Kalbi kocaman, bedeninden büyük. Ve okadar iyiki. Ama paramparca, içi değil, heryeri kırık onun. Hiç mutlu değil, yapmak istemediklerini yapıyor hep, çünkü inatçı, etrafındakiler yapma dediği için yapıyor, çünkü küçükken çok acı cekmiş, ve hayat nisbet yapıyor, hayatta kırgın, birazda küs. Tabi öfkelide hayata. Ama asıl öfkesi kendine. İçiyor. Ama istemiyor aslında. Çokta gururlu. Benim içimdeki fırtınaya sağır değil o. O bebi tanıdıktan sonra, sadece kör, herkes kör, bana şiir o. Beni anlıyor, ben anlatmadan. Beni dinliyor, ben konuşmadan. Biz onunla, ben ve o değiliz, biz onunla geceyiz, biz hayatız onunla. Ne bilim işte ya. O ben, ben oyum. Ayniyiz biz, iç dünyamızda aynı dünyadayız. İki kişinin biz olması değiliz biz. Bizi n ta kendisiyiz. Allah içiniz. O bana asıl yâr'ı hatırlatanim, beraber doğru yolda yürüyenim. O benim can yoldaşım. Nefesim. Bakışım. Her sözüm, her şiirim. Hani kan olmasa kalbin anlamı olmaz ya, o kan bende kalbim. O olmadığında bile var olanım. O her gece benimle yatıp benimle kalkanım. O beni sevenim. Bana değer verenim. Beni önemseyenim. Sahibim. O benim işte.