• you were not supposed to wake up •

180 30 76
                                    

{ruyaya cok takilmayin. olabildigince sacma olmasi gerekiyordu ve iyi sacmaladim sanirim.}

Hoseok: 15
Yoongi: 16

Bir koridora daha girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir koridora daha girdim. Ne nereye gittiğimden haberim vardı, ne de nereden çoktan geçtiğimden. Koridorun duvarlarındaki camlardan içeri süzülen ay ışığı karanlık yoldaki tek yol göstericim oluyor. Sırtımdan aşağı akan ter damlaları giydiğim tişörtü sırtıma yapıştırmıştı, koşmaktan ciğerlerim yanmaya başlamıştı.

Ne yaparsam yapayım ensemde hissediyordum nefesini. Kahkahası devasa evin duvarlarının içinde yankılanıyordu.

Koridordaki küçük sehpanın üzerindeki vazo bir anda önüme düştü, büyük bir gürültüyle parçalandı. Parçalara basmamak için üzerinden zıpladım.

Ayaklarım yere ancak basmıştı ki ayaklarımın altındaki halı arka tarafa doğru çekildi. Dengemi kaybedip yüzüstü yere düştüm. Ellerimle düşüşümü yavaşlatmaya çalışsam da çenem çarpmıştı zemine. Dilimi ısırdım.

Acı içinde inlerken hızla kendimi yerden kaldırdım. Bunun için zaman yoktu. Halı çekilmeye devam ediyor, koşu bandının üzerindeymişim gibi enerjimi harcamama sebep oluyordu. Kendisine doğru çekiyordu beni.

Koridor halısı bitti ve yeniden zemine ulaştım. Canım pahasına koşmaya devam ettim.

Bana yetişmişti. Nefes alışverişim ve adım seslerim dışında artık onu da duyuyordum. Tam arkamda beni yakalamak için koşuyor, bir yandan da deli gibi gülüyordu.

Evin başka bir koridoruna daha attım kendimi. Hiçbir planım yoktu. Evin çıkış kapısını bile bulamıyordum, böyle ki evin içinde daha da kayboluyordum. Katilim arkamda bundan eğleniyormuş gibi kahkahalar atıyordu.

Kapalı bir kapı fark ettiğimde bu seferkinin de kilitli olmamasını umarak önüne geldim. Arkama bile bakamıyordum. Kapının tokmağını çevirdim hızlıca, açılmadı. Koşuyordu, hızlıca bana geliyordu. Ağlamaya başlamıştım çoktan, korkudan bacaklarım titriyordu.

Kaybettiğim her saniyede bana daha da çok yaklaşıyordu. Adrenalinin verdiği heyecanla bağırmaya ve kapı kulpuna asılmaya başladım. Her şey çok hızlı gelişiyordu. Kapıyı açmak için ne kadar süre harcadığımı ya da katilin benim yanıma gelmek için kaç saniye daha koşması gerektiğini hesaplayamamıştım. Ama onun sesini duymam durmamı sağladı. Nefesimi tuttum, kılımı bile kımıldatmaya korkuyordum.

"Daha hızlı koşmalıydın."

Sesini kulağımın tam dibinde duymuş, nefesinin sıcaklığını ensemde hissetmiştim. Arkamı dönüp yüzüne bile bakamayacak kadar korkuyordum. Ter damlalarım göz yaşlarımla birleşip korkudan titreyen bedenimde yol alıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

our minds | sope [au]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin