BİLGİLENME

29 2 0
                                    

Herkes dağıldı. Ben çıkmak istemedim. Koca odada tek başıma kaldım. Akşam olmak üzereydi. Güneşin batışını izledim, batarken denizi kızıla boyayışını. Bir günün daha bitdiğine şahitlik ederken aklımda binlerce soru vardı. "Bu zombiler hakkında daha fazla bilgi edinmeliyim" diyerek kendi kendime söyledim ve ellerimi pantolonumun cepine sokarak ayrıldım odadan.

Tüm benliğimi saran bir merak duygusu içinde beynimdeki sorulara cevap bulmak umuduyla kuzenim Hasan'ın odasına çıktım. Kapıyı çaldım, açan olmadı, bi daha denedim yine ses yok sonra kapının kolunu aşağıya doğru bastırdım kapı kilitliydi. Muhtemelen odada yok. Aşağılara bakmak için inerken merdivenlerde Arda beyi gördüm. Başımla selam verdim o da aynı şekilde başıyla selamımı aldı. Yanından geçerken birden durdum ve ona dönerek "Arda bey müsait misiniz" dedim. Bana doğru döndü. Gözleri merak doluydu. "Tabi konu neydi" dedi. "Konuşabilir miyiz" dedim. " Odama çıkalım" dedi.

O önde ben arkada yürüyorduk. Aklımdaki soruları nasıl soracağımı düşünüyor, kuracağım cümleleri içimden tekrar ediyordum. Bir yandan da onun sorduğu sorulara bildiğim kadarıyla kısa cevaplar veriyordum. Kaldığımız yer hakkında sorular soruyordu. Odasına geldik kapıyı açıp beni buyur etti ve oturmam için yer gösterdi. Sonra saatine baktı. O anda fark ettim çok güzel bir saati vardı. " Akşam vakti girmiş ben namazı kılsam sonra konuşsak" dedi. " Tabi olur" diyebildim şaşkınlıkla.

O namaza durdu. Onu izliyordum. En son ne zaman namaz kıldığımı düşündüm. Bir doğum günü partisinden sonra yatsı namazı kılmıştım. Kendi doğum günümdü. Sanırım on altıncı yaşıma giriyordum. Annem dedemi de davet etmişti. Aslında dedem o tür partileri hiç sevmez ve asla katılmazdı. Ama annem çok ısrar edince kıramamış ve gelmişti. Bana hediye olarak bir seccade, takke, ve tesbih almış. Hiç unutmuyorum hediyeyi verirken "oğlum şu eğlence yaparak kutladığın doğum günün seni bir sene daha ölüme yaklaştırdı. 'Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın'. Bu peygamber efendimizin hadisi. Ölümü unutma, namaz kıl namaz olmadan dini tam manada yaşayamazsın. Namaz dinin direğidir oğlum direksiz bir yapı olmaz" dedi. O gece tevbe etmiş yatsı namazını kılmıştım. Sonra ne oldu bilmiyorum devam edemedim.

Ben bu düşünceler içinde savrulurken Arda bey önce sağa sonra sola selam vererek namazını tamamladı. Tam karşıma bağdaş kurarak oturdu. Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.
- Sen namaz kılmaz mısın
- Aslında bir kaç defa kılmışlığım var efendim
- Yani inanıyorsun
- Elhamdülillah müslümanım
- Hüseyin sana bir soru soracağım
- Buyrun efendim
- Bildiğim kadarıyla sizin bir fabrikanız var ve baban da patron doğru mu?
- Doğru efendim.
- Fabrikanız da çalışanların işlerine devam edebilmeleri için ne yapmaları lazım. Mesela beş maddede özetlesen.
- Öncelikle işe zamanında gelmeliler, kılık kıyafetlerine dikkat etmeliler, saygılı olmalılar, iş güvenliği kurallarına uymalılar ve kendilerinden istenilen işi yapmalılar.
- Bir kişi bu kurallardan bir tanesini ikaz etmenize rağmen sık aralıklarla ihlal ederse yani çiğnerse ne yaparsınız?
- İşine son veririz efendim
- İslam'ın da beş kuralı var Hüseyin. İlk kural kelime-i şahadet getirmek. Kelime-i şehadet getiren bir kimse iman etmiş olur. İman etmeden namaz, oruç, zekât, hac hiç biri kabul olmaz. Yani ilk şart en önemlisi, namaz da ikinci sırada demek ki o da çok önemli.
- Efendim anlatmak istediğinizi anlayamadım.
- Hüseyin namazı iş güvenliği kuralı gibi düşün. Bir çalışan iş güvenliğini sallamazsa muhakkak iş kazası geçirir. Bazen uyar bazen uymazsa, uymadığı zaman yine iş kazası geçirebilir. Çok fazla kaza yapan bir kimse ile hiç bir işveren çalışmak istemez. Ama iş güvenliğine uyduğu halde kaza geçirirse haklı olduğu için zor durumda kalmaz.
- Haklısınız efendim. Yanlız ben şeyi soracaktım.
- Söyleyeceklerim daha bitmedi Hüseyin. Sen müslüman olduğunu söylüyorsun, yani imanın var. Fakat şeytan ve nefis de var. Son nefeste şeytan elinde bir kadeh su ile gelip 'bana imanını verirsen bu suyu sana veririm' dediği zaman her isteğini tatmin ettiğin nefsine rağmen imanını tutabilecek misin?
- Şey efendim
- Hüseyin etkilenmediğini biliyorum. Etkilenen diye değil namaz kıl diye söylüyorum. Namaz kılmanı sadece senin için değil aynı zamanda kendim için de istiyorum. Dışarda yüz binlerce yaratık var. Bu yaratıklarla baş edebilmek için kalbi iman dolu kimseler gerek. Dün dedelerin Çanakkale'yi kalblerindeki iman ile geçilmez yaptılar. Namazını kıl sonra konuşalım.

İNSANLIĞIN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin