Elimdeki elmayı büyük bir iştahla yiyerekten yeni ve içinde hiçbirşey olmayan odamda boş boş oturuyordum . İzmir ' e yeni taşınmıştık . ''Bu daire bize yeter. '' diyerekten seçmişti annem bu daireyi. Tabii babamdan anneme uyunca burayı kiralamıştık . Küçük bi daireydi , İstanbul da ki kadar geniş değildi ama yinede hoş bir daireydi . Ben odamı bilerek geniş ve kolidorun en sonunda ki oda seçmiştim . Evet biliyorum şu anda odamın kapısnın önündeki kolileri açıp , odamı yerleştirmeye başlamam gerekiyor ama yapmıyıcam , yapmak istemiyorum ! sanırım yine o üşengeçlik günlerimden birindeyim ! doğrusu hangi günüm öyle değilki ?
Sıkılmıştım . Bu yeni ev havası ve özeliklede evdeki herkesin yerleşme telaşı canımı sıkmıştı . Güzel (!) odamdan çıktım ve evin çıkış kapısına doğru yöneldim.. ''Anneeeeeee !!!! ben çıkıyorum keşif yapıcam !'' Annem elindeki vazoyla mutfaktan çıktı ve ''Ayyyyyy Beril ne keşfi bu ? hadi git de odanı yerleştir , bak abin bile odasını özene bözene yerleştrmeye başladı.'' Oha ! bu kadarda olmaz ! abim ! benim abim ! oda düzenlemek ! ''Başımıza taş yağıcak annecim abim olucak o öküz ilk defa kendi eşyalarını kendi düzenlediğine göre ! . Neyse annem ben birazdan dönerim hem sen demezmiydin hep bana asosyal olma arkadaş çevren geniş olsun diye ! al işte gidip arkadaş edinicem ! '' Annem gözlerini bana dikti ve ''Tamam Beril tamam , ama geldiğinde o odayı düzenlemeye başlamassan valla atarım bütün eşylarını camdan aşşağıya ! '' Al işte ! annem çocukluğumdan beri odamı düzenlemem için beni bu numarayla kandırırdı . Onun bu sözlerine karşılık gözlerimi devrdim ve askıdaki ince hırkamı alıp evden çıktım . Hava o kadarda soğuk değildi bu hırka yeterince sıcak tutar diye düşündüm . Zatem yazın somlarında olmamıza rağmen hava hala günlük güneşlik ! .
Ayağımdaki mavi vanslarla evimizin önünden ilerideki markete kadar uzanan taşlık yolda yürüyordum. Burası ne kadar tuhaf bi mahalle ! insanlar beni gördükleri zaman bi hoşgeldin bile demiyorlardı . Taşlık yolun birazdaha aşşağısından gelen bağrma seselerini duyunca korkudan hırkama iyice sokulmuştum. Ha yani dilsiz komşular yetmesi bide kavgacılar da mı var bu mahallede ? evet annecim , evet babacım gelin görün bakalım o daire yada bu mahhale şimdi hoşunuza gidicek mi ? . Anneme , babama ve bu mahhaleye söylenmeyi bıraktıktan sonra aşağıdki markete çok yaklaşmış olduğumu farkettim . ''En azından şu küçük markete bi göz atıyım '' diye düşündüm ve yoluma devam ettim . Tamda o sırada yanımdan koşarak geçen biri bana çarpınca yolun kenarına doğru yüz üstü savruldum . ''Ahhh !! elimm !!.'' .Yolun kenarındaki cam kırıkları elime batmıştı ve elim kanıyodu ! kimdi ya öyle öküz gibi koşarak gelipde beni düşüren ? . Yüzünü tam görememiş olsamda çocuğun çok taş olduğunu farketmiştim ve bir kaşının kanıyor olduğunuda farketmiştim . Tamda o çok taş çocuğa ve yerdeki cam kırıklarına söverken yanıma bir kız yaklaştı. ''İstersen yardım edebilirim , çokda kötü kesilmemiş bir yarabandı ve biraz su ile halledilebilir . '' Şaşkın ve kocaman açılmış gözler ile kızı süzmeye başladım . Esmer güzeliydi resmen ! siyah saçları , siyah gözleri ve belirgin elmacık kemikleri kızı çok güzel kılıyordu . Benden cevap gelmeyince kız gülümsseyerek devam etti . ''Ben Sude . Siz yeni taşınmış olmalısınız , yolun yukarısında ki apartmana taşındınız değil mi ? '' Aval aval kıza bakmayı bıraktım ve konuşmaya başladım . ''A-aa evet , evet yukarıda ki apartmana taşındık . Bu arada bende Beril , çok memnun oldum Sude . '' Sude hafif tebessüm etti . ''Bende memnun oldum . Hadi gel şu aşşağıda ki markete girelim yara bandı ve su alalım , sonrada yaranı temizleyelim . '' Yerden kalkmam için uzattığı elini tututum ve ayağa kalkıp gülümseyerek konuşmaya başladım . ''Tamam Sude , hadi gidelimde şu eli biran önce halledelim .'' '' Sormamın sakıncası yoksa sorabilirmiyim bu elini nasıl kestin ? '' Yanımdan öküz misali koşarak geçen o taş çocuk aklıma geldi ve oflayarak konuşmaya başaldım. ''Yolun kenarından doğru yürürken bir anda yanımdan öküz gibi koşarak geçen bi çocuk sayesinde yere kapaklandım ve elimde kenarda ki cam kırıklarına geldi. '' ''Kötü olmuş . Ama sen meraketme ben şimdi hemencicik hallederim onu. '' Sude ' ye gülümsedim , ne kadarda iyi bi kızdı . Ve ayrıca arkadaş olunabilicek birine benziyordu . Sudenin markete vardığımızı söylemesi ile düşüncelerimden sıyrıldım ve markete girdim . Hemen yara bandı ve diğer ilk yardım malzemelerinin olduğu reyonu buldum ve yara bantlarının olduğu yere baktığımda sadece bir tane kalmış olduğunu farkettim . Tamda elimi yara bandı kutusuna atmıştım ki soğuk ve sert bi sesin ''O benim ellerini çek. '' dediğini duydum. Arkamı döndüğümde ise karşımda yolda bana öküz misali çarparak geçen taş ve bir kaşı kanayan çocuğu görmemle şok oldum ! Oha ya ! yakından taş değil meteor , meteor ! siyah , gür ve dağınık saçları , simsiiyah gözlerinin , pembeye kaçan dudaklarının , biçimli burnun ve belirgin elmacık kemiklerinin tamamladığı mükemmel yüzü ile uyum içindeydi . Ben bu şekilde aval avval çocuğu izlerken o başı ile elimde olduğunu bile unuttuğum yara bandı kutusunu işaret etti ve ''O benim dedim duymadın mı ? şimdi bırak onu . '' ''Ne hı? ben mi? kutu ?'' Bi elimdeki kutuya bide karşımda ki taş ve kendini beğenmiş varlığa baktım . Oflayak konuşmaya devam eti ''OFF duymadın sanırım ! istersen duymanı sağlıyım O benim ! ŞİMDİ BIRAK ŞU LANET KUTUYU ! '' Sonunda şaşkınlığımı atlattım ve durumu anladım . Elimdei kutuyu diyodu , ne o onunmuymuş ? ilk ben aldım bi kere ! hem o kim ki ? Sinirlenmiştim ve bu öfkemi ses tonuma yansıtmaya çalışarak konuşmaya başladım . ''Sanırım farkında değilsin ama bu kutuyu senden önce aldım kısacası artık bu benim git ve kendini başka bi kutu ara bandı bul '' Yüzünde bir saniyelikde olsa bi şaşarma görsemde hemen toparladı ve çatık kaşları , hissiz ve sabrı tüknemiş ses tonu ile konuşmaya başladı ''Sen benim kim olduğumu bilmiyo olsan gerek . Yoksa bu saçma ve gereksiz cesareti gözterebiliceğini hiç sanmıyorum pasaklı ! '' Ne ? pasaklı mı ? ben mi ? ahahahah güliyim bari ! haberin yok sanırım ama ben her gün yıkanırım bi kere tamam mı ? . Daha sonra gözüm ellerime kaydı ve o zaman neden pasaklı dedğini anlamaya başladım elleim hem kanlı hemde çamurluydu. Ama hala bu egoist in kim olduğunu öğrenemedim. Ben tamda hışımla ağzımı açıp birşeyler söyliyicekken Sude yanıma geldi ve kulağıma eğilip ''Beril hadi gidelim veriver şu yarabandı kutusunu , biz senle biraz daha aşşağıda ki markete gideriz , kızdırma şunu . '' Sude nin söylediklerine bakılırsa o bu çocuğun kim olduğunu ve bana bu şekilde davranma yetkisini nerden aldığını biliyordu. Elimdeki yara bandı kutusuna baktım . Ona ihtiyacım vardı , elim kanıyordu. Sonra da karşımdaki egoiste baktım onunda kaşı kanıyordu ve sanırım yara bandını nu yüzden istiyordu. Elimdeki yara bandını büyük bi hışımla karşımdaki öküze fırlattım. ''Al ! aman ! senin yarabandına kalmadık ! kendini ne sanıyosan zaten ! '' Bi an şaşırsada sonra yara bandı kutusunu hızlıca tuttu ve cebine attı . Sonrada bana yaklaştı ve bileğmi sıkarak konuşmaya başladı ''Bana bak pasaklı bilki eğer şu anda zamanım olsaydı seni buna pişman edrsim ! ama dua et ki yok ! şimdi gitmem gerek ama emin ol daha sonra yine karşılaşıcaz ve sen bana bunun hesabını fazlasıyla vericeksin ! '' Konuşmasını bitirdikten sonra bileğimi hızlıca bıraktı ve bana sert bir bakış atıp marketten çıktı. Elim içgüdüsel olarak hemen ağrıyan bileğime gitti . Offf ne de çok acıyo şu bileğim ! . SUde usulca yanıma yaklaştı ve elini omuzuma koyarak konuşmaya başladı . ''Bu çocuğun adı Utku , Utku Parlak . Sizin apartmanın biraz arkasındaki ağaçlık alanda bulunan villada oturuyo . Babasının alışveriş merkezleri , marketleri var . Hatta farkettiysen Utku çıkarken yara bandının parasını ödemedi çünkü burası babasının marketlerinden biri , Parlaklar marketleri yazıyodu hatta girişte . Utku villanın 20km kadar ilerisinde ki koleje gidiyo ama yani koleje gdiyo dediysem öyle dersleriyle ilgili biri falan sanma , çocuk belalının teki ! az önce tek kaşı kanıyodu ya hani kesin gene kavga etmiştirde ondan kanıyodur . Bu Utkunun bi de sürekli beraber gezdikleri bi arkadaşı var , Anıl . O da Utku gibi zengin çocuğu ve emin ol oda çok tehlikeli ama bi okadarda tatlı. Tama herneyse kponumuz bu değil. İşte dediğim gibi bu Utku bela mıknatısı gibi bişey hangi tür kötülüğü ararsan var çocukda , içki , sigara , kavga ve çok acımasız . Ben sana o yüzden demiştim bulaşma çocuğu bırak yara bandını da gidelim diye ama sen dinlemedin ki Beril ! off bak aldın ilk günden başına belayı ! '' Sude konuşmasını bitirdikten sonra düşünemeye başladım. Sude haklıydı ! ilk günden bela almıştım ! ve eğer yanlış anlamadıysam bu çocuk kötü değildi , kötüden de kötüydü ! . Bu gün 3 şey kazanmıştım yeni ev , yeni dost ve İLK BELAMI !
SELAMLAR ! :d BEM YAREN :) BU BENİM İLK HİKAYEM VE HİKAYEMİN İLK BÖLÜMÜ :))) HİKAYE YAZMAK KONSUNDA ACEMİYİM AMA ELİMDEN GELDİĞİNCE YAZMAYA ÇALIŞTIM :)) EĞER YAPABİLECEK BİRİNİ BUKABİLRİSİM BİR VİDEODA HAZIRLATMAYI DÜŞÜNÜYORUM :d BÖLÜM PAYLAŞMA SÜREM İSE GENELDE HAFTADA Bİ BÖLÜM OLUR E ÇÜNKÜ MALUM OKUULAR AÇILMAK ÜZERE VEW BEN BU YIL TEOG ADAYIYIM :( AMA DEDĞİM GİİB HAFTADA Bİ BÖLÜM PAYLAŞIRIM :) O DA ZATEN HİKAYE TUTRSA OLUR TUTMAZSA KALDIRIRIM :( OKUYANLARA SESLENİYORUM ! OKUDĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER VE LÜTFEN VOTLERİNİZİ , YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN , YORUMLARDA DÜŞÜNCELERİNİZİ BELİRTİN , DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİM İÇİN ÖNEMLİ :)) MULTİMEDİA BERİL . :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DAMLA MAVİ
RomansaHani vardır ya her tünelin bir çıkışı , karanlığın içinde bir ışık , bir umut ışığı , mavi bir umut.. kısacası karanlığın içinde ki bir damla mavi.. işte bende onun için öyleymişim. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuşmaya başladım ''Peki , diyelim...