Bölüm başında açıklama sevmem öğrenmek istediklerinizi sorabilirsiniz . Rüya hanım kızımıza sövmek serbest iyi okumalar .***
Adımlarım seyrek ve güçsüz, nefesim derin ve hızlı ... Kafamı bile kaldırmadan hiç bilmediğim sokaklardan hiç bilmediğim insanlardan kaçıyorum . Galiba ben gerçeklerden kaçıyorum . Göğüs kafesimde bir acı var ama nedense bu acı ne kadar istesem de ne kadar çabalasam da beni bırakmıyor . İstemsizce yanaklarımdan tane tane yaşlar süzülüyor .
Sonunda kafamı yerden kaldırdım ve karşıya baktım , parktaki sessiz sakin bir banka yöneldim ve oturdum . Çiftler , yaşlılar en güzeli de annesinin eteğine yapışmış çocuklar , vücutlarında hiç bir şeyden habersiz taşıdıkları o kalp ne kadar temiz ve berrak . Bunları düşündükçe ve gördükçe yanaklarımın daha çok ıslanmaya başladığını fark ettim . Birden telefonumun sesini işittim kim olduğunu az çok tahmin ederek elime telefonumu aldım , ekranda tam da tahmin ettiğim kişinin ismi yazıyordu "BABAM" . Bir an yüzümde sinirle birlikte bir sırıtış belirdi ve hiç düşünmeden telefonu sinirle açtım . Gerçekten ne diyeceğini çok merak ediyordum .
Sonra onun sesini işittim , " Kızım seni çok merak ettim , bak ben çok özür dilerim ama senin de beni dinlemen ve anlaman gerekiyor , yani bizi... Sinirle lafını bölerek araya girdim " Bizi mi ? Ne ara biz olduk ya ! Siz bir anda beni , ailemizi hiçe saydınız ikinizden de nefret ediyorum ! " dedim ama dediğim anda artık hıçkırarak ağlıyordum ve galiba ne onun sesini duymaya gücüm kalmıştı ne de konuşmaya mecalim . Hiç düşünmeden telefonu kapattım , artık biraz rahatlamak istiyordum.
Çantamdan çıkardığım kulaklığımı kulağıma taktım , dizlerimi kendime çektim ve kafamı dizlerime yasladım . Kulağıma gelen Sehabe ' nin sesiyle gözlerimi kapattım. Şimdi çok huzurluydum , şimdiye kadar yaşadıklarımı unutmak için çok güzel bir fırsattı , ta ki şarkının tamda nakaratında kesilmesi , ne yazık ki ben Sehabe ' nin sesini değil kendi sesimi duyuyordum . Evet , hala şarkıya devam ediyordum.
Durdum , neler olduğunu anlamak için başımı kaldırdığımda yanımda oturan biri vardı . Uzun boylu , hafif esmer tenli , siyah saçlıydı daha yeni çıkan siyah kısa sakallarıyla hoş yüz hatlarına sahipti . Siyah dar tişört vücuduna yapışmış ve buda onu mükemmel yapılı gösteriyordu . Siyah pantolon , siyah kot ceket gizemli ve harika bir görüntü katıyordu . Ben ne yapıyorum ya şu an !
İzinsiz yanıma oturmuş ve kulaklığımı almış en çok sevdiğim şarkının nakaratını dinleyen çok yakışıklı bir çocuğu röntgenliyordum! Tam ben bunları düşünürken kalın ama yatıştırıcı ve güzel sesini duydum .
" Beni daha fazla kesmeye devam edersen gerçekten yanlış anlayabilirim , tamam seni de anlıyorum dünyanın en yakışıklı adamı yanında oturuyor ama-"
Sözüne devam edecekken aklım başıma geldi , bir anda ayağa kalktım .
" Sen nasıl , ne cüretle benim eşyama dokunursun ! Ukala , hem yakışıklı falan da değilsin ! "
Allah'ım şimdi çarpılıcam sen beni affet. Elinden hemen kulaklığımı kaptım çantama koydum . Hızlı adımlarla parkın çıkışına yöneldim ama hala yaşadığımız şeyi anlayamıyordum . Benim yanıma neden oturmuştu ki , onu tanımıyordum .
Evet evet , onu daha önce hiç görmemiştim . Böyle birini aklım başımdayken görsem unutmazdım çünkü neden unutayım . İç sesime dalıp caddeye çıktığımı farkettim . Sonra duraksadım , ben nereye gidecektim peki ? Eve geri dönmezdim , günlerden pazardı , yani yarın yeni okuluma gidecektim . Ama yalnız değilim , en yakın arkadaşım , kardeşim Zeynep de aynı okula gidecekti . Gerizekalı arkadaşım sevgilisi Cemalettin ile aynı evde yaşıyordu . Evet Cemalettin , dede kurbanı . Her ne kadar adını duydukça topuklarımı kıçıma vurarak kaçasım gelse de yakuşuklu enişte vesselam . Geçici olarak onlara gidebilirdim .Geçici olan kısmın nasıl geçeceği hakkında bir fikrim yoktu , ama olsundu . Yolda Zeyneple konuşup ,üstü kapalı ,olanları anlattım .
***
Eve geldiğimde enişte bey yoktu . ( ergen değilim ha enişte bey diyorum çünkü cemalettin demeye iç sesimde bile üşeniyorum tamam mı ) Zeynep çok sevindi uzun uzun sohbet ettik . Yorgun hissediyordum , hem bedensel , daha çok da ruhsal bir çöküntü içerisindeydim . Son yaşadıklarımı ben bile hazmedememişken ona da anlatmadım . Bunun için kendimi yeterince güçlü hissetmiyordum .Enişte bey gelince kısa bir sohbetin ardından tartışmaya başladılar ben de sessizce Zeynebin civcivli panduflarını giyip olay yerinden hemen kaçtım .
Her zamanki odamda yatakta uzanıyordum , pijamalarım üzerimde gözlerim tavanda , aklım annemle babamda (tamam biraz da parktaki çocukta) . Bana hiç sormadan boşanma kararı almışlar , davayı bile açmışlar bence bana fazla değer vermiyorlar sadece kendi sorunlarını , kendilerini düşünüyorlar. En azından bana da haber verebilirlerdi. Offff yine isteksizce yaşlar gözlerimden istila ediyor ardından hıçkırıklarım boğazımda düğüm oluyor. Ağlamak kolay ama kimseye göstermemek artık beni zorluyor. " Yeter artık ! " diyerek bağırmak istiyorum. Hüngür hüngür ağlamak , ama şimdi bunu yapmaya bile gücüm yok . Göz kapaklarım beni ağır ağır mağlup ediyordu ve artık boşluktaydım .
KENDİMLE BAŞ BAŞA ...