"Tanıdığım tek salağın Alex olduğunu sanıyordum." Gözlerini koltukta oturan arkadaşına çevirdi. "Seninle tanışana kadar, Taehyung. Ve o zamandan beridir de tahtını kimseye kaptırdığını görmedim."
"Biraz abartmıyor musun Jimin-shi. Hata yaptım evet farkındayım fakat bu bir daha tekrarlanmayacak. Özür dilerim."
"Abartıyor muyum?!" İstemsizce sesini yükselten Jimin, arkadaşının kafasını eğerek burnunu çektiğini görünce az da olsa yumuşadı. "Taehyung, üzgünüm ama sen de beni anla. Senin için endişeleniyorum."
Hâlâ daha kafasını kaldırmayan Taehyung yavaşça mırıldandı. "Biliyorum."
Jimin ayakta durmaktan sıkılarak arkadaşının yanına oturdu ve kollarını usulca ona doladı. "Biz cennet melekleriyiz Taehyung, ne insan ne de cehennem meleği değil. Tamam görevin doğrultusunda onunla yakınlaşman gerekiyor ama bunu yaparken kendini tehlikeye atıyorsan buna izin veremem." Taehyung'un sırtında elini gezdirirken devam etti. "Her ne sebeple olursa olsun doğana aykırı şeyler yapmamalısın Taehyung. Biliyorum kafesteymiş gibi hissediyorsun ama mecbursun. Ya senin gözlerini fark etseydiler? Ya da daha kötüsü, bu sefer çektiğin acı sonuncusu olsaydı? O zaman ne olacağını biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum." Aynı şekilde tekrar mırıldandı Taehyung. "Daha dikkatli olmalıydım Jimin, özür dilerim." Biraz daha devam ederse ağlayacağı titreyen sesinden belli olan arkadaşına daha fazla dayanamayan Jimin, "Gel buraya şapşal." diyerek Taehyung'a sarılmış ve o kendini biraz daha iyi hissedene kadar da geri çekilmemişti.
"Her neyse. Şimdi konuşmamız gereken diğer bir önemli mesele..." Sırıtarak geri çekilen Jimin, Tae'nin anlamaz bakışları altında devam etti cümlesine. "O barda neler oldu hemen anlatıyorsun! Şu saate kadar zor dayandım, tüm detayları istiyorum."
Taehyung yarım saat önceye kadar olan her şeyi anlatırken, her söylediği şeyde Jimin'in yüz ifadesi gitgide değişiyordu ve Taehyung anlatmayı bitirdiği anda Jimin'in tepkisi, "Dostum, büyük sıçmışsın." olmuştu.
"Evet bunu da biliyorum." Taehyung gözlerini devirerek arkasına yaslandı. "Ne yapacağım ben Jimin? Tamamen boka batmış gibi hissediyorum." Sızıyı görmezden geldi. "Daha önce hiç böyle hissetmemiştim doğrusu. Ya yanlış bir şeyler yaparsam? Ya ona aşık olursam?" Endişeyle doğrulan Taehyung, Jimin tarafından tekrar olduğu konuma döndürüldü.
"Bu söylediğin için sence de biraz geç olmadı mı sevgili aptal arkadaşım? Hem aşık olmak günah değil Tae, bu konuda endişelenmemelisin demek isterdim AMA SEN LANET OLASI BİR CENNET MELEĞİSİN VE BEN DAHA NE KADAR SAÇMALAYABİLİR DEDİĞİM HER ANDA BENİ ŞAŞIRTMAYI BAŞARIYORSUN TAEHYUNG!"
Sakin başlayan konuşmasını bağırarak bitiren Jimin, olduğu yerde duramayarak hızla ayağa kalktı ve odada volta atmaya başladı. "Resmen kendi sonunu kendin yazıyorsun. Mazoşist falan mısın?"
"Hey!" Artık dayanamayan Taehyung hızla araya girdi. "Tamam hata yaptım. Evet sana göre en büyük aptalım ve evet kendimi öldürmek için elimden geleni de yapıyorum! Fakat yeter tamam mı?" Oturduğu yerden hızla ayağa kalkarak merdivenlere yöneldi. "Beni azarlamak yerine yardım etmeye karar verdiğin zamana kadar odamda olacağım, iyi geceler!" Ve hırsla basamakları çıkarak gözden kayboldu.
Arkadaşının arkasından üzgün gözlerle bakan Jimin koltuğa oturarak başını elleri arasına hapsetti. "Sanırım biraz ayrı kalsak iyi olacak. Biz her zaman kavga ederiz fakat daima sonunda barışırız." Ellerini indirerek merdivenlere baktı. "Bu sefer de barışacağız." Kafasını geriye atarken içinden dua ediyordu, bu seferkinin yaptıkları en ciddi kavga olmaması konusunda.
⚜️
Yaklaşık yarım saat önce uykuya dalan beden her şeyden habersiz huzurla yastığına sarılıp yatarken, kirpiklerinin arasından sızmaya çalışan güneş ışıkları yüzünden rahatsızca yüzünü öbür tarafa çevirdi fakat bu sefer de bir şey yanağını dürtüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Devil Inside Of Me ⚜️TaeKook
Fanfiction"Herkese ölüm vaat eden dokunuşun artık benim yaşama sebebim." °Serinin ilk kitabıdır