Yastığıksız yattığım için boynum aşırı ağrıyordu. Victoria çoktan kalkmış olmalıydı oda da değildi. Üstümde hala okul forması olduğu için çantamı takıp aşağı indim.
O sırada kahvaltı eden Bay Harmon'ı gördüm (evet, yazarınız American Horror Story izledi eheheh)
Eliyle beni sofraya çağırdı;
-hey, kahvaltı etmeden mi?
-hiç gerek yok bay Harmon.
Yanında Victoria ve annesi de oturuyordu.
Victoria nazlı bir ifadeyle
- hadi Ally, ne acelen olabilir ki, yoksa Kanadalı çocuk için mi bu kadar acele ediyorsun?
Sinirlenmiştim. Aceleyle kapıya doğru yürüdüm ve tam Victoria'nın hizasına gelince koluna ufak bir cimcik attım.
-Ahh acıdı
Her şeyi abarttığı gibi bunu da abarttı.
Evden çıktım, kulaklığımı taktım ve lana playlistimi açtım.
Şansıma Salvatore çıktı. Neden bilmem ama şarkıya aşığım. Eşlik ettim;All the lights in miami begin to gleaam
Ruby bluee andd grean neoon to
Everything look better from above my kiing
Like aqua marinee oceans bluee
Ah ah ah ah ah ah ah ah ah ah
Cacciatoreeee
La la la la la la la la la la
Limousineeees" derken birine çarpmıştım. Kafamı kaldırdığımda bunun Mendes olduğunu farkettim.
- günaydın Ally.- ah selam, şey bu arada sana da günaydın.
Her zaman böyle rezil olmak zorunda mıydım?- şey düşündüm de.. bugün bir şeyler yapmaya ne dersin?
- ne gibi şeyler?
- seni evime davet etmek isterdim ama.. anlarsın işte ev pek müsait değil, yerleşmemiş şeyler var. Dışarıda vakit geçirebiliriz
- şey.. olabilir
Evine davet etmek ile ilgili olan cümlede evinde neler yaşanabileceği aklıma geldi ve istemsizce güldüm.
-Dün akşam etrafı dolaşmaya çıktım ve sahile yakında gece kulüpleri olduğunu gördüm, hani şu çıtır kızların dans filan ettiği.
Omzunu dürttüm.
- hey, tamam Shawn böyle şeylerden hoşlandığını biliyorum.Yüzündeki gülümseme biraz daha arttı ve bana döndü;
-hem.. belki sen de dans edersin.
Gözlerimi pörtlettim.- bu tarz şeylerden hoşlanmadığımı kaç defa söylemeliyim? Amigo kız olmak, kulüpte dans etmek veya erkekler için sadece obje olarak kabul edilmekten nefret ediyorum!
Omzuma elini koydu;
- özür dilerim Ally
- sorun değil, zaten kızmadım.
Yüzüme o aptal gülümsemeyi yerleştirdim ve cidden kızmadığımı ispatlamaya çalıştım.
Omzumdaki eli tüm vücuduma hoş bir sıcaklık yaymıştı ve o elini yavaşça çekerken birden irkildim.
Konuşmaya devam etti;- yine de gidebiliriz öyle değil mi? Yarın haftasonu tatili ve pek bir sorun olmaz.
- şey, bence de
Okula gelmiştik, sınıfa beraber girdik ve ön sıra kız grubu bana sinsi bir şekilde baktı. Kim bilir ne kadar şanslı olduğumu filan düşünüyorlardır.
Ders edebiyattı ve bu dersi boş olarak kabul ediyorduk. Çünkü sevdiği kadınlar tarafından sürekli reddedilen edebiyat öğretmenimiz Bay Sheraton sürekli aşk şiirleri okuyordu.
Bu bazı insanların hoşuna gitmese de Victoria şiir okunurken gözlerini Louis'ten alamıyor ve gözleri dolup o da
Bay Sheraton'a katılıyordu.Ders bu şekilde devam ederken Shawn'ı yokladım. Elindeki fazla kullanılmış deftere bir şeyler yazıyordu.
Deftere bakmaya çalışınca hemen kendine doğru çekti.- hadi ama Shawn! Benden gizlediğin şeyler mi var? buradaki en yakın arkadaşın olduğumu sanıyordum.
- sabret, bitince göreceksin.
- tam olarak ne yaptığını söyle en azından..
- şarkı sözü yazıyorum
- ah,sen gitarda çalıyorsun.. öyle değil mi?
O kadar konsantre olmuştu ki sadece başını sallamakla yetindi.
Teneffüs zili çaldı ve hala yazmaya devam ediyordu. Victoria ile beraber okulun kantinine indik.
Ben demeden 2'şer kahve alıp yanıma oturdu ve birini kendi önüne çekip diğerini bana itti ve merakla;
- anlat bakalım Ally-ne?
- şu Kanadalı çocukla.. ne yaşıyorsunuz
Omzumu silktim.
-hiç.. sadece arkadşlık.-emin misin? Derste o kadar yakındınız ki, neredeyse içine düşecekti
- kapa çeneni
- en azından şunu söyle allison, ona karşı bir şeyler hissediyor musun?
- yanii , sayılır ama o benlik biri değil
- ne demek istiyorsun?
- içiyor, kızlarla takılıyor ve eminim ilişki de yaşıyordur.
Hatta bugün birlikte gece kulübüne gideceğiz, şey.. bana şans dile.- bol şanslar Ally.
- sağol Victoria.
Bu benim yazdığım en uzun bölüm oluor ehuehuehu
Neyse okuyun işte