Uyandığımda karanlık bir evin ücra bir odasında buldum kendimi. Küçük televizyon ve dolaplardan başka hiç bir şey göremiyordum. Dolapları yavaşça açarken iğrenç ve gıcırtılı bir ses geldi dolaptan. Tam o sırada küçük bir çuval ve bir anahtar belirdi gözüme. Çuvalın içinde ne olduğunu anlamak için içine baktım ve gözlerime inanamadım. Bunlar gerçek altındı. Tam o anda televizyondan bir yüz belirdi. Televizyona baktığımda, televizyon kapandı. Çok ürkütücü bir evdi. Anahtarı, kapının kilidine dayayıp kapıyı açtım.biraz yürüdüm ve şimşek çakmaya başladı. Gözümü kapatıp tekrar açtım ve önüme bir oda çıktı. Odanın içine girdiğimde bir kitap gördüm. Sallanıyordu. Kitaba daha yakından baktığımda kutsal bir kitap olduğunu anladım. İçinde ruhlarla ilgili bilgiler vardı. O kitabı da çantama koyduktan sonra kapıdan çıktım. Biraz yürüdüm ve sonunda karşıma bir merdiven çıktı. Merdivenden aşağı kata doğru indim. Aşağı kat çok kirliydi. Her şey havada uçuşuyordu. Anlaşılan bu ev lânetlenmişti.
