Bölüm 3:Efendi ve Köle

31 6 0
                                    

Loncaya üye olan Jakka, dinlenmek için bir han aradı. Kristalleri loncada paraya çevirmişti ve yaklaşık 12 gümüş para elde etmişti. Günlük ihtiyaçlar için günde 7 bakır para yeterliydi. 1 gümüş 10 bakır ediyordu. Bulduğu bir handa 5 bakır parayı oda için vermişti ve günde iki bakır parayı da yiyecek için ayırmıştı. 

Handa konaklayan Jakka, sabahın ilk ışıkları ile uyanmıştı. Ustasının bahsettiği gibi bir büyücü bulması gerektiğini biliyordu. Yemeğini yedikten sonra doğruca loncaya vardı. Lonca liderinin kapının girişinde oturduğunu görünce ona: "Bir büyücü bulmam gerekiyor. Bana yardımcı olursanız sevinirim." dedi.

Tam o sırada bu sözleri duyan cübbeli bir kadın onların yanından geçiyordu. Bir büyücü olan bu kadın on metre yürüdükten sonra duraksadı. Taşıdığı asayı Jakka'ya doğrulttu ve bir alev topu fırlattı. Jakka bunu hissetmişti ve bu saldırıyı hemen savuşturdu. Mana akışını hissetmesini ona George öğretmişti. Kadına dönüp: "Demek bir büyücüsün. Neden bana saldırdığını sorabilir miyim?" diyerek büyücü kadının yanına yürüdü.

"Savuşturacağından emin olmak istedim. Ancak bir monk bunu başarabilirdi." dedi.

"İsmin nedir?" diye sordu Jakka. 

"Adım Elise ve bir sonraki kraliçe olacak kızım." dedi.

"Bunun için her şeyi yapar mısın?" diye sordu Jakka.

"Elimden gelen her şeyi yaparım." dedi. 

"O halde benimle evlenmen gerekiyor." dedi Jakka utanarak. 

"Nedenmiş o?" diye sordu.

"Çünkü ben bir sonraki kral olacak kişiyim." dedi Jakka.

"Bunun için her şeyi yapar mısın?" diye sordu kadın.

"Yaparım." dedi Jakka ve elini göğsüne koyarak. "Şu kalbim üzerine yemin ederim ki yaparım." dedi. 

"O halde kölem ol." dedi kadın.

Buna sinirlenmişti ve "Nedenmiş?" diye sordu Jakka.

"Kölem olursan emrimden çıkamazsın ve seni rahatlıkla kontrol edebilirim. Bunun karşılığında 5 geçidi de kapayabilirsek seninle evleneceğime söz veriyorum." dedi kadın.

Jakka derin düşüncelere dalmıştı. Cübbesi yüzünden kadının yüzünü tam seçemiyordu ve önerdiği bu teklifi kabul edip etmeyeceğine karar veremiyordu. Yalan söylüyor da olabilirdi. 

"Sen benim gücümü test ettin lakin ben senin gücünü test etmedim." dedi Jakka. 

"O halde izle." dedi kadın ve asasını yukarı kaldırarak bir takım kelimeler mırıldandı. Ortamın havası birden değişti ve kara bir bulut belirdi şehrin tepesinde. Aniden yağmur yağmaya başladı ve yedi adet yıldırım düştü hem de sırasıyla aynı yere. 

"Bu iş görür." diye düşündü Jakka

"Bu aptalın kabul edeceğine eminim." diye düşündü kadın.

"Tamam kabul ediyorum ama kölen olmam için ne söylemem gerektiğini bilmiyorum." dedi Jakka.

Kadın gülümsedi birden ve hemen gülümsemesini eliyle gizledi.

"Merak etme benim söylediklerimi tekrar etmen yeterli olacak." dedi kadın ve sözlerine şöyle başladı: "Senin her söylediğini yapacağıma..." dedi kadın.

"Senin her söylediğini yapacağıma..." dedi Jakka ve bir sonraki sözleri bekledi.

Kadın gülümsemesini durduramıyordu ama söylemeye devam etti.

"Senin kölen olacağıma and içerim..." dedi ve Jakka da tekrarladı.

Kadın kahkaha atmaya başlayarak ayini tamamlamak için son olarak: " Seni kabul ediyorum." dedi.

"Seni kabul ediyorum." dedi Jakka ve kadının boynunda bir tasma şeklinde dövme belirdi.

"Olamaz. Olamaz. Olamaz!" diye bağırdı kadın ve kendini yere attı. 

"Ne oldu o boynundaki de ne?" diye sordu Jakka.

Lonca lideri tüm olan biteni izlemişti ve:" O artık senin kölen." dedi Jakka'ya bakarak.

"Nasıl yani benim onun kölesi olmam gerekmiyor muydu?" diye sordu Jakka.

"Ayinin son cümlesini söylememen gerekiyordu. Bu durumda eğer köle sahibinden güçlü ise kölelik sahibe devredilir." dedi lonca lideri.

Jakka yerde debelenen kadına: "Endişelerini gider. Ben kötü biri değilim ve eğer başarırsak seninle birlikte geçitleri kapamayı tercih ederim." dedi. 

Kadının bütün endişeleri birden uçup gitmişti. Kölelik anlaşması gereği zihni artık Jakka'ya bağlı idi. Bu şekilde aldığı her emri yerine getireceği düşüncesi bile aklına gelmez olmuştu. Endişeleri ve düşünceleri dinmişti. 

"Benim adım Elise. Sahip ne emrediyor?" diye sordu kadın cübbesinin kapşonunu kaldırarak.

Çok güzel ve alımlı bir kızdı Elise. Henüz 18 yaşına yeni basmıştı. Saçları altın gibi sarıydı. Gözleri ise ela idi. Yüzü bembeyazdı. 

Bu kıza layık olmadığını düşünen Jakka donup kalmıştı lakin şu sözleri söyleyebildi.

"Bana Jakka de." dedikten sonra. Loncadan içeri girdi. Kız ise hemen arkasında onu takip ediyordu. 

 Jakka'nın yüzü iyice kızarmıştı. Buna alışması zaman alacaktı. Kızın statüsünü kontrol etmek isityordu lakin bunun için ellerini tutması gerekiyordu. En sonunda cesaretini toplayarak: "Elini uzatır mısın?" diye sordu.

Kız hemen elini uzattı. Seviyesi düşük olmasına rağmen beş büyü biliyordu. İyileştirme büyüsü de yapabilen kıza teşekkür ettikten sonra kızı grubuna otomatik olarak kattı.

Jakka büyücü bulduğuna sevinmişti lakin bundan sonra yapacaklarını iyice düşünmesi gerekiyordu. Görev panosuna doğru yürüdü ve orada bulunan kendi seviyesine en uygun görevi aldı. Görevin adı: "Ölümün Efendisini yen." idi. 

Elise'ye bakarak: "Bu görevi daha önce yaptın mı?" diye sordu.

"Hayır Jakka. Daha önce yapmadım." dedi Elise. Jakka'nın yüzü, kız adını söylediği için kızardı. 

Görev yeraltı mezarlığında idi. Şehre çok yakındı ve yürüyerek otuz dakika içinde vardılar. Mezarlığın girişinde 5 adet mezar bulunuyordu ve Jakka ile Elise içeri girer girmez. Bu mezarların kapakları açıldı. Taştan olan kapıları açanlar ise skeletonlar idi. Bir adet ölü büyücü skeleton ile 4 adet savaşçı skeletona karşı savaşmaları gerekiyordu. Savaşçı skeletonların bir elinde kalkan diğer elinde ise kılıç var idi. Büyücünün elinde ise eski püskü bir kitap bulunuyordu. Büyülerini bu kitap yardımı ile yapıyordu. 

"Jakka bu büyücü skeletonu bana bırak geriye kalanları sen hallet." dedi Elise. 

Emir alan Jakka hemen dört skeletonun icabına baktı. Nitekim emir alması hoşuna gitmemişti ama bunu kızın yüzüne söylemek istemiyordu. 

Elise de bir alevtopu fırlatarak büyücü skeletonun kitabını yaktı. Ardından Jakka bir yumruk darbesi ile büyücünün kaburgalarını parçaladı. Kristalleri Elise topladı ve Jakka'ya verdi. 



JakkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin