Remus: Sana gelmemeni söylemiştim
Dora: Seni yalnız mı bırakacağım sanıyorsun?
Remus: Canın yandı.
Dora: Evet. Ama geçecek.
Remus: Ama canını ben yaktım.
Dora: Olsun.
Remus: Ne yaptığımı bilmiyordum, ölebilirdin.
Dora: Ama ölmedim.
Remus: Evet ama kolun geçmeyebilir.
Dora: Evet ama geçecek.
Remus: Neredesin?
Dora: Evde.
Remus: Evde biri var mı?
Dora: Hayır. Marlene az önce gitti.
Remus: Tamam, geliyorum.
Dora: Ne ?
Remus: Kolun geçene kadar seninle kalacağım.
Remus, Dora'ya yazdığı son mesajdan sonra telefonunu koltuğa attı. Ona zarar vermişti ve çok pişmandı. Oysa kaç kez söylemişti gelmemesi gerektiğini. Aslında Remus'un da dinlenmesi gerekiyordu ama Remus'un aklında o an için bir tek Dora vardı.
Sırt çantasına ona lazım olabilecek her şeyi doldurdu. Rafta duran çikolatalardan da birkaç tane aldı. Lazım olabilecek her şeyi almıştı. Gözünü kapattı ve kendini sıkışma hissinin içine bıraktı.
Tekrar nefes alabildiğinde Dora'nın evinin önündeydi. İlerleyip kapının önünde durdu. Acaba nasıl gözüküyordu? Kapıyı çaldı. Birkaç saniye sonra Dora kapının arkasından gözüktü.
"Hoş geldin." dedi mutlu bir sesle. Solgun görünüyordu. Remus, kendine bir kez daha lanet okudu.
Birlikte içeri girdiler. Dora, Remus'a kalacağı odayı gösterdi. Remus eşyalarını bıraktı. Dora'yı salona götürdü ve koltuğa yatırdı. İzlemesi için televizyonu açtı.
Dora her ne kadar Remus'a kendi evinde yemek yaptırmayacağını söylese de Remus itiraz ederek mutfağa geçti. Biraz kendi eliyle, biraz asa yardımıyla yarım saat sonra Dora'nın çorbası hazırdı.
Dora çorbayı içerken saçları renkten renge bürünüyordu. Bunu gören Remus sırıtmasına engel olamıyordu. Dora çorbayı içerken ikisinin de telefonuna mesaj geldi. Tabii ki Sirius'tu.
Çapulcu Tayfa ve Yardakçıları grubundan 1 yeni mesaj.
Sirius: Napıyorsunuz?
Dora: Çorba içiyorum, sen?
Sirius: İnsan kuzenine de getirir.
Dora: Söyle Remus sana da yapsın.
Sirius: Remus mu?
James: Aylak mı?
Lily: Remus?
Remus: Efendim?
James: Dostum, sen beni de geçtin.
Lily: Kimse senin gibi yüzsüz olamaz James.
James: Yüzsüz yüzsüz konuşmama bayıldığını biliyorum Lily-çiçeğim.
Sirius: İnsan kardeşine de getirir. Yazıklar olsun size.
Remus: Siri tamam alt tarafı bir çorba için ne tantana yapıyorsun?
Dora: Siri
Sirius: Efm
Lily: Efendim*
Dora: Ağla.
Sirius: Ayıp ama.
James: Bir dakika
James: DORA
Dora: Efendim
James: REMUS SENİN EVİNDE Mİ
Dora: Evet.
Sirius: Aynı odadasınız?
Remus: Evet?
Lily: Ve evde sadece ikiniz varsınız?
Dora: Evet?
James: OHA
Sirius: REMADORA ŞİPIR KALBİM E R İ D İ
James: uwuuwuwuwuwu
Lily: Kendine gel James sen baba olacaksın.
James: Özür dilerim çiçeğim, bir anda şeettim.
Sirius: EVLENİN
Remus: Yavaş
Dora: YUH
Remus ve Dora aynı anda birbirlerine baktılar. Dora'nın saçı anında renk değiştirdi. Remus ise telefonun kenarlarına bir şeyler yapıyordu. İkisi de utanmıştı. Hem de çok.
"Sana bir şey diyeyim mi?" dedi Remus. Dora başını salladı. "Bunlar sıyırmış."