Selim Ozan'ın yıllardır beklediği oyun sonunda yayınlanmıştı. Oyunun adı Shapeshifter Online idi. İstediğiniz kahramana dönüşebiliyordunuz ya da bir dilenci olarak oyuna giriş yapabiliyordunuz. Selim aldığı oyunu hemen bilgisayarına taktı. Çok heyecanlıydı.
Bu oyunun en güzel yanı online para kazanma sağlayabiliyor oluşuydu.Bir işsizdi ve 20 yaşında ailesi ile birlikte yaşıyordu. Babasına bu oyun üzerinden para kazanabileceğini söylemişti. Bir süre işsiz olarak evde yaşamaya devam etmişti. Üniversiteyi kazanamamış bu genç artık bir işi olduğu için mutlu sayılırdı.
Oyunun açılması ile birlikte Selim karakter seçim ekranına gelmişti.
İsim belirtiniz.
"Hımm. Ryuujin Jakka diye bir kılıç vardı Bleach'te. En iyisi kısa ve öz olsun ismimi Jakka koyayım." dedi Selim.
Yaşınızı belirtiniz.
"12 olsun. Ne kadar genç o kadar iyi." diyordu kendi kendine.
Karakterinizin tipini belirleyin.
"Hafif uzun saçlı olsun. Birde bıyık mı eklesem. Haha! Çok komik oldu lan. Neyse bıyığı kaldıralım hiç 12 yaşında çocuğun bıyığı olur mu?" Diye sordu kendi kendine.
Boyunuzu belirtin.
"1.60 cm iyidir sanırım. Çok mu uzun oldu. Neyse nasılsa zaman geçtikçe uzayacak. Oyunun kılavuzunda öyle yazıyordu. Zamana dahil her şey."
Sınıf belirtiniz.
Tek tek bütün sınıfları gözden geçiren Selim en sonunda dilenciyi de gözden geçirirken kedisi yüzünden yanlışlıkla oluştur düğmesine basar ve dilenci karakteri oluşturulmuş olur.
"Neler oluyor Pofuduk ne yaptın sen! Olamaz. Dilenci ile mi oynamam gerekecek. Kılavuzda dvd başına bir karakter açıldığı söyleniyordu. Off! Başlarım bu işe." diyip Elini geriye doğru çekti ve yumruk yapıp bilgisayarın ekranına savurdu. Ekranda çatlak açan eline elektrik çarptı ve birden baygın düştü.
Karakter oluşturuluyor. Yüz belirleniyor. Bilinç Yükleniyor.
Dilenci Jakka'ya can veriliyor.
Jakka birden gözlerini başka bir dünyada açıyor. Etrafına bakıyor ve bir ahırda olduğunu anlıyor. At pisliği kokusunu burnuna çeken Jakka, hemen ahırdan dışarı fırlıyor.
"Bu da ne böyle boyum kısalmış." dedikten sonra hemen önündeki su birikintisine bakıyor.
"Olamaz bu imkansız. Oyunun içine girmişim lan. Acaba öldüm mü? Başka bir dünya da olabilir. Ama bu çok saçma! Dilenci gibi giyinmişim. Yoksa dilenci miyim lan ben!?" Etrafına bakınmaya başlayan Jakka su birikintisindeki yüzün oyunda oluşturduğu yüzle aynı olduğunu görüyor.
"Oyunun içine girmişim lan resmen. Oha!" dedi birden.
Yanına beş tane çocuk geliyor ve duydukları sesten rahatsız olduklarını Jakka'nın yüzüne at pisliği fırlatarak belirtiyorlar. Çocuklardan biri gelip Jakka'nın tam karnına bir yumruk geçiriyor.
"Bu da ne böyle!? Benden ne istiyorsunuz?" diyen Jakka üzerine atılan pisliği toplayıp yumruk atan çocuğa fırlatıyor.
"Seni pis dilenci. Sana bunu yedireceğim." diyerek yüzünü siliyor.
"Tutun onu!" diye bağırıyor içlerinden biri.
Jakka onlarla dövüşmesi gerektiğini bilse de elinden bir şey gelmiyordu. İki kolu ve iki bacağını tutan çocuklar, Jakka'nın dayanıklılığı karşısında hayret ediyorlardı.
"Bu pisliğe gününü göstereceğim ki Savaşçı Stefan Alberti'ye karşı gelmemeyi öğrensin." dedi.
"Demek adın bu seni solucan kılıklı. Bu yaptığını hatırlayacağım." dedi Jakka.
Hırslarını iyice Jakka'dan çıkaran çocuklar, ölümün eşiğine gelmiş Jakka'yı bir kenara fırlatıp kaçtılar. Bir adam bütün olan biteni o an izliyordu ve Jakka'yı sırtlayıp evine kadar taşıdı. Bir köy yerine gelmişti Jakka ve baygın bir şekilde kabus görüyordu. Bütün yaralarını sarmayı bitiren adam onu uyandırdı.
"Ben neredeyim böyle?" diye sordu Jakka adama bakarak.
"Statüne baktım. Demek ismin Jakka ve bir dilencisin ha!" dedi adam.
"Statü mü? Nasıl baktın? Bu benim oyunda verdiğim isimdi." dedi Jakka.
"Statüne bakmak için gözlerini sağ alta bakacak şekilde çevir." dedi adam
"Hah gördüm şimdi ne yapmam gerekiyor?" diye sordu.
"Ona odaklan ve statü diye düşün içinden." dedi adam ve kalkıp çay yapmaya koyuldu.
Statüsü açılan Jakka sanki bir oyun ekranına bakar gibi görüyordu dünyayı.
İsim:Jakka Meslek: Dilencilik
Seviye: 1
Güç: 10 : Can Puanı:55
Beceri: 10 Dayanıklılık: 10
Zeka: 10 Mana: 10
Zırh:1 Yetenek: Yok
Binek: Yok
Taşınabilir maksimum ağırlık: 20 kg.
Sahip Olunan Eşyalar: Yırtık dilenci çuvalı.
"Hiç bir şeyim yok. Ben ne yapacağım peki?" diye sordu kendi kendine Jakka.
"Hiç bir şeyin yoksa oyunu oynamak için pek çok sebebin var demektir. İstediğini elde edebilirsin bu dünyada." dedi adam.
"Bu arada adın nedir?" diye sordu Jakka.
"Seni arkadaş olarak ekledim. Statünün hemen yanında arkadaşlar menüsü var. Ona odaklanarak benim ismimi görebilirsin." dedi adam.
"Bir deneyeyim." dedi ve birkaç denemenin ardından menüyü açmayı başardı. Menü açılınca adamın ismini:"George." olarak gördü.
"Neden tek adın var?" diye sordu Jakka.
"Ben de senin gibi bir oyuncuyum. Genel olarak tek isimliler başka dünyalardan bu dünyaya geçiş yapanlar oluyor ya da yetim çocuklar. Paralel evrenler teorimi de dinlemek ister misin?" diye sordu George.
"Onu boş ver de bana bu oyunun amacını anlat." dedi Jakka heyecanla.
"Oyunun amacı çok basit görünse de her aşaması birbirinden zorlu. Kısaca beş iblis geçidini kapayabilen büyük ödülün sahibi oluyor." dedi George.
"Peki büyük ödül ne?" diye sordu Jakka.
"Ödül mü? Tabi ki bu dünyanın kralı olmak. Unutma iblis geçitleri her 25 yılda bir açılıyor. Bundan iki sefer öncekini ben ve arkadaşlarım kapatmayı başardık" dedi George.
"Ne yani? Sen kral mısın?" diye sordu Jakka.
"Evet ve hayır." dedi adam.
"Nasıl? Anlamadım. Kral mısın değil misin?" diye sordu Jakka tekrar.
"Kral oldum ama artık kral bir başkası. Zekanın 10 olduğuna şaşmamak gerek. Her neyse öğrencim olmak ister misin?" diye sordu adam.
"Ne yani bana dilenciliği mi öğreteceksin? Hem dilenci iken nasıl birini veya canavarları öldürebilirim ki?" diye sordu Jakka.
"Zorla sınıf değiştirmeyi hiç duymadın sanırım. Kılavuzu okumadan mı geldin?" diye sordu adam.
"Okudum ama sadece bir kısmını. Oyunda öğrenmek daha cazip geliyor." dedi Jakka yaralı yüzüyle gülümseyerek.
"Seni zorlu bir eğitime sokacağım. O eğitimden sonra Monk yani Keşiş olabilirsin. Her şeyden önce saçlarını kesmemiz gerekiyor." dedi adam.
"Neden? Annem asla uzun saç bırakmamam için yalvarırdı. Bari burada istediğim tipte olayım." dedi Jakka.
"Üzgünüm ama elimden bir şey gelmez bütün vücudunu geliştirmemiz gerekiyor. Buna kafanda dahil." dedi adam gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jakka
FantasySelim Ozan isimli bir gencin bir bilgisayar oyunu içine çekilmesinden sonra yaşadığı hayatı konu alır. Her bölüm 800 ile 1000 kelime arasında olacaktır.