#1

1.5K 41 5
                                    

Ebru;

Havalar gittikçe ısınıyordu ama benim içim hâlâ buz kesiyordu nedeni de belki de babama olan nefretimdendi. aslında doğru düzgün bir ortamda da yetişmemiştim zaten. annem bu hayattan gittiğinden beri her günüm berbat geçiyordu. Eve geldiğimde kapıyı açan ve bana sımsıkı sarılan annem yoktu artık. Babam annemi aldatmıştı ve annem de bu yüzden bileklerini kesmişti bir nevi intihardı sanırım. acaba şerefsiz babam ne yapıyordu yeni hayatıyla?

Yalnızlık.
Çok ağır bir kelime gibi geliyor değil mi kulağa ama ben alışmıştım artık yalnızlığa. Dünya üzerime geliyordu ve ben artık bundan bıkmıştım. Çalıştığım şirket pekala maaşından olsun diğer şeylerden olsun iyi bir yerdi arkadaşlarımı da seviyordum ama yinede ailemi özlüyordum.

Pazartesi sabah saat 08:00


Alarm çalıyordu ve buda demek oluyor ki ebru kalk! Ah şu lanet pazartesi hiç sevmiyorum bu günü Yataktan kalkıp  lavaboya gittim elimi ve yüzümü yıkadım odama geldiğimde ise boy aynamın karşısına geçip kendime baktım bitkin görünüyordum e malum günde yirmi saat çalışıp 4 saat uyumak akıl alır iş değildi. Giysi dolabıma yönelip dolabın kapaklarını açtım içinden hardal rengi bi kazakla siyah dar pantolonumu alıp giydim ve tekrar aynamın karşısına geçtim saçlarımı hafif dağınık toplayıp makyaj malzemelerimi şöyle bi gözden geçirdim makyaj çantamdan toprak tonlarında bir far, rimel ve yine toprak tonlarında olan dudak kalemimi çıkardım dudak kalemi normalde dudağın etrafına sürülür ama ben ruj gibi her yerine sürmeyi seviyordum ve bu tonlarda makyaj bana yakışıyordu. Makyajımı da tamamlayıp çantamı aldım ve mutfağa gittim. Buzdolabını açıp kahvaltı hazırladım. Kahvaltımı yapıp banyoya gittim dişlerimi fırçaladım ve hafif çıkmış olan dudak kalemimi tekrar dan sürdüm. Artık herşeyim tamam dı  ayakkabılarımı da giyip evden çıktım yoldan geçen taksiyi durdurup bindim ve şirketin adını söyleyip arkama yaslandım. On dakikalık bir yolculuğun ardından şirkete varmıştık ücretimi ödeyip taksiden indim adımlarımı hızlandırıp şirkete girdim girişteki sekretere günaydın deyip yukarı çıktım odamın önüne geldiğimde eşyalarım dışarı çıkarılıyordu yanlarına gidip ne yaptıklarını sordum.

"Hey! Siz ne yapıyorsunuz ya? Neden eşyalarımı dışarı çıkarıyorsunuz? İşten mi atıldım?"

Gibi ardı ardına bir sürü soru sıraladım. Adamlardan biri bana dönüp:

"yok hanımefendi işten filan atılmadınız. uraz bey ve siz ayrı bir ofise yerleşiyorsunuz o yüzden bunları taşımamız emredildi."

"Peki ama neden?"

"Bilmiyorum efendim uraz beyle konuşun. Bu konu hakkında bize başka bir bilgi verilmedi."

"Tamam ben şimdi konuşurum."

Deyip yanlarından ayrıldım uraz bey in odasına doğru ilerledim içeri gireceğim sırada bir el beni belimden tutup çekti kim olduğunu anlamışsınızdır illaki uraz bey yani benim deyimimle uraz bey, 2 yıldır peşimde olan adam. Beni kendine çekmiş kahvelerimde geziniyordu kahveleri.

"Uraz bey ne yapıyorsunuz siz ya nereye gidiyoruz? Ve ayrıca beni bırakın yanlış anlaşılacak!"

"Kural bir: ben ne dersem o olacak ve  kural iki: burası benim ofisim kimseye hesap vermem sana bile!"

"Ya ne yaparsanız yapın ama beni bırakın lütfen."

Artık alışmıştım bana olan sevgisine ya tamam belki biraz yakışıklı olabilir de yani of ya tamam adam dehşet kabul ediyorum ama ona aşık olmak istemiyorum.

"Nerede peki bu 'yeni ofis' "yeni ofis derken parmaklarımla tırnak işareti yapmıştım anlayın işte.


"Buraya uzak birkaç saat uzaklıkta ama her sabah ben seni almaya gelirim ne de olsa artık ikimizin iş yeri ayrı."

"Gerek yok uraz bey. Ben kendim gelebilirim çok şükür ki ayaklarım var."

"Ah tatlım bende biliyorum ayaklarının olduğunu ama olsun sen yorulma."

"İstemiyorum ya zorlamı?!"diye bağırdım.

"Bir: bana bağırma! İki:ben ne istersem o! Anladın mı beni!" Bunları söylerken resmen yüzüme doğru tıslamıştı.

"..."

birşey demedim ama içten saydırıyordum piç herif nolcak!. Yanından hızla uzaklaşıp kendi odama daha doğrusu boş odama gittim içeri girdim bu odayı özleyecektim ne de olsa hep burda çalışıyordum herşeyim bu odada olmuştu ama artık yeni ofise gidecektim ve orda çalışacaktım lanet olsun! Çantamı alıp çıktım şirketten eve gider gitmez kendimi banyo ya attım elimi yüzümü yıkadım şirkete gitmemin üstünden 2 saat bile geçmemişti ama acıkmıştım mutfağa girdim ve masayı hazırladım yemeğimi yerken aklım uraz bey de idi. Neden mi? Çünkü sürekli benimle uğraşıyordu ve bu hareketleri beni çok fazla rahatsız ediyordu bu adamdan kurtulmayacaktım sanırım.


okuyan arkadaşlar sadece okuyup geçmeyin lütfen oy verip küçük bir noktada olsa yorum yaparsanız sevinirim.

SuddenlyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin