My Boss' Son (Türkçe Çeviri) (Harry Styles)

Bölüm 7 (2/2)

The story by TayTay1995 :) Thank you for your permission xx

"Bence bu oldukça kibar bir davranış." Dedi ben yumuşak yatağıma otururken telefondaki annem. Anneme sadece Bay Styles'ın misafir olarak evine davet ettiğinden söz ettim ve annem ondan uzakta olduğum sürede bir çeşit yardım aldığım için benim adıma daha önce hiç bu kadar mutlu görünmemişti. Ama ben hala benim için yapılan bu teklif konusunda emin değildim. Bu harika ama bence patronumun misafir evinde yaşayacak olmak oldukça tuhaf.

"Evet fazlasıyla! Aslında şey hakkında düşü- bir saniye anne." Dedim evin kapısının yüksek sesle çalınmasından sonra.

Mutfağı geçtim ve büyük kapıya doğru yurudum. Kapıyı tereddütle açarken Jen bir kaç saat önce erkek arkadaşında kalmaya gittiğinden beri bu gün için kimseyi beklemiyordum.

Hemen kapıyı açmamla bir çift derin yeşil gözle karşı karşıya kaldım.

"Harry?" Dedim Harry'nin ziyaretinden ve arkasında duran iki kişiden dolayı biraz kafam karışmış biçimde.

"Ella" diye gülümsedi apartmanıma doğru bir adım atarken ben de o ve takipçileri için bir kaç adım geri çekildim.

"Seni sonra ararım anne." Dedim telefonu kapatmadan önce. Burda neler dönüyor?

"Bu Jodie ve Zac, onlar arkadaşlarım." Dedi bana sarışın kızı ve  erkeği tanıtırken.

"Merhaba" dedim gülümseyerek ve sadece Zac bana geri gülümsedi. Jodie direkt olarak gözümü korkutacak şekilde mavi gözlerini evimde gezdiriyordu.

"Yani burada sizin için yapabileceğim bir şey var mı?" Dedim beceriksiz bir şekilde onların önünde eşofman, sporcu atleti ve okuma gözlüklerimle dururken aslında bu annem aramadan önce yaptığım şeydi.

"Sadece Jodie'yi bırakmak için uğradım." Diye konuştu Zack ile beraber kapıya doğru yürürken.

"Ha?" Bu neler olduğu hakkında tamamen kafası karışmış biri olarak söyleyebileceğim tek şeydi ayrıca Jodie'nin yanında tek başıma kalmak konusunda biraz gergindim.            

"Jodie hazırlanmana yardım edecek." Dedi ve ben de onun peşinden yürüdüm.

"Ne için hazırlanmama yardım edecek?" Diye sordum bu sırada ikimizda kapıya ulaştık ve Harry yüzünü bana döndü.

"Bu gece. Dışarı çıkıyoruz, hatırladın?"

"Hayır, sen dışarı çıkıyorsun." Dedim.

Dışarı çıkma konusunda ona asla katılmadım.

"Böyle söyleyeceğini biliyordum ama umrumda değil. En azından biz taşınmadan önce bir gece eğleneceksin." Dedi ve kapıyı suratıma kapatıp beni evde Jodie ile yanlız bırakarak gitti.

"Pişkinin teki, değil mi?" Diuerek fikrini söyledi Jodie hemen arkamdan. Aksanı Harry'nin aksanı kadar kalın değildi fakat hala derinlerde bir yerde bunu duyabilirdin.  (İngiliz aksanından söz ediyor.)

Jodie'ye döndüm ve elinde daha önceden fark etmediğim büyük bir çanta olduğunu gördüm.

"Öyle de denebilir." Dedim telefonumu tekrar şarja takarken ve Jodie'nin beni rahatlatacak şekilde gülümsediğini gördüm. Tahmin ediyorum ki bi konuda anlaşmalıydık.

"Bak, bana yardım etmene gerek yok çünkü gitmiyorum." Dedim olabildiğim kadar kibar bi şekilde.

Kaba biri olmak istemiyorum ama gece dışarı çıkmak gibi bir niyetim yok. Hatta Harry'nin beni bu gece dışarı çıkmaya davet ettiğini hatırlayacağını bile düşünmemiştim.