1.1

2.6K 174 5
                                    

Okyanus'tan:
bir haftadır gelmediğim yere doğru adımlarımı biraz daha hızlandırdım. İnsanlar bana bakıyordu. Öğrenmiş olamazlardı, değil mi? Ya da ben mi çok takıyordum. Önüme bakarak yürümeye devam ettim. Bakıyorlardı hala mal gibi. Artık öyle hissetmediğime emin oluyordum. Sınıfa girdim ve çantamı sırama bıraktım. Birazdan öğretmenler zili çalacaktı ve kantine gitmeliydim. Yetişebilirdim sanırım. Sınıftan çıkar çıkmaz arkamdaki kapı da açıldı. Bana mı bakıyorlardı yoksa hocaya mı? Gerçi artık böyle şeyler yoktu lisede. Aldırmadım ve merdivenleri inmeye başladım. Bir dakika içinde kantindeydim. Hemen kekimi ve suyumu aldım ve hızlı olmaya çalışarak yukarı çıktım. Bizim kata çıkacakken koridorda birisiyle konuşan müdür yardımcısını gördüm. Okyanus falan diyordu. Biraz düşününce,

okuldaki tek Okyanus bendim.

Hiçbirşey yapmamıştım bunun için yoluma devam etmeye karar verdim. Merdivenin daha yarısına adım atacakken arkamdan bir ses bağırdı. Bağırmak ne kelime, kişnedi "Okyanus!"

Arkamı döndüm ve sesin olduğu yere gittim. Müdür yardımcısı elini beline koymuş insanı ürpertecek bakışlarıyla beni süzmeye başladı.

Biraz baktıktan sonra kolundaki olmayan saati göstererek "Kızım nerdesin sen ders saatinde?" dedi.

Kantindeydim. Ama kantinde olduğumu söylersem kızacağı kesindi. Tenefüste niye almadın diye azarlardı kaç saat. Birşey demedim sadece elimdekileri göstermeye çalıştım. O ne elime ne başka yerime bakıyordu sadece gözlerime..

"Bak hocan beni aradı 'kendine zarar verecek' diye" dedi.

Ne alaka? Kendine zarar vermek mi? Ne oluyordu benim hakkımda ve ben bilmiyordum. Birşey demeden hızlı adımlarla yukarı katın tuvaletine çıktım. Arkamdan bağırdı ama ben de artık birşeyler yapmalıydım.  Telefonumu çıkardım ve annemi aradım. Açtı. 'Alo' demesine fırsat vermeden konuşmaya başladım "Benim hap içtiğini gidip söyleyen sendin, öyle değil mi?" Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Bunu söylememiz gerekiyordu, dosyana.."

"Dosyama?! Dosyama işlenmedi öyle değil mi? Bitti, herşey bitti anne.." Ağlayacaktım ya.

"Özür dilerim Okyanus." Telefonu suratına kapatmadan önce duymuştum bunu. Birşeyi yaptıktan sonra özür dilemek? Sınıftakilerin hocaya söylediğinden emindim. Annemin de sınıfa söylediğinden. Dersi tuvalette geçirecektim. Kekimi açtım ve yemeye başladım. Yerde yarım oturur pozisyondaydım. Suyumu da yudumlamaya başlamıştım. Hiç beklemediğim şekilde tuvaletin kapısı açıldı. Birkaç öğretmenin arasında gözüme sadece o çarpıyordu. Öğretmen değildi.
Hazaldı. Ben kekimi gayet doğal bir şekilde yerken Hazal geldi.

"Özür dilerim."

Özür dileyecek birşey yapmamıştı ki. "Sen özür dilenecek birşey yapmad-"

Sözümü yarıda kesti. "Benden öğrendiler."

Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Suyumu alarak kapıdan çıktım. Sadece arkamdan baktılar. Bu belki de Hazal'la son görüşmemizdi. Son görüşmemiz kötü olduğu için üzgünüm bilinmeyen..

σcєαи [ɢxɢ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin