Fareli Köyün Darbukacısı

650 36 10
                                    

Bir varmış bir yokmuş. Köyün birinde çok şugar darbuka çalan bir adam varmış. Bu adama Darbukacı Ayhan derlermiş. Herkes onu düğününe davet edermiş.

Ondan iyi darbuka çalabilen biri yokmuş. Köy halkı onunla çok gurur duyarmış.

Bir gün Darbukacı Ayhan ülke turnesine çıkmış. Köy halkı bu duruma biraz üzüldüyse de onun adına sevinmişler.

Ayhan gittikten sonra köydeki düğünlerin tadı kaçmış. İnsanlar artık düğünlerden zevk almamaya başlamış.

Günler böyle geçmiş.

Aganın biri garajını temizlerken bir sürü fare görmüş. Süpürgeyle hepsini kovalamış.

“Abe mına kodumun fareleri siktirin gidin”

Bu fareler herkesin evlerine girmiş. Üremişler de üremişler.

Köy farelerden geçilmez olmuş.

Köylüler toplanmış.

“Bu farelere bir çözüm lazım Muhtar” demişler.

“Abe fare zehri alalım demiş” Muthar da.

Fare zehrini alıp her yere sıkmışlar.

Ama hiçbir fayda etmemiş.

Köylüler aç perişan hale gelmişler.

“Aslında ben çözüm yolunu biliyorum” demiş köylünün biri.

“Neymiş o söyle bakayım”

“Darbukacı Ayhan’ı çağıralım o üstesinden gelir”

“Abe baştan niye söylemeysin” demişler.

Muhtar hemen haber salmış ülkenin dört bir yanına.

Bi kaç gün sonra Ayhan gelmiş.

“Noldu Muhtar? Beni çağırmışın” demiş.

“Köyü fareler bastı” demiş Muhtar da.

“Tamam ben hallederim merak etme sen” demiş Ayhan.

Başlamış darbukasıyla 3-5 çalmaya. Bütün fareler sıraya geçmiş. Ayhan yürümüş göle doğru. Bütün fareler göle atlayıp ölmüşler.

Ama farelerden biri kaçıp kurtulmuş.

Bu farenin adı Splinter’mış.

Splinter, intikam ateşiyle yanıp tutuşmuş.

Bir gün kanalizasyonda gezerken 4 tane kaplumbağaya rastlamış.

Bu kaplumbağalar diğer kaplumbağalara göre daha büyükmüş.

Splinter kaplumbağaları evlat edinmiş. Birinci kaplumbağaya Leonardo, ikinciye Raphael, üçüncüye Donatello ve dördüncüye Michelangelo adını vermiş.  5 sene sonra kaplumbağalar büyümüş.

Normal bir insan boyuna gelmişler.

Splinter birinci kaplumbağaya mavi, ikinciye kırmızı, üçüncüye mor ve dördüncüye turuncu göz bandını vermiş.

Kaplumbağaların hepsine darbuka çalmayı öğretmiş

Bir gün bütün kaplumbağaları etrafında toplamış.

“Bakın kızanlarım. Bu gün büyük gün. İntikamımızı alacağımız gün bu gündür.” Cebinden bir resim çıkarmış. “Bu resimde gördüğünüz orospu çocuğu Darbukacı Ayhan’dır. Göreviniz bu piçi öldürmek.”

Ve Splinter bütün kaplumbağaları köye göndermiş.

Kaplumbağalar adamın birine yaklaşıp sormuşlar:

“Darbukacı Ayhan nerde”

“Darbukacı Ayhan. Darbukacı Ayhaaaan. Darbukacı Ayhaaaaan. Valla tanımıyom gardaş”

“Tamam” deyip yollarına devam etmişler. Gezmişler. Gezmişler.

Sonunda Ayhan’ı bulmuşlar.

“Sen Darbukacı Ayhan mısın?”

“Evet”

“Dünyadaki en iyi darbuka çalan insan sen misin?”

“Evet” demiş Ayhan.

“Gel seninle bir anlaşma yapalım” demiş Leonardo. “Seninle darbuka düellosu atalım hangimiz kazanırsa onun isteği olsun”

“Tamam” demiş Ayhan. “İsteğin nedir?”

“Ben kazanırsam bu köyden siktir olup gidersin”

“Tamam”

“Eğer sen kazanırsan seni bi daha asla rahatsız etmeyiz”

“Tamam”

“Hadi başlayalım” demiş Leonardo ve başlamış darbuka çalmaya.

“Tırr rıtak tı tak tak…” Bitirmiş Leonardo.

Bu sefer Ayhan çalmaya başlamış. Bu olayı gören köylüler hemen toplaşıp izlemeye başlamışlar.

Leonardo çalmış. Ayhan çalmış. Leonardo çalmış. Ayhan çalmış. Leonardo çalmış. Ayhan çalmış.

İkisi de çok iyi çalıyorlarmış ama kazanan yokmuş.

“Sana böyle çalmayı kim öğretti demiş” Ayhan.

“Çok eskilerden biri” demiş Leonardo.

Ayhan son kez çalmış darbukasını. Ve Leonardo yenilmiş.

 “Bana liderinizi getirin” demiş Ayhan.

Kaplumbağalar da gidip Splinter’ı çağırmışlar.

“Tamam” demiş Splinter. “Siz geri çekilin bu benimle Ayhan arasında”

Ayhan almış darbukasını eline.

“Beni hatırladın mı?” demiş Splinter.

“Hatırladım seni pis hastalıklı fare” demiş Ayhan.

“Bugün tarihe gömüleceksin”

“Sen öyle san” demiş Ayhan.

Başlamışlar çalmaya. Ayhan çalmış. Splinter daha iyi çalmış. Ayhan daha iyi çalmış. Splinter daha iyi çalmış. Ayhan daha iyi çalmış.

“Hahhahah şimdi seni yenme zamanı” demiş Splinter.

Süper Darbukasını çıkarmış ve başlamış çalmaya.

“Abe kaynana naptın bize”

Bunu duyan Ayhan yıkılmış. Yerden kalkamamış.

Splinter kazanmış.

“Eee ne demişler Ayhan’cım”

“Ne demişler”

“Ummadığın fare darbuka çalar”

Son.

Pamuk Cüce ve 7 PrenseslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin