5.3K 621 110
                                    




"hey, kookie. bir problemimiz var."

jimin iç çekerken jungkook'u her zaman takıldığımız masaya bu şekilde çağırmıştı. sorun neydi merak ediyordu, namjoon hyungun yaptığını mı öğrenmişlerdi? iç çekerek ilerleyip her zamanki yerine oturmuştu şimdi, gözlerini jimin'e dikmiş 'ee ne oldu?' der gibi bakıyordu.

"namjoon hyung, herkese evinde bir kanlı bebek olduğunu söylüyor."

jungkook göz devirip çenesini avucuna dayarken tek kelime etmemişti.
"dediğine göre bebek hareket etmiş. ona saldırmış ve onu yemeye çalışmış!"

jimin korku ve heyecanla jungkook'a anlatırken bir yandan da bu olanların gerçekliğini kafasında tartmaya çalışıyordu.

jungkook derin bir nefes verip mırıldandı, çenesini ovarken.
"ah, işte bu sorun."

"bu doğru olamaz değil mi? sen de söylememiştin böyle bir şey bize bahsederken."

"hayır, elbette doğru değil. sikeyim."
dudağının bir kenarı havalanırken mırıldandı.
"benim küçük taeciğim, dünyanın en muhteşem bebeğidir."


"jungkook, jungkook! jungkook! uh, hâlâ bitmedi mi, bu ne zaman bitecek, bitir artık haydi. jungkook..."

jungkook, tae'ye minik elbiseler dikiyordu. sadece onun için şurada uğraşıyordu ama küçük tae yalnızca onun tişörtünü çekiştirip etrafta dolanarak bağırıyordu. jungkook sesini yükselterek söyledi.
"beni rahatsız etmeyi kes, shimeji. sana giysi yapıyorum şu an."

tae iç çekip somurtarak ellerini jungkook'un omuzlarına koydu ve başını onun ensesine yasladı.
"ama bütün gün okuldan dönmeni bekledim. geldiğinde ise ödevin olduğunu söyledin. şimdi de dikiş dikmek istediğini söylüyorsun."

başını ensesinden çekip yere ayaklarını vurarak bağırdı. sahiden küçük bir çocuktan farkı yoktu şu an.
"benimle ilgilenmeyi ne zaman düşünüyorsun acaba, söyler misin!? hem beni sevdiğini günde bir defa söylemeni istemiştim. ama hiç söylemedin!"

somurtup kollarını birbirine dolayarak söyledi ardından.
"oyuncak bebeklerin tek istediği sevilmektir, bilmiyor musun?"

"tam bir baş ağrısısın."
jungkook şakaklarını ovarken söyledi.
"gürültü yapma, tae. git ve biraz sabret."

küçük bebeğe dönüp gözlerine baktı ve sakince mırıldandı.
"şu an yapmak istediğim tek şey, seni kendi ellerimle daha da güzelleştirmek. bu çabam da sevgimin bir göstergesi. anladın mı, tae?"

tae, biraz düşündükten sonra başını salladı ve onu onayladı.
"eh, bu şekilde dediğin zaman tamam..."

jungkook kıkırdayıp devam etti, karşındaki çocuğun dünyanın en sevimli şeyi olduğunu düşünüyordu şu an. ona sahip olduğu için şanslı hissediyordu.
"öyle mi? demek seni ikna etmek bu kadar kolaymış."

tae sinirli şekilde dişlerini sıkıp somurtarak yere oturmuş ve jungkook'u beklemeye koyulmuştu.


"ikinize de günaydın beyler."

jungkook masaya ilerlerken, yoongi mırıldanmıştı.
"dostum bugün sende bir farklılık var."

lover's doll ん taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin