"tarih atamadım, hâlâ on yedimdeyim"

286 24 55
                                    


Sevgili Jessica,

Beni hatırlıyor musun bilmiyorum fakat umarım ki hâlâ aklına geliyorumdur. Belki eski bir fotoğrafta, belki eski bir sokakta görüyorsundur benim gölgemi. Belki de bir adaşımla tanışmışsındır, eskiden sevdiğimiz bir şarkıyı duymuşsundur bir barda, birlikte izlediğimiz bir filme denk gelmişsindir gece vakti televizyonda ve belki de yatağının altında sakladığın tozlu bir kutuda bulmuşsundur eski, küçük anılarımızı. Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun umarım hatırlıyorsun beni arada sırada. Aklına geliyorumdur ve gülümsetiyorumdur seni. Üzmek istemem seni, üzülmeni istemem. Biliyorum, aklına gelsem hep kötü gelirim ama umarım sadece sonumuzu anmıyorsundur beni hatırladığında. Çünkü çok güldük beraber, çok mutlu olduk, çok eğlendik...

Ben hiç unutamıyorum seni, bu yüzden hatırladığımı söyleyemem. Unutmak benim ellerimde olmayan bir güç, belki de bu yüzden yaşayamıyorum. Unutmazsa nasıl yaşar insan? Öyle dolu ki göğsüm, öyle ağır ki omuzlarım ve öyle kambur ki sırtım... Buna yaşamak denir mi bilemem, Jessica. Ama sorarsın eğer, iyiyim. İyiyim, merak etme beni.

Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun? Eğer bana yazarsan lütfen bunu da yaz. Senin hafızan hep daha iyiydi benden. Hiç hatırlamıyorum o günleri. Deli bir çocuktum, o kadar aktiftim ki hiç duramazdım yerimde. Bu yüzden hep kızardı annemle babam, sokaktan eve döndüğümde hep azar işitirdim. Bazen vurdukları bile olurdu ama o zamanlar böyle şeyler normaldi, bilirsin. Ben mahallemizde ne kadar çocuk varsa hepsini tanıyordum, hepsi benim arkadaşımdı. Toplanıp oyunlar oynardık, herkes beni severdi. Ben de herkesi severdim. Okulda da aynıydı. Sen ise farklıydın, ah, o kadar farklıydın ki benden de diğerlerinden de... Hep merak ederdim seni. Hayal gücüm genişti, bedenim gibi o da yerinde duramazdı. Odamda oturur senin hakkında hikâyeler üretirdim. Bu kadar sessiz olmanın, bizden uzak durmanın, soğuk biriymiş gibi görünmenin asıl nedeni neydi diye düşünürdüm. Bisikletine biner bazen etrafımızda dolanırdın. Şimdi anlıyorum da sen de katılmak istiyordun bize ama ne tutuyordu seni, bilemiyorum. Evet, bazıları sana karşı kötüydü ama ben, özellikle ben, seni hep sevmişimdir. Hep aklımdaydın, iddialara girerdik ne zaman gelip konuşacaksın diye. Bazen yanına gider seninle konuşmaya çalışırdım, ne kadar az kişi varsa o kadar çok konuşurdun. Ama hiç hatırlamıyorum seni ilk ne zaman, nerede gördüğümü. Seninle nasıl tanıştığımızı hiç hatırlamıyorum. Tek hatırladığım, o gün yanına gelişim. Bu sefer tek gelmiştim, kimse yoktu sokakta. Bir sen, bir de ben. Oynamıştık beraber. Benden daha iyi ip atlıyordun ama ben de senden daha hızlı koşardım. Topla oynadığımız oyunlarda da daha iyiydim senden. Ve o zaman çok gülmüş, çok eğlenmiştin. Sonraları hep evime davet ettim seni ve sen de beni. En yakın arkadaşım oldun böylece. Fakat biliyor musun Jessica? Sana gelip oyun oynamak ister misin diye sorarken hep korkardım. Şimdi düşününce o günleri, senden o ilkokul günlerinde hoşlanmaya başladığımı anlayabiliyorum. Bizim gibi insanlar hep unutulur Jessica. O küçük yaşta bildiğim tek şey ya bir erkeği sevecektim ya da evlenmeyecektim. Annemle kavga ederdik ben ne zaman evlenmeyeceğimi söylesem, çok ayıp görürdü bunu. Seninle evlenebileceğim bir ülkede doğsaydım belki böyle demezdim hiç. Kendimi daha önceden bilir, kendimi daha çok korur, insanları daha iyi anlar, hayatımı daha iyi çizerdim belki de... Kim bilir? Belki de seni terk edip gitmek zorunda kalmazdım.

Bu yüzden, eğer yazarsan, lütfen nasıl tanıştığımızı da yaz bana. Hatırlıyorsundur, eminim. Ama lütfen, yaz. Lütfen, Jessica. Lütfen, yaz...

Uzun zamandır, aslında, seni terk ettiğimden beri yazmak istiyorum sana. Üzerinden kaç yıl geçti? On yedimizdeydik. Şimdi otuz yaşıma geldim. Bunca yıl san hiç yazmadığım için affet beni. Elim gitse de kaleme yazacak bir şey bulamadım. Beyaz kâğıtlar korkuttu beni. Bilir misin ne kadar çok belli eder kırmızı lekeler kendilerini beyazın üzerinde? Ağlarsam eğer damlamasından korktum yaşlarımın kâğıda ve ıslatmasını onu. Fakat şimdi yine ağlıyorum bunu yazarken. Geçmişi düşünmek normalde zorken geçmişini kaybetmiş birinin bunu düşünmesi ne kadar daha acı veriyor anlatamam, Jessica. Umarım anlıyorsundur beni.

kayıp bir kadından itiraflar //taengsicaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin