Büyük Görev

25 3 0
                                    

Gardiyanlardan birinden Rostov'a büyük bir Rus ordusu gelecekmiş duyumu aldım. Ve içime bir umut geldi. Ama günler geçmiyor ve biz iyice umutsuzlaşıyorduk. Bu haber umudumuzu filizlendirdi. Ama artık kurtulacağımız günü beklemeye başladık.

3 hafta sonra

Bombardıman sesleri ile ayağa kalktım ve Frederic' i uyandırdım. Gardiyanlar ortalıkta yoktu. Diğer mahkumlar korkudan yere yatmış bekliyorlardı. Bende vakit bu diyerek parmaklıkları zorlamaya başladım. Ama çabamız sonuçsuz kalmıştı. Artık tek çare beklemekti. Ve koridorda biri gözüktü. Tüm mahkumların kilidini açıp hadi kaçın diyordu. Ve kurtulmuştuk. Hemen merdivenlerden çıktık ve Alman Ordugahının yerle bir olduğunu gördük. Ama benim aklım hala Adelaida daydı. Acaba ne yaptı diye içim içimi kemiriyordu. Ve o bölgeden uzaklaşıp Rus askerlerini takip etmeye başladık. Almanlar Rostovdan geri çekiliyor ve bizde onların üzerine yürüyorduk. Almanların savaşmak gibi bir niyeti kalmamıştı.

Ve bir asker bizim bulunduğumuz tarafa geldi ve Yoldaş Pruyin sizinle konuşmak istiyor dedi. Ve biz hemen karargaha koştuk. Bu arada Almanlar resmen Rostovdan el çekmişlerdi. Komutan Pruyin' in karargahına gelince bize " Sizin için yeni bir görevim var. SizlerAlmanyanın Düsseldorf bölgesine casusluk yapacaksınız. İşte sahte pasaportunuz ama öncelikle atlarla Alman mevzilerini 2 günde geçip 3. gün Sofyada olmanız gerekiyor. Oradanda Düsseldorf trenine bineceksiniz. Bu sahte kimlikler orada işinize yarayacak. Düsseldorf meydanında siz 7 kişi olduğunuzdan 14 tane meşale alacaksınız. Ve sizi birileri karşılayacak. Onlar bizim daha önce gönderdiğimiz casuslar. Onlara bu mektubu verin ve onların yanından ayrılmayın." dedi ve bize el salladı. Atlarımıza bindik ve Romanya'nın başkenti Sofya' ya doğru ilerlemeye başladık. 2 güne kadar Alman mevzilerini geçmek zorlu olacaktı. Almanları nasıl atlatacaktık? Bu sorunun cevabı yolumuz kesilene kadar devam etti. Önümüze Alman Kontrol noktası çıktı. Biz telaşa kapıldık ama fark ettirmemeye çalışıyorduk. Sonra askerler bize silah doğrultunca biz hemen atlarla onların üzerine hızlıca gittik. Ve Almanların ilk kontrol noktasını 7 kişilik grubun 3ü nün yaralanmasıyla atlattık. Kontrol bölgesinden uzaklaşınca durup yaralıların yarasını sardık. Hava kararıyordu. Plakov "Burası sabahlamak için güvenli değil. Alman tankları bu yoldan geçebilir ve biz ölürüz. Ormana çekilmeliyiz"dedi. Bu hepimiz için mantıklı geldi ve ormana doğru ilerledik. Orman sanki her an biri saldıracakmış hissi veriyordu. Ama en güvenli yerde burasıydı. Ve Adelaidayı düşünürken uykuya dalmıştım.

Sabah Frederick in mızmızlanmasıyla uyandım. Frederick Plakova birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Kalktım ve konuşacağınıza yola koyulalım dedim ve yola koyulduk. Atlarla hiç durmadan ilerliyorduk Romanya sınırına az kalmıştı. Alman kontrol noktalarına paralel ilerkiyorduk. Yol yerine kırsal alan iyi olmuştu gizlilik için. Ve çok yorulmuştuk ama homurdanarak yola devam ediyorduk.

Nazi Almanyası- Romanya sınırındaki sınır kapısına vardığımızda mecburen sahte kimlikleri kullanmak zorunda kaldık ve Romanya ya girdik. Artık kuş gibi rahattık. Sofya Garına 1.5 günlük mesafe kalmıştı. Ve atlarımızla durmadan ilerliyorduk. İçimden bu kara günlerin en kısa sürede bitmesini diliyordum.

Ve Sofya garına geldiğimizde Düsseldorf a giden trenin girişinde Nazi askerleri pasaport kontrolü yapıyordu. Bizde sıraya girdik. Sıra bize geldiğinde Almanyaya neden gidiyorsunuz dediğinde orada şarap dükkanı açmaya gidiyoruz dedik. Ve orada şarap fabrikaları var kendinizi kollayında yoksul kalmayın diye güldü. Neyseki trene bindik ve Düsseldorfa doğru hareket ettik.

WORLD WAR II - THE SOVİET UNİON STORY (Adelaida Kovalev and Vladimir Grosslny)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin