Ben de isterdim ailem ile yalansız yaşamayı, her yanımı yalan bir sevgi duvarı ile kaplı. Düşünce deryasının umutlar silsilesinde kaybolduğumu hissediyorum sürekli düşlerimde bir umut yer alıyor, bitmeyen bitiren umutlar. Arkama dönüp bakıyorum uzun uzun "umut ediyorum ki öyle olsun yoksa ben yapamam" ve yapamadığımın farkına varıyorum kendimi aniden ölümün kıyısında buluyorum ha gittim ha gideceğim. Beni ölümün kıyısından alan şey umut ama beni defalarca tekrar tekrar aynı yere iten şey umut. Son zamanlarda ne düşünüyorum biliyor musun Joseph umut denilen şey aslında sadece "Yorgunluğu" gizlemeye yarıyor başka hiçbir boka yaradığı yok. Her yorgun olduğum zaman umudumu kaybetmediyorum sonra her hangi birisi herhangi bir şey bana umut ışığı yakıyor. Her gitmeye çalıştığım zaman düşüncelerime zifiri karanlık çöküyor.
Yalnış yaptım anne, baba yapmadım değil ama neden en acı şekilde ödedim ben bunları? Küçüktüm, çocuktum, korkuyordum en çokta gerçek düşüncelerinizden, öfkenizden korkuyordum beni evlatlıktan reddetmen, yumruklarının cümlelerin ile birleşip bana getirdiği ağır darbelerle baş başaydım. Ağladım gecelerce hiç susmadan, dizlerimi karnıma çekerek, nefesim kesilene kadar göz pınarlarım kuruyana kadar ağladım. Bedenen çocuk olan "Çocuğu'nuz" ölümü düşledi ölümümü arzu etmenin ne olduğuyla tanıştı.
Anladın mı şimdi bana ne yaptınız beni nasıl bir fırtınanın içine bırak öyle uzaktan baktınız, kaybolmaya yakın sadece vicdanınızı rahatlatmak için çektiniz. Sonra vicdanınız rahatladı, içinizdeki susmayan çocuk sustu ama şunu unuttunuz o çocuk içinizde sussada kendi içinde asla ve asla susmadı. Yorgun düştüğü için ağlamayı bıraktı ama içinde her zaman ağladı. Ve bu çocuk bunları yazarken de ağlamaklı hislerle yazdı.
Düşünceleri kan ağlıyor, kalbi paramparça edilmiş, düşünceleri kötülük deryasının içerisinde kaybolmuş bir şekilde yazıyor. Defalarca intihar etmek geldi içimden ama içimdeki masum çocuk halan çocuktu.
Şimdi biraz ağır konuşacağım!
Zoruma gidiyor işte amına koyayım hiçbir şey yapamayışım avcumun içinden kayıp gidenler zoruma gidiyor. Sürekli olarak bir şeyleri kaybetmek, elimden yalanla alınan şeyler. Yalandan yaşanılan mutluluklar zoruma gidiyor her zaman eksik yaşadığım bu hayata isyanım var benim gerçekleri hiçbir zaman hissedemiyor oluşum bitiriyor beni. Yanındayım diyen herkesin çıkarları üzerenden oynaması bitiriyor beni kazandığını sanıyor, belkide kazanıyor amına koyayım. Joseph bana soruyorsun "neden böyle mutsuzsun" bu sorudan her zaman kaçtım "eksikliklerimi kabullenemedim sadece. Yerlerine yenilerini koymaya çalıştım sanki olacak gibi. Bazen yokluğun geçtiğini hissedersin yerine koyabileceğin şeyler gelir. O şeyleri yokluğun yerine koyduğun an anlarsın yokluğu." İçimde bitmeyen bir özlem var benim geçmişime özlem bir bütün halinde olmasa da geçmişeme bitiremediğim bir özlemim var. "Ağır geldi işte bu şehir bunu kabul et artık" dediğim her gün kendimi alkolün kollarına attım sanki bir bok yapcak gibi. bazı şeyleri hafifletecek düşüncesiyle. İçim acıyor ulan benim içim. Her şeyin yalan ve eksik olmasını görmek acıtıyor içimi. Ve daha devam edebilirim içimi acıtan şeylere. "Biz umutlar yolcusuyduk, rakı sofrasında bir meze olduk. Bizim de harcımız değildi sevmek yosmalar içinde kepaze olduk. Ulan bir gün bir Allahın günü hiçbir şeyi düşünmeden yarını düşünmeden yalandan bir mutluluk yaşamadan hesap yapmadan bir akşam geçireyim mesla kanmadan bir gece. Yalana giden bir yolda çaba göstermek yordu beni. Olmayacağını bildiğim halde yaptığım şeyler yordu beni işte bunun adına umut deniliyor. Umut sadece yorgunluğu gizlemeye yarıyor insanları güçlü fekan kıldığı yok sadece yorgunluğu saklıyor. Bu hayatta neden "belkiler" çok acı ben neyin mi savaşını veriyorum Joseph ben "geçmişim ve şimdiki zamanın çarpışmasının savaşını veriyorum"
Sevdim hâlen seviyorum 5.5 senedir ben seviyorum, sevdiğim ise başkasını seviyor. Aile mi orası bitmeyen bir devir döngü Joseph iyi ve kötünün arasında gidiyor genel olarak kötüde takılıp kalsam da. Hani diğer tarafta "yandığın zaman yandığını söyleyeceksin o an soğuk olacak anlık yaşanılan rahatlamanın ardına bu seferde donacaksın ya" işte tam öyle..."
Dost mu dersin artık çok uzaklarda görülmüyor. Derinlerden bir ses sesleniyor sürekli olarak "ben buradayım" sığınmak istediğim zaman bulamıyorum yoklar. Gerçekler eyşan olmuş Joseph bazen doğruya çalsada temelinde yalan var işte ne olacak. Bak ne diyor Ahmet Kaya "ne kadar rezil olursak o kadar iyi."
Son sigaramın yandığı sıra son kadehimin son yudumunu içtiğim zaman hoparlörlerden son kez çalacak olan Ahmet Kaya şarkısıyla veda etmek istiyorum. Ahmakça ama bir daha beni paramparça eden kırgınlıklarım olmayacak. Yazdığım her yazılarda duraksamayacağım mesla çünkü yorgunluğumu anlatacak ne gücüm ne de kelimelerim yetiyor. Biraz daha sigara ve alkolle devam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşüncelirimdeki Ben!
RandomDüşüncelerim her zaman böyle miydi? Yoksa sen düşüncelerimi çalıp yerlerini başka düşüncelerle değiştirdiğin zaman mı yer edindiler ben de? Bu sırlar sorularla boğuşuyorum her şeyi kenara bırakıp sadece soruları aydınlatmaya çalışıyorum kendi karanl...