan ve Para
ActionBu hikayede para kazanmak için akılalmaz yöntemlere başvuran iki arkadaştan Yusuf'un hastane koridorlarında biten hikayesine tanıklık edeceksiniz.Bu hikaye tamamen kurmacadır,gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur.