Quinze

15.1K 1.9K 642
                                    


Nasıl bir aşk hikâyesi yaşamak istediğime dair çok düşünmüştüm, biliyorsunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nasıl bir aşk hikâyesi yaşamak istediğime dair çok düşünmüştüm, biliyorsunuz. Yaklaşık bir milyon tane farklı senaryo hayal etmiştim ve karşılıksız aşk hiçbir zaman seçeneklerden biri olmamıştı. Hatta açık konuşmak gerekirse, bugüne dek hep birini sevmekten ziyade birinin beni sevmesini hayal etmiş, hep bunu beklemiştim. Âşık olmayı değil de âşık olunmayı ve sonrasında âşık edilmeyi...

Eh, işlerin o şekilde yürümediği ortadaydı. Zira Yağız Güney Erarslan'ın beni bilerek kendine âşık etmediği apaçık belliydi. Eğer bunu planlamış olsaydı apartmanın kapısının önünde ona hülyalı hülyalı bakarken fark ettiğim gerçeği o da fark eder, ona âşık olduğumu anlar ve başarısını kutlardı. Ama tek yaptığı "İyi akşamlar matmazel," deyip merdivenlere yönelmek olmuştu. Kalbimi peşinde sürüklediğini göremeyecek kadar kördü.

Şimdi yatağıma uzanmış asık bir suratla tavanı izlerken bir yandan Elise ile mesajlaşıyor, bir yandan da işlerin nasıl bu noktaya geldiğini düşünüyordum. Defterimi çalan çocuğa sempati beslememeye oldukça kararlı değil miydim? Ona âşık olmayı tam olarak nasıl becermiştim? İşler nasıl bu kadar ters gidebilmişti? Çok kızgın olduğum o an ile kalbimdeki sancıyı fark ettiğim gün arasında ne kadar zaman geçmişti? Dört hafta mı? Beş mi?

Gelen bildirim sesiyle oflayarak telefonumu tekrar elime aldım. Elise'e her şeyi anlatmak zorunda kalmıştım çünkü zavallı arkadaşım hala beni neşelendirmek için yollar aramaktaydı. Sorunun ne olduğunu çözmüşken onunla paylaşmamak ve böyle boşa çabalayıp durmasına izin vermek kalpsizlik olurdu. Ben kalpsiz birisi değildim. Kalbini uranyum kaçakçısı bir vampire kaptırmış minik bir zavallıydım sadece.

Her neyse. Âşık olduğumu öğrenmek Elise'i o kadar mutlu etmişti ki çok uzun bir süre onunla iletişim kuramamış ve kendi kendine yazdığı saçma mesajları okumak durumunda kalmıştım. Nihayet biraz sakinleştiğindeyse beni bunun harika bir şey olduğuna ikna etme çabalarına girişmişti. Beni sevmeyen bir adama âşık olmanın nesi harikaydı? Kim böyle bir şeyi yaşamak isterdi ki? Ben istemezdim. Ben âşık olunmak isterdim arkadaşlar, bunu zaten söylemiştim.

"Ona söylemelisin."

Elise'in dakikalar sonra verdiği muhteşem tavsiyesi buydu. Gidip Yağız'a açılmam gerektiğini düşünüyordu. Hatta bunu hemen yapmamı söylüyordu ama imkânsızdı. Gerçekten imkânsızdı. Daha âşık olduğum gerçeğiyle ben tam olarak barışabilmiş değildim. Kabullenmekte bile zorlanıyordum. Nasıl Yağız'ın karşısına çıkıp duygularımdan bahsedebilirdim ki? Hem kalbim duruverirdi, konuşamazdım bile.

"Olmaz. Bu mesele ikimizin arasında bir sır olarak kalacak. Sonsuza dek."

Abartılı itiraz mesajımın Elise'i sinirlendireceğini bilerek sinsi sinsi sırıttım. Ama gerçekten, Yağız'a onu sevdiğimi söylemem şu an için bir seçenek değildi. Bir seçeneğim var mıydı, onu bile bilmiyordum işin aslı. İnsanlar âşık olunca ne yapardı ki?

Bir Paris RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin