14

702 75 26
                                    

Chan Jeongin'i almak için kaldığı eve gelmişti. Jeongin koşarak Chan'ın yanına gidip sarıldı.

"Hadi hyung! Gidelim gidelim gidelim~"

"Tamam miniğim sakin. Gideceğiz. Hazırsın değil mi?"

"Evet!"

"Nereye gidiyorsunuz?"

Hyunjin gelip sormuştu. Bu sayede Jeongin'in yüzünde piç bir sırıtış belirdi.

"Neden sordun ki hyung?"

"Merak. Ayrıca beni mükemmel uykumdan uyandırmanızın sebebini öğrenmek hakkım."

"Jeongin lunaparka gitmek istedi. Beraber oraya gidecektik."

"Ben de geleyim mi~"

"Ama...ama biz Chan hyungla baş başa gidecektik."

"Jeongin bu seferlik gelseler ne olur ki?"

"Ben sadece seninle gitmek istiyorum. Yoksa evde bu kafadan özürlülerle evde oturmasını da bilirdim."

Hyunjin trip atıp gitmeye hazırlandığında Jeongin'in telefonuna bir mesaj geldi.

Hyunggie~: İyi eğlenceler kakaolu sütüm

My Baby: Sağol hyung

Bana bir ip ucu daha verdiğin için

Hyunjin hyungu eledim

Telefonu elinde değildi

Sadece Chan hyung ve Seungmin hyung kaldı

Yine faka bastın

Hyunggie~: Bilerek yaptım

Beni bulman gerek

My Baby: O zaman kim olduğunu söyle hyung

Bulmam daha kolay olur.

Hyunggie~: Cesaret edemiyorum ama

Doğru yoldasın

My Baby: Hyung

Bizimle lunaparka gel

Hyunggie~: Kurnaz bir tilkisin jeonginnie

Ama yemezler

My Baby: O zaman kim olduğunu biliyorum

Seungmin hyung~

Seungmin bu kadar erken bulabileceğini tahmin etmediği için şaşırmıştı. Bu kadar dalgın olduğu için de kendine kızıyordu.

Odasının kapısı çalındığında korkuyla gidip açtı.

"Merhaba Seungmin hyung~"

"Me-merhaba. Geçsene."

"Geçmeyeyim bence."

"Kızgın mısın?"

"Neden kızgın olayım?"

"Sana mesaj atanın ben olduğumu öğrendiğinde kızmış olabileceğini düşünmüştüm."

"Hayır kızmadım."

İkisi de bir süre sessiz kalmışlardı. Seungmin utandığı için başını yerden kaldırmıyordu.

"Bana bak hyung."

Başını yavaşça yerden kaldırdı ve Jeongin'e baktı.

"Seni seviyorum Jeongin."

Jeongin'i belinden çekip odanın içine soktu ve kapıyı kapatıp duvarla arasına aldı. Jeongin kendini sıkıca tutan kollardan ayrılmaya çalışsa da başarısız oluyordu.

"H-hyung bırakır mısın?"

"Hayır. Bu sefer bırakmayacağım."

"Kollarım acıyor hyung bırak."

Seungmin Jeongin'in boynunu koklayıp öptü. Boynuna art arda öpücüklerini sıralarken Jeongin hala tepiniyordu. Sonunda korkudan ağlamaya başlamıştı.

"Hyung yapma!"

Seungmin daha da sertleşmişti. Jeongin'i kucağına alıp yatağa yatırdı ve üzerine çıkıp hafif dekolteli bulüzünün yakasını daha da açıp göğsüne öpücüklerini sıraladı.

"Hyung yalvarırım dur! Beni korkutuyorsun..."

Bu sefer Seungmin'i durdurmayı başarmıştı. Seungmin hızla uzaklaşıp Jeongin'i kollarının arasına aldı.

"Özür dilerim. Çok özür dilerim. S-seni korkutmak istememiştim."

"Uzak dur. Ya-yaklaşma. Bırak."

Seungmin uzaklaştığında Jeongin yataktan kalkıp göz yaşlarını sildi. Aynadan kızarmaya yüz tutmuş gözlerine baktı.

"Bir süre bana yaklaşma."

Koşarak odadan çıkıp kendisini bekleyen Chan'ın yanına koştu.

"Gidelim hyung. Acele edelim. Evde daha fazla durmak istemiyorum."

"Bir sorun mu var miniğim? Bana anlatabilirsin."

"Hayır hyung. Sadece gidelim."

Jeongin Chan'ın elinden tutup evden çıkarttığında kapının kapandığını duyan Seungmin tutmaya çalıştığı göz yaşlarını çığlıklar eşliğinde serbest bıraktı.

_____

Selam.

Üzgünüm, Seungmin piç olmamalıydı. Neden böyle geliştiği hakkında hiçbir fikrim yok.

Yakında final olacak.

Kendinize iyi bakın💛💛💛







Kakaolu Süt <<JeongMin>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin