"Mutlu yeni yıllar~"
Ellerinde poşetlerle, dans ederek içeri giren Donghyuck hepsinin ilgisini çekmişti. Başlarda soğuk ve suratsız duran o çocuğun, şimdi durduk yere şarkılar söyleyen çocukla aynı kişi olduğuna inanmak güçtü.
Mutlulukla boş sandalyelerden birine oturup poşetleri masanın üzerine bıraktı. Dört genç de ona merakla bakıyordu. Jaemin sinsice poşetlere uzanmaya çalıştı, ancak Hyuck'a yakalanınca tek elde ettiği kafasına çok da sert olmayan bir darbe olmuştu.
"Herkesin gelmesini bekleyeceğiz. Acele eden olursa, bir çöp bile vermem."
Jaemin kollarını kavuşturup dudaklarını büzerek arkasına yaslandı. Bu haliyle ördeğe benzemişti. Mark gülerek onu taklit etmeye çalıştı, bu hepsini güldürmüştü. Jaemin'i taklit etmeye çalışırken ondan daha iyi bir ördek olmuştu.
Renjun, Chenle ve Jisung da geldiklerinde bir anda masanın üstünü poşetler kaplamıştı. Görünüşe göre tek hediye alan Donghyuck değildi. Herkes birbirine bir şeyler almıştı.
"Artık bakabilir miyim?"
"Aman be, çatladın. Şu seninki," dedi Hyuck bir poşeti Jaemin'e uzatırken. Herkes mutlulukla paketlerini açmaya odaklanmıştı. Mark kendi paketinden çıkan ketçap şişesini gördüğünde kahkahalara boğuldu. Kimin aldığını sormasına gerek olduğunu sanmıyordu, zira karşısında sinsi sinsi sırıtan Donghyuck her şeyi belli ediyordu zaten.
Laf arasında Kanadalı çocuğun ketçaptan nefret ettiğini öğrenince ona yeni yıl hediyesi olarak bir şişe ketçap almayı aklına koymuştu bile.
Saat 12'yi vurduğunda bir arada olamayacaklarını bildiklerinden herkes hediyesini alıp yeni yıl kutlamalarına girişmişti. Chenle, Renjun'e sarılırken Jaemin ve Jisung araya girmeye çalışıyordu, bunun üzerine Mark, Jeno ve Donghyuck da onlara katılınca kafenin ortasında kocaman bir sevgi yumağına döndüler.
Böylece o 25 Aralık, her birinin aklına hayatlarının en mutlu günü olarak kazınmıştı.