Yine yenildim. Ne kadar çabalasam da gördüğüm şey aynadaki çirkin yansımam oluyor. Bu defa emindim kendime hakim olacağıma.
Nasıl oldu da aynı konuma gelebildim ki ben.
Biliyorum bununla kendim başa çıkamam. Psikoloğa gitmem gerekiyor. Ama istemiyorum. Zaten sevilmemiş bir kızım daha fazla küçük düşüremem kendimi.
Eğer benden başka bulimia olan varsa en yakın zamanda doktora gitsin. Bu hastalığın başıma neler getirdiğini bilemezsin.
"Red!! Sıra bekliyoruz çık artık şu banyodan!" Dışarıdan gelen ses tamamen dikkatimi dağıtmıştı. Yüzüme son kez su çarpıp çıktım. Suçluluk hissediyordum ama geç çıkan tek ben değilim. Bunu bilmelerini istiyorum.
"Ben her gün sizi bekliyorum. Biraz da siz bekleyin" diyerek banyodan çıktım. Kızlar gülerek bana bakıyordu. Suçluluk hissimi böyle başımdan atarken onlar sadece şaka yaptığımı düşünüp gülüyorlardı. Anlayın artık hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hem de hiç...
"Yüzün neden kırmızı? İçerde naptın" diyerek dalga geçti aiko. Bizde bu bir şakadır. Eğer biri banyodan geç çıkıyorsa istediğimiz şeyi düşünürüz. Banyoya erkek attığını bile.
"Eminim bilmek istemezsin Aiko" dedim ve odama girdim. Eminim o da üç saat çıkmayacaktır. Bulimia olmadığı halde.
"Ben okula gidiyorum akşam görüşürüz" dedi soyoung. Yapmacık olmayan ama samimi de sayılmayacak bi gülümsemeyle onu yolcu ettikten sonra kendi iç dünyama döndüm.
Burada anlatacaklarım bulimia olmam ya da kendimi ne kadar sevmediğim değil. Tamamen dışlanmış ama ne kadar doğru olduğunu bilmesem de güzel olduğumu söylemeleri.
Belki de kaderim bu yüzden kötüdür. Güzel göründüğüm için sürekli tacize uğramayı hak ediyorum dur. Ah çok saçma!
İlk aşk hikayem dayak yememle başladı. Evet altı yaşındaydım ve abimin arkadaşı Namjoon tarafından günlerce tacize uğradıktan sonra dayak yemiştim. Dövmesi demek oluyor ki artık seninle işim bitti ne öpeceğim ne de senin bi yerine dokunacağım. Sinirden saatlerce ağladığımı hatırlıyorum. Ama artık bitmişti ve tacizini kabullendikten sonra hayatıma bi şekilde devam etmiştim.
Bir sonraki aşık olduğum kişi inanılmazdı.. ah hala yakışıklı ve ciddi bir insan. Çirkin olduğum için bana bakmamıştı diyemem. Onun yanı sıra en iyi arkadaşım adımı çıkarmıştı. Tüm okul beni orospu sanıyordu. Şimdi neden bana bakmadığını anlıyor musunuz? Tam altı yıl onu karşılıksız sevdim. Ah Jimin, değerimi bilmeliydin.
Ve sonra... evet bu noktada kalbim sıkışıyor. Onu tam anlamıyla unutmadım ama aynı sevgiyi de taşımıyorum. Adı Hoseok. Herkesin vardır bir kanayan yarası. O durmak bilmiyordu. Saygı duymalıyım ki aşık etmek için günlerce beni güldürmek için uğraşsa da iyi bir insan olduğumu anladıktan sonra konuşmayı kesti. Beni daha fazla kırmak istemedi. Sonrasında ise her gün farklı bi kızla ilişkiye başlayıp bütün kızları kullandığını hatırlıyorum. Kötü olan ne biliyor musun? İlişki insanı olmadığı için saygı duyup sevgini, kırgınlıklarını, özlemini içine atıp yaşamaya devam etmeye çalışıyorsun. Ve sonra bakıyorsun ki o değişmiş ve ciddi bir ilişkiye düşünmeden başlamış. Burada yaşamaktan vaz geçip günlerce ağlamak kalıyor.
Her neyse onu unutalım. Ben yoluma devam etmeye karar verdim. Ama karar verdiğim gibi olmadı. Yine hayata tutunmaya karar verdiğimde hayatın bana oyun oynayası geldi. Karşıma Jungkook çıktı. Lütfen her erkeği yiyormuşum gibi düşünmeyin. Yenilen bir kişi varsa o da benim.
Jungkook arkadaşımın en yakın ve değer verdiği bi arkadaşıydı. O gülünce tavşan gibi çıkan dişlerini gördüm ve dedim ki işte bu.
Aptalsın red. Arkadaşlarımın önerisi üzerine onu sosyal medyadan ekledim. Kesinlikle böyle bi hataya düşmeyin. İsteyen gelir sizi bulur zaten. Ve o bana bi şeyleri bahane edip mesaj attı.
İki gün derin bi konuşmanın ardından beni evine davet etti. İçmek için. Buradan anlamam gerekiyordu ama tamamen aptaldım ve gözlerim daha açılmamıştı. Klüple çıktığım piknikte herkesi soyutlayıp sadece onu düşünüyordum. Yarın ne yapacağımızı ve beni nasıl seveceğini... öyle ki beni seven insanı bile görmezden geldim. Seokjin... o gün çok çabalamıştı benimle konuşmak için. Hala da konuşuyoruz ama tek taraflı sevgi olmuyor. Arkadaş kalmak için özellikle çaba sarf etmek zorunda kalıyorsun.
Bir gün sonra akşam çok güzel hazırlanıp gittim. Hatta zayıf görmesi için bir gün boyunca hiçbir şey yemeden bir kilo verdiğimi bile hatırlıyorum.
O gece Jungkook beni öptü ve tacizde bulundu. Sabah onunla sarmaş dolaş uyandığımda bir şeyler olmadığını biliyordum ama bedenime olan saygımı kaybedip dokunmasına engel olmadığımı da hatırlıyorum. Ve bu iki gün sürdü.
İki günün ardından arkadaşım okula döndüğünde onun zaten sevgilisi olduğunu ve benimle sadece sevişmek için konuştuğunu söyledi. Aslına bakarsanız zaten herkese seviştiğimizi söylemiş. Bilmediğim halde yaptığım pozisyonları göğüslerimi... aklınıza gelebilecek bütün iğrenç şeyleri anlatmış.
O gün konuşmayı kesmiştim. Arkadaşım da öyle hatta beni koruması altına almıştı. Ona bu şekilde güvenmiştim. Şunu unutmayın ki güvenebileceğiniz kimse yok.
Beni koruduğu için güvendiğim insan okulun son haftası sevişmek için zorlayıp kabul etmediğimde ağır bi tokat atan insandı. Taciz edilmeye doymuyorum değil mi? Benim için de kolay değil.
Şimdi, tam bu noktada her şeyin son bulduğuna ve bedenime duyduğum saygıyla beraber her şeyin güzel olacağına inanmıştım.
İnanmadınız di mi.Herkes evine gitmişti. Ben gitmedim çünkü okuldan kaydımı aldırıp hayatımı düzene sokacaktım. Sonrasında okula tekrar biri geldi. Bu konuştuğum tek kız arkadaşımın okuldaki en çok değer verdiği insandı. Güveni burdan almıştım ve esprilerinden.
İkimiz de okulda olduğumuz için takılabileceğimizi düşündük. Gayet normal bi düşünce kim olsa aynısını yapardı.
Okulda kalan tek insanlar olarak onun evinde buluştuk çünkü kız yurduna onu alamazdım.
İki gün boyunca film izledik ve kafa dağıtmak için biraz da içtik. Alkol olmaması gereken bi faktör değil. Herkesle içilmemesi gereken bi şeydi. İçtiğimiz o gün beni sıkıştırdı. Dokunmasını bi yere kadar kabullenebilirdim. Fakat bi yerlerini dayaması ve mastürbasyon yapması hayatımın durduğu andı. Eve gittikten sonra günlerce uyuyamadım. Her arkamı döndüğümde ve boşluk hissettiğimde onun dokunduğunu hissediyordum. Bu bi türlü son bulmamıştı. Üzülecek söylüyorum ki hala midemi bulandırıyor ve asla aklımdan çıkmayacak.Yine en iyi arkadaşımın arabada beni sıkıştırması bu kadar koymamıştı. Okulda koyduğum son nokta benim için bi depresyona dönüşmüştü.
Bu şekilde sevmeye hoşlanmaya ve erkeklerle olan her şeye son vermiştim. Artık tek isteğim saygı duyulmak ve sevilmek. Özellikle bir erkek cinsel içerikli şaka bile yapsa konuşmayı tamamen kesiyorum.
Ben bu şekilde eskort oldum. Bu tamamen tacizlerden kaçıp kendimi terk ettiğimde eskort olmaya karar vermemden sonra yazılmaya karar verdiğim bi hikayeydi. Ne yazik ki bunlar gerçek ve hiçbir zaman peşimi bırakmayacak şeylerle peşimden geliyorlar. Kurtaran ya da elimden tutan biri olmadığı sürece içten içe beni öldürecekler.