$2$

7.3K 173 147
                                    

2 Hafta Sonra~~
Jungkook~~

-Miden şimdi nasıl, geçti mi?

Dememle birlikte lavaboya koşan kıza yine göz devirdim. Tanrı aşkına yemekte yemiyor ki neyin kusması bu!?

Sinirle merdivenlerden aşağıya indim.

-HYUNG!

Jin;
-Sakin ol Jungkook!

-Hyung, Dae'yi çağır! Yoksa ben bu kıza kustuklarını yediricem!

Jin;
-Lan cidden sakin ol! Kız hasta belliki ne bu sinir?

-SANA ÇAĞIR DEDİYSEM ÇAĞIR! BİRDE SENİNLE UĞRAŞMAYAYIM!

Jin hyung tam bana doğru hızla gelirken namjoon hyung onu kendine çekti.

Namjoon;
-Jin hyung! Değmez, boşver sen odana geç. Masanın üstünde dün hazırladığım planlar var onlara bak yanlış birşey ve ya sana uymayan bir şey varsa bana bildir! Ayrıca jungkook, odama gel! Ben dae'ye mesaj attım gelir şimdi!

Jin hyung omzuma çarparak kendi odasına yol aldığında dediğim şeyleri yeni farketmiştim. SİKİYİM BU KIZI YA! Hızla Jin hyung'un peşinden gittim ve odasına girdim.

-Hyung ben özür dilerim, biliyorsun bu aralar işlere dönmemiz lazım Vonnegut sürekli yakamızda kızıp duruyor ve bu kızın şu 4 gündür bitmeyen kusması sinirimi bozuyor. Özür dilerim hyung...

Jin;
-Jungkook, sabırsız olma! Ne kadar sabırlı davranırsan o kadar iyi iş çıkarırsın Vonnegut seni bu yüzden çok sıkıyor. Kız konusuna gelirsek şuan gidip ona destek olman gerekiyor dostum, lütfen odamdan siktir git.

Jin hyungun kahkahasıyla bende sırıtmıştım ve hyungun yanağını öpüp;

-Ahhh hyuuuuğng ilk öpücüğümü aldıığn.

dedim. Ve koşar adımlarla odama girdim. Zaten girmem ile birlikte yatağıma kurulmuş bir Misya buldum.

-Misya, iyi misin?

-Az önceye göre daha iyiyim.

demişti yüzüme bakmadan, tamam bunu bekliyordum, çünkü onu tecavüz ettiğimden beri böyleydi sürekli ağlıyordu ve nedenini anlamadığım bir şekilde bu beni biraz donduruyordu. Aslında nedeni belli kesinlikle onu öldürme isteğimden dolayı. Ben Jungkook'um, acımasızım, asla affetmem.

-yüzüme bakarak konuş canımı sıkma Misya! Hasta olman 2 hafta önceki gibi beni tatmin etmeyeceğin anlamına gelmez!

Yüzüme uzun ve sertçe bakıp;

-Biliyorsun! Ben buradan kurtuluğumda hapsi boylayacaksın!

-Dilin iyice uzadı senin.

-Hadi jungkook, durma kes. Kaybedecek bir şeyim yok benim!

-Ohh, oysaki bende tam sana yarın büyük anneni ziyaret edeceğimi söyleyecektim?

-SENİ!

Hızla üstüme geldi ve güçsüz yumruklar atmaya başladı.

-SEN! SEN, BİR ŞEREFSİZSİN! PİÇ HERİF! İĞRENÇ BİR İNSANSIN.....

Gibi şeyler söylerken bileğinden tutup;

-Ne mutlu bana!

Misya~~

Beni aşağıya doğru çekiştirmeye başlamasıyla gözyaşlarımı tutamadım. Orayı sevmemiştim, sevmeyecektim. Buraya getirdiği gün yani 2 hafta önce beni orada tecavüz etmiş ve çıplak, üşümüş, acıkmış, susamış bedenimi 1 hafta boyunca orada bırakmıştı. Belki ben onun bölgesini sevmemiştim ama gün gelicek o benim bölgem olan hapishaneyi çok sevecek.

Beni bu düşüncelerden ayıran, bulanan midem ve çalan kapıydı. Jungkook beni bırakıp kapıya yönelmişken bende koşar adımlar ile tuvalete yönelip içimdeki herşeyi klozete döktüm. Tuvaletleri sevmezdim. Çünkü annem beni Los Angeles'ta umumi bir tuvalette doğurmuş ve beni orada öylece bırakıp gitmiş. Sonra bir yetim haneye bırakılmışım ki orası benim en büyük korkum. Çünkü yetimhane müdürü Bayan Alexis ve kocası Bay Bill tarafından 16 yaşıma kadar orada geçirdiğim her gün taciz edilmiştim. Bunların hepsi annemin suçuydu. Beni bırakmayabilirdi. Hangi anne bırakırdı ki. İşte ben buydum daha doğduğu ilk saniyeden annesinin bile terkettiği kız. 16 yaşımdan sonra zaten Bay Kang beni evlat edinmişti. Ancak onun çok işi olduğundan ve ülke dışına çok çıktığından ben onun annesinde kalıyordum. Şimdiyse bir şerefsiz hayatımın içine sıçıyordu.

-Misyaaaa! Cevap ver artık!

-Huh ne?

-iki saattir sana sesleniyorum. Tanrı aşkına çabuk odama yürü!

-Peki jungkook.

Demiştim. Ağır çekimde yerimden kalkıp ağzımı sildikten sonra jungkook'un odasına girmiştim içeride biri vardı.

-özür dilerim, odaları karıştırdım galiba.

Dae Cha;
-Yok, yok doğru geldin. Ben Dae Cha sende Misya'sın. Duyduğuma göre bir kaç gündür kusuyormuşsun, iştahsızmışsın, halsizmişsin ve bir kaç kere de bayılmışsın doğru mu?

-Şey evet. Evet doğru.

Dae Cha;
-Tamam o zaman, kan alsam yeter. 1 saatte ne olduğunu anlarız.

Dedi ve odadan dışarı çıktı. Bense bu odada uyuyacağım için yine birkaç küfür savurdum ve gözlerimi kapatıp kendimi tek ilacım olan uykunun kollarına bıraktım.

BÖLÜM SONU

Eheheheheh kızı kanser yapam mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eheheheheh kızı kanser yapam mı?

Ne yapacan, kitabımı okumıycan? siwksoekeoekek

SARANGHEEE KSKSKSSK

KELİME SAYISI ŞEYSİ: 637

$THE BANK$Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin