"yola çıkacaktım da bavuluma koyacak bir şey bulamadım"

97 16 55
                                    

Sevgili Jessica,

Hava karanlık, kuru ve sıcak. Hem heyecanlıyım hem de bunaldım havalar yüzünden ve uyuyamıyorum. Sehpanın üzerinde bir mum ışığının altında duruyorum. Kâğıdım sarı görünüyor, kalemimin mürekkebi neredeyse tükenecek... Kulaklığımdan gelen müzik beni düşüncelere bürüyor, geçmişi hatırlatıyor ve gelecek hakkında korkutuyor. Aslında şarkının dilini bilmiyorum, bu güçlü sesli kadın ne anlatıyor hiçbir fikrim yok. Belki de benim şu an hissettiklerimle alakası olmayan şeyler söylüyor. Bir gün terapide psikoloğum bana düşüncelerimi değiştirebileceğimi ama duygularımı en ufak bir şekilde bile yönlendiremeyeceğimi söylemişti, doğru mu bu dediği bilmiyorum. Fakat bence çok haklıydı. Bazı şarkılar da bu yüzden olsa gerek sözlerini hiç bilmeden bile bağlıyorlar kendilerini bana. Ama sol tarafı kırık olan kulaklığım yeterince saramıyor ortamı, geceleri bulaşık yıkmaya bayılan oda arkadaşımın sesleri de ulaşıyor bana.

Sana oda arkadaşımdan bahsetmek istiyorum birazcık, iyi bir kız. Gerçekten de öyle. Burada Koreli biriyle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim, beni evine alıp arkadaşım oldu. Çok yardımı dokundu bana, bu yüzden onu annem gibi görüyorum. Parasız olduğum zamanlarda evine almış yemek yedirmiş ve bana düzgün bir iş bulmuştu. Şimdi onu burada bırakıp yola çıkacak olmak beni korkutuyor, annesinden ayrılırken çocuklar böyle mi hissedermiş? Adı gibi o, hayatıma bir güneş gibi açıverdi. İkimiz de evi ve geceleri seviyoruz. Onu gerçekten özleyeceğim. Ve beni unutmasın diye (aynı zamanda borcumun ufak bir kısmını ödeyebilmek için) sadece küçük bir bavulla dönmeye karar verdim. Kitaplarımı da bırakacağım onunla.

Konu buralara gelmişken... Evet, üç gün sonra yola çıkacağım. Biletimi aldım, Seul'a dönüyorum. Dönüş biletim yok, sana geliyorum. Aslında gelene kadar bir daha mektup yazmamayı düşünmüştüm. Fakat iki haftayı geçti ve senden hâlâ bir yanıt alamadım, bu yüzden endişeliyim. Bir kez daha yazmaya karar verdim. Ve heyecanımı yenmek için yapacak başka bir şey bulamadım. Zaman geçmiyor. Sona yaklaştıkça sanki günler ikişer kat uzuyorlar ve hava da bir o kadar bunaltıcı oluyor.

Ah, dilini bildiğim bir şarkı! İngilizce öğrendiğimi gördüğünde yüzünün ifadesini çok merak ediyorum. Mektuplarda olduğu gibi artık sana Jessica diyebileceğim, hem de kusursuz bir aksanla! Böyle neşeli neşeli yazdığıma bakma, şarkı ölümü anlatıyor. Ölümü anlatan şarkılar beni hayata bağlıyor. Ve bu bana başka şeyleri hatırlatıyor.

Aslında, yanına geldiğimde konuşacak çok şeyimiz olsun ve bütün bunları anlatana kadar ölmeyelim de sonsuza kadar yaşayalım diye pek bir şey anlatmak istemiyorum sana. Fakat başladım, bitirmek şarttır. Dediğim gibi, sıkılıyorum da.

Dayımın yanına gönderildiğim zamanlarda çok sinirliydim ve kendime sahip çıkamıyordum. Bu yüzden ellerimi birçok kere bağladılar, sıkı sıkı. Bileklerimde izler oluştu. Ben kaçmaya çalıştıkça onlar daha sıkı bağladı beni, daha sert tokatlar çarptı yüzüme. Babamın cenazesinde bile ellerim bağlıydı, annem bir yanımda durmuş ve kaçmayayım diye koluma girmişti. Dayım arkamda, abim de öbür yanımdaydı. Kimse babamın ölmüş olmasını umursamıyordu, herkes bana verilecek cezayı ve kaçışımı imkânsızlaştırmayı düşünüyordu. Ben de ağladım. Ne düşündüğümü hiç unutamıyorum. Orada, karşımda duran siyah tabut bana dünyanın en özgür yeri gibi görünüyordu. Ve babamın yerinde olabilmek için her şeyi verebileceğimi düşündüm. O an önüme bir lamba cini gelse üç dileğim de bu olurdu. Ama şansıma bir cadı gelmişti ve bana gülmüştü. Her şeyini verirsin, öyle mi? Oysa benim olan hiçbir şey yoktu. İçinde bulunduğum bu beden bile anneme aitti, düşüncelerim ve sana olan sevgim bile.

Cenazeden döndük. Kendimi öldürebilecek bir sivri eşyam bile yoktu. Ki olsa öncelikle bağlarımı çözer ve kaçardım. Kendimi aç bırakmaya çalıştım. Üç günün sonunda ne yapmaya çalıştığımı anladılar, abim başımı geriye çekti, dayım çenemi açtı. Annem kaşık kaşık döktü yemekleri ağzıma ve yutmam için zorla bastırdılar çenemi. Ağzımı kapattılar.

kayıp bir kadından itiraflar //taengsicaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin