3. BÖLÜM

46 27 0
                                    

İki kişilerdi sanki ben onları önceden görmüş gibiydim. Şimdi çıkardım. Onlar yolda aytaçla bana pis pis bakan kızlardı. Bana değil de aytaça bakıyorlardı. Uzun olan kız konuşmaya başladı

- Merhaba yakışıklı benim adım azra yanımdaki kankamın adı da sema biz de bu sınıfta okuyalotuz ne tesadüf değil mi.

Ben o kadar kıskanıyordum ki ama yapacak birşey de yoktu. Bende aytaça ustünr basa basa

HADİ AŞKIM SINIFA GİRELIM

Dedim. Kızlar o kadar pis bakıyordu ki korkacak gibi oldum. Korkmamalıydım çünkü annem hep bana korkak olma derdi.

Umursamadan aytaçın koluna girip sınıfa girdik. Girer girmez dikkat aytaçla benim üstüme çekildi. Biraz utandım diyebilirim.

Sınıf bayağı büyüktü. Kapıdan girince karsıda bir masa vardı. Galiba elementimizi ve bükücülüğümüzü orda öğrenecektik.

Masanın yanında bir kadın duruyordu. Galiba öğretmendi. Ve bize geçin der gibi elini sınıfa yöneltti. Buzde arkalardan bir sıraya oturduk.

EMELDEN

Aytaç ve ferahtan ayrıralı çok olmuştu. Sınıfımın kapısı beyaz renkteydi. Sınıfın kapısını tam acmak için elimi uzattım. Birisi elini elimin üstüne koyup dur dedi. Kafamı kaldırdım bir erkekti ama bayağı yakışıklıydı.

Ben neden ki diye sordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben neden ki diye sordum. Oda şu anda dersteler derste de en huysuz hoca var yani ilhan hoca o yüzden kantine inip birşeyler yiyelim dedi. Bende olumlu cevap verdim.

Kantine indiğimizde pencereye yakın bir masaya oturduk. Kantinci arif amca ne istersiniz diye sordu ben meyvesuyu ve tost istedim. Yanımdaki yakışıklı çocuk da aynısını istedi. Ama ben ona yakışıklı çocuk diye hitap edemezdim ismini sormam lazımdı sordum

- Merhaba ben emel senin adin ne?

- Benim adım..  ha bu arada ismin çok güzelmiş. Benim annemin adı da emel. Neyse benim adım efe bir kurtum. Peki sen nesin?

- Ben de bir vampirim.

Dedim ve ortaya bir sessizlik çöktü. Sadece arif amcanın hazırladı yiyeceklerin sesi yankıyla geliyordu. Ben de ortaya bir laf açmak istedim fakat tanımadığım bir kişiydi. Yani ortaya bir laf  açamadım. Ben de pencereden dışarı bakmaya karar verdim. Dışarısı çok güzeldi. Aynı saray gibiydi. Bu güzel yeri nasıl okul yaptilar ki.

FERAHTAN

Hoca elementinin ve bükücüsünün ne olduğunu göstermek icin sırayla herkesi masanın başına getiriyordu. Gözlerini kapat ve içinden elementim ne ve bükücüm ne sorusunu kendine sor diyordu. Bana ve aytaça gelmesine daha çok kişi vardı yani yedi sekiz kişi falan. Sonunda bana sıra geldi. Elimi kitabın üstüne koydum.

Ic sesim benle konuşuyordu diyordu ki...

Bir bölümün sonuna daha grldik sevgili okurlarım yazım yanlışım varsa özür dilerim. Bölüm bayağı kısa oldu kura bakmayın.
ALLAHA EMANET OLUN❤

Vampir Doğanlar (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin