Zemin kata indim. Dar ve küçük borular vardı. O borulardan çok zor bir şekilde geçtim. Tam borulardan çıkıyordum elimdeki harita birden elimden kaydı ve önümde bulunan havalandırma deliklerine küçük tanecikler halinde girdi. Harita gözden kaybolmuştu. Artık gizli çıkışı da bulamayacaktım. Umutsuz bir halde borudan çıktım. Çok susamıştım. Artık dayanamıyordum. Kendime bir oda bulup orada ölmeyi bekleyecektim. Oda bulmak çok zor olmadı. Çünkü bu evde sayılamayacak kadar çok oda vardı. Önüme ilk çıkan odaya girdim odanın bir çalışma masası, bir sandalyesi bir de kitap rafı vardı. Bekledim. Bekledim. Bekledim... Beklemek sıkıcı olmaya başlamıştı. En sonunda çantamda RUHLAR BÖLGESI adında kutsal bir kitap olduğunu hatırladım. Hemen o kitabı çantamdan çıkardım. Çok tozluydu. İçinde ruhlarla ilgili birkaç bilgi vardı. Kitabın içindekiler bölümüne baktım ve sırayla hepsini okudum.
1- Ruhlar nedir? Sayfa 10 - 150
2- Ruhlar gerçekte varmıdır? Sayfa 150 - 181
3- Ruhlar nasıl oluşur? Sayfa 181 - 223
4- Ruhlar nereye gelir ( nerelerde bulunurlar ) ? Sayfa 223 - 319
5- Ruhlar neyle beslenirler ? Sayfa 319 - 465
6- Ruhlara musallat olursanız neler olur ? 465 - 466
7- Ruhlara nasıl musallat olunur? Sayfa 466 - 587
8- Ruhlara musallat olup olmadığımızı nasıl anlarız? Sayfa 587 - 600
Kitapta içindekiler bölümünde en çok dikkatimi çeken şey 1-2-3-4-5-7 ve 8.Maddelerin hepsi ortalama 100 sayfalık olması ama 6. Maddenin sadece 1 sayfa olmasıydı. Bu durum beni çok şaşırttı. Hemen 466. Sayfayı açtım ve sayfada şu ana kadar ruhlara musallat olanlardan hiçbir haber olmadığını ve büyük ihtimal ruhlara musallat olanların öldüğünü ama bunu yazanın bu durum hakkında hiçbir fikri olmadığı yazıyordu. Çok korktum. Ya ben de onlar gibi ruhlara musallat olursam diye içimden geçirdim. Sonra böyle düşünüp korkmanın anlamsız olduğunu anlayıp 7. Maddedeki ruhlara nasıl musallat olunur bölümünü açtım. O maddede ruhlarla çok ilgilenirseniz onlardan çok söz ederseniz ve onların adını aklınıza alırsanız musallat olunacağı yazıyordu. Ama ben musallat olup olmadığımı nereden anlayacaktım? O sırada 8. Maddede yazan ruhlara musallat olup olmadığımız nasıl anlarız yerine baktım. 8. Maddede "kendini kötü hissediyorsan musallat olmuşsundur. İçine hangi his doğduysa ona bağlı bir şeydir."yazıyordu. Evet evet ben kesin musallat oldum. Ölüceğim. Ama ölmek istemiyorum. Tanrım sen beni koru. Bu zor günleri de atlatalım Tanrım beni bağışlayın. Bu sefer gerçekten ağlamıştım. Hıçkırmaya başlamıştım. O anda önüme aniden bir ekran belirdi. Ekranda garip, bir gözü olmayan, ağzında kan olan, sadece kafası ve oynak bir vücuda sahip vampir gibi bir yaratık vardı. Hıçkırıklarım kesilmişti. Demek yakalamaya çalıştığım yaratık sensin diye içimden geçirdim. "O yüzden Yazıcıdan o gözü izlediğimde zor görülüyordu. Senin gözünden senin nerede olduğunu anlamak için bir ipucu. Şimdi anladım bu kitaba ulaşmamı sen istiyordun. Çünkü benim musallat olmamı sağlıyordun. Ama artık öyle bir şey olmiycak." Dedim. Bunu sesli söylemiştim. Ekran gidip gelmeye başladı ve sonunda tamamen kapandı. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. En azından yakalamaya çalıştığım yaratığın neye benzediğini biliyordum. Ama o uçuyordu. Bense sadece bilgi toplamaya çalışıyorum. Benim olağanüstü güçlerim yok ki..
Çok çaresizdim. Etrafıma bakındım. Yok artık kamera mı vardı bu odada? Ben masumum beni bırak ne istiyorsan yaparım yeter ki beni bırak diye kameraya doğru bağırdım. Kameradan sesler geldi. Ama sesleri anlayamadım. Tekrar bağırdım. Bir sorunun varsa yanıma gel. Yoksa korkuyor musun benden? Hahahahahahah dedim. Yaratık çok sinirlenmişti. Senden mi korkucam be diye bağırdı. Ben de duymazlıktan geldim. Yaratık daha da sinirlendi ve en sonunda yanıma geldi. Ben :
- Ne istiyorsun benden?
Yaratık :
- Kanını
Ben :
- Enca insandan niye ben?
Yaratık :
- Eninde sonunda herkes bana kanını vericek. Benden kurtuluş yok.
Ben :
- O zaman neden benim kanımı hemen emmiyorsun?
Yaratık :
- Biraz oynayalım dedik.
Ben :
- Dedik?
Yaratık :
- Ben ve ruh yardımcılarım. Musallat oldun ya artık ben değil onlar ilgilenecek seninle. Önce başına her türlü belayı açıcaklar. Tam ölücekken de kanını emicem. O anı sabırsızlıkla bekliyorum. Ağzım sulandı. Neyse ben gidiyorum sana ruh yardımcılarımla tatlı belalar.
Ahh bide ruhlar benimle oyun oynayacaklarmış. Ölmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.