GİRİFT

142 19 37
                                    

Karanlık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık...

Lahza süreli düşüncelerimle eski dar ve izbe sokakta koşuyordum. Tenha caddenin ürpertici sesleri adımlarımı hızlandırmamı sağlıyordu. Hava da bana ukala bir tavır sergileyerek bozuktu. Hissediyorum. Birazdan yağmura tutulacağım. Açıkçası ıslanmak umrumda olmadığı için siyah kapüşonlumu serseri bir edayla kafama geçirdim. Siyahtan başka rengim yok. Acınasıdır ki kaçarken süremi idareli kullanmadığım için yanımda hiçbir şey de yok. Son anda aklıma getirdiğim kot parçalardan oluşan sırt çantamda sanırsam üç beş kuruş param var ve yıllardır bana yaver olan ahşap kutum. O bu hayatta bana bırakılan tek şey. Küçük bir kız hayal edin. O küçük kız yürürken anne ve babası elinden tutmalı. Yoksa kız düşer. Kızın dizleri kanar ve en hissedilmez olan vaveylaları kızın gözlerinden sessiz haykırışlar şeklinde boşalır. Ve kız boşluklara tutunur. O ahşap kutu benim en dolu boşluğum. Ve evet o kız benim...

Kaçıyorum pek sevgili makûmane hayatımdan. Peki, gerçekten kaçabilir miyim mahkûm olduğum bu kara hayattan?

Epey yol kat ettiğimi düşünerek yağan yağmura aldırış etmeksizin bir bank bulup oturdum. Soluklanmam lazım. Düşüncelerime soluk lazım. Üşüdüğü için cebimden çıkarmadığım ellerimi avucumda su toplanması temennisiyle açtım. Yağmurun kalbi avucumda atıyor. Herkesin ıslanmaktan korkulu bakışlarını görerek koşuşturanları pestenkerani bir edayla seyre daldım. Belki yağmur bir daha yağmayacak. Niye ıslanmıyorsunuz?

Nefeslerimin düzene girdiğini anladığım vakit şehir otogarına ıslak kıyafetlerim ve soğuk bedenimle ilerlemeye başladım. Gündüz saatlerini ikindi vaktine bırakmış ve güneş ışığını saklamaya başlamıştı. Yırtık ve yılların eskittiği botlarımdan ayağıma su girmemesi için atlaya zıplaya ilerledim bilet satan gişeye doğru. Açıkçası komik görünüyordum. Yüzüme saygı amaçlı bir tebessüm kondurdum ve gişede duran göbekli ve hipermetrop gözlüklü amcaya''çok yakın bir süre içinde hareket edecek olan otobüs var mı?'' diye bir soru yönelttim. Saçı başı dağınık olan ve bana kısık gözlerle bakan amca

''15 dakika sonra İstanbul'a otobüs kalkacak kızım''.Dedi. Uzun bir soluk verdim. Kaygısızlığımı belli etmek istemeyerek dudaklarımı yaladım ve cevap verdim.''Bir tane bilet satın alabilir miyim ?''.Yaşlı amca başını sallayarak önünde bulunan bilgisayara yöneldi ve birkaç dakikalık işlem ardından başını kaldırdı.

''18 numaralı koltuk. İsminizi öğrenebilir miyim kızım ?''

"Gazel''.Dedim.

''Gazel Katre''.

......

23.36 8.12.2018

GİRİFTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin