Niall ile tokalaşıp masaya oturduk. Şuan tam karşımdaydı. Hem deli gibi sevdiğim hemde arkadaşımla buluşmak istediği için nefret ettiğim çocuk.. "Bana kendinden bahsetsene Madison?" deyip gülümsedi. Gülümsedi! Nasıl bu kadar rahat davranabiliyor? Ah Sakin ol Ashley. Biraz dayanmalısın. Ben Nialla yalanlar uydururken o da yemek için birşeyler söylemişti..
Madisonla yemek yeyip sohbet ediyorduk. Biraz rahatsız gibiydi. Ah neden acaba? Burda Niall Horan duruyor Ashley hanım. Sanki onu tanımayacağım. Aşık olduğum kızı tanımayacağım? Ama oyun için bu kadar hazırlanmışsa bende oyunu oynamalıyım değil mi? hahaha!
"Ee Ashley ile nasıl tanıştınız, ne zamandan beri arkadaşsınız? Anlatsana Madison." "Ashley ile.. şeyy. Çocukluk. Çocukluğumuzdan beri birlikteyiz." "Hm o zamandan beri Ashleye katlanıyorsun yani" deyip kahkaha attım. Oyun başlasın Ashley.. Birden durup ciddileşti. "Ne demek istiyorsun?" "Yani Ashley gıcık bir kızdır. Bilirsin."
Demek gıcık bir kızmışım ha? Bu çocuk nasıl bir dengesiz?! "Bana katılıyosundur?" "Hayır. Ashley her zaman iyi,tatlı ve zeki bir kızdı gıcıkda değil." deyip elimdeki bardağı sanırım biraz sertçe masaya bıraktım. "Oww kızdırdım galiba seni? Buda arkadaş dayanışması mı?"diyerek aşırı sevimli ve kendinden emin bir gülücük attı. İşte ölene dek bakmak istediğim bu gülüş.... Erimek yok Ashley! "Hayır kızmadım. Neyse, başka ne düşünüyorsun? Ashley hakkında." "Hmm" Biraz düşünür gibi yaptı. "Aslında iyi bir kıza benziyor. Ama ne biliyim garip bi tip. Mesela yarım saatimi bile onunla geçirsem tüm günümü zehir ediyo. Fazla bilmiş. Öyle biri işte" deyip suyunu alıp içti. Boğulman dileğiyle! Fazla bilmişmiş! Ve tüm günü zehir oluyomuş o zaman yanıma gelme! Off az kaldı Ashley. Dayan. "Ah birde kendini beğenmişliği yok mu.." "Ashley kendini beğenmiş biri değil!" "Öyle Madison.. Birde tüm erkekler onun peşinde sanıyor." "Haha! Saçmalama Niall.. Kaç yıllık arkadaşım. Öyle bir kız değil." Bu sarı piç beni cidden sinirlendirmeye başlamıştı. Cidden hakkımda böyle mi düşünüyor?? "Bu kadar yılda onu tanıyamamışsın demekki Madison." "Bence sen onu tanıyamamışsın Niall. Hatta tanımak için uğraşmamışsın bile. Bu kızın hiç mi iyi bir yanı yok?" "Bilmem. Belki vardır. Ah tüm gece şu kızdan mı konuşacağız? " Şimdide şu kız olduk! Sakin ol ve konuyu değiştir Ashley. "Bencede..Ee bu zamana kadar hiç aşık oldun mu?"
"Evet. Sana aşık oldum Ashley." demek istiyorum ama oyun daha bitmedi değil mi. "Hmm.. henüz aşkı bulamadım Madison." "Aradın mı hiç? "Aradım diyelim." "O zaman bulmuş olurdun" "Nasıl yani?" "Yani çok yakınındadır seni bekliyodur belki?" "Yakınımda olsaydı beni bulurdu. Demekki çok uzağımda?" "Ne alaka? Belki aynı sınıftasın.O kadar yakın? " Haha. Belki Ashleydir de olsun bitsin. Biraz uğraştır bakalım Niall. "O kadar yakınsak neden bu kadar uzak hissediyorum? Hem öyleyse çoktan bulmuş olurdum" "Böyle düşünme. İki yıl aynı sınıfta olupta son bir ay kala tanışanlar var. {:D :) } "Ow. Vakit kaybı. Salaklık." "Evet. Sizde böyle olmayın Niall." "Haklısın."
Haklısın mı?! Ashleyi sevdiğinden bahsetmemişti. Üstüne birde kötüledi. Ve şimdi de "haklısın? " Ah bu buluşma Niallın nasıl biri olduğunuda çok güzel belli etti! Ashleyi sevdiğini söyleyen çocuğa bak! Dayan Ashley. "Haklısın. Yani aşk belkide çok yakınımda tam karşımdadır?" diyerek elim tuttu. Ha? Hızla elimi çektim. "Ashleye onu sevdiğini söylemişsin! Ve yaptıklarına söylediklerine bak!" "Evet. Söylemiş olabilirim ama onu bekleyerek vakit kaybedemem dimi?" Bu kadarıda fazla! Niallın önündeki bardağı alıp içindeki suyu yüzüne boşalttım. "Sen bir pisliksin!" "Heey sakin Madison" Niall şaşırmış gibiydi başını sallayarak sudan ıslanıp yüzüne yapışmış saçlarını düzeltmeye çalışırken herkes bize bakıyordu. "Şu an ne kadar sevimli gözüksende belanın tekisin Niall Horan!" bardağı masaya atıp koşarak dışarı çıktım. Mal gibi ağlıyordum. O çocuktan en başından beri nefret etmeliydim. Sevmemeliydim. Şimdi zavallı gibi bu durumda olmazdım.. "Hey bekle!" Niallın sesiydi. Durdum. Bakalım daha ne kadar iğrençleşicek. Yanıma gelip beni arkamdaki arabayla arasına sıkıştırdı. "Ne yaptığını sanıyosun?!" İtmeye çalışsamda bir işe yaramıyordu. "Cidden seni tanımayacağımı mı sandın Ashley?" "Ne?" "Senin gözlerini, bakışlarını, dudaklarını, hareketlerini nerde görsem tanırım Ashley.." Başımı öne eğdim. "Anlamış mıydın?" Elini yanaklarıma koyup ona doğru çevirdi. O mavi gözlerine tekrar bu kadar yakın olmak...... Nefesini bu kadar yakın hissetmek.... "En başından beri anlamıştım." Karnına hafifce yumruk attım. "O zaman neden bu kadar uğraştın" "Elin sert prenses. deyip yüzünü buruşturdu "Hm bilmem seni sinir etmek hoşuma gitti ve oyununa yardım ettim." "Dediklerinde ciddi değildin yani." "Tabiki değildim. Seni sevdiğime nasıl inanıcaksın?" "Beni sevdiğine nasıl mı inanıcam... Bilmiyorum Niall." "En azından bir şans ver? Lütfen" Onu seviyorum. Ve artık onu daha iyi tanımak istiyorum. Gerçekten beni seviyodur belki? "Tamam." "Tamam mi?! Şans veriyosun yani?" "Evet Niall" Niall birden dudaklarıma eğilip öpmeye başladı. Her insan bir şansı hakeder dimi? "Seni seviyorum Ashley." "Seni seviyorum Niall." Niall yavaşça belimden tutarak kucağına aldı ve arabasına kadar böyle gittik.. "Artık benimsin?" "Evet"deyip yanağına küçük bir öpücük bıraktım..
"Bu gece Madison değilde Ashley olarak yanımda olsaydın daha güzel olabilirdi prenses." "Hmm öylede yaparız" "Ne yani bu bir teklif miydi? Aman tanrım kabul etsem mi?" deyip o sevimli kahkahasını attı. "Bence şansını zorlama küçük bey" "Sustum" deyip eliyle ağzını kapattı. Bu sevimli yaratık artık benim??! "Sanırım artık gitmeliyim Niall." "Tamam. Yarın ben alırım" "Tamam. Görüşürüz" Niall yavaşça yanağımı öptü. "Görüşürüz prenses." Nialla gülümseyip arabadan indim. Eve girene kadar bekledi. Girdikten sonra el sallayarak gitti. Bende direk odama gidip Kellyi aradım. Malesef açmıyordu! Neyse. Yarın bu haberi yüzyüze vermenin daha güzel olacağını düşünüp üstümü değiştirip yattım. Tam o sırada mesaj geldi. "İyi geceler aşkım." aşkım? yastığı yüzüme bastırarak çığlık attım. Ne? Sevdiğiniz kişiden o kelimeyi aldığınızda sizde böyle tepkiler vericeksiniz. -.- Nialla cevap verip yattım. Uzun zaman sonra huzurlu bir uykuya.....
Eveett. Bu sefer gerçekten uzun bir süreden sonra yazdım. Çok beklettim. Özür dilerim. Ama yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyoruum asklar :* :D xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue-eyed Trouble
Fanfictionİngilterede tek başına yasayan bir kiz. Sinifindan basina bir cocugun bela oldugunu dusunmekte. Acaba bir belami? Yoksa hayatini degistirecek bir erkek mi? Eger merak ediyorsaniz hep birlikte bu macerada bunu ogrenecegiz. :)