Babaanesinin zoruyla evlenmişti onunla, sadece babaannesi istedi diye. Nefret ediyordu ondan. Görür görmez sevmemişti onu. Birden bire hayatının tam merkezine düşen bu kızdan başta hoşlanmamıştı. Ama sonra farketmeden kalbini kaptırıvermişti ona. Ar...
Azra kendine geldi ve hemen Cenk'ten uzaklaştı. Ama ikiside hala az önceki anın büyüsünden tam olarak çıkamamıştı. İkisinin de kalbi hala deli gibi atıyordu.
A: Ben gidiym artık.
C: Ben bırakırım seni Azra.
A: T-tamam.
Azra ve Cenk beraber Cenk'in arabasına doğru yürümeye başladılar. Arabanın yanına geldiklerinde ikiside konuşmadan arabaya bindiler. Yolculuk boyunca kimseden çıt çıkmadı. Azra'nın evine geldiklerinde bu sessizliği Azra bozdu.
A: Teşekkür ederim.
C: Rica ederim.
Azra arabadan inip evine girdi. Ardından Cenk arabayı çalıştırdı ve gitti.
2 HAFTA SONRA SABAH
Cenk sabah erkenden kalkmış ve hazırlanıp spora gitmişti. Döndüğünde herkes kahvaltıdaydı.
F: Günaydın oğlum.
C: Günaydın babaanne.
F: Cenk oğlum sen git Azra'yı al buraya getir. Malum bu gün kına var hazırlık yapmamız lazım.
C: Tamam önce bir odama çıkıp duş filan alacağım. Sonra getiririm.
F: Tamam oğlum.
Cenk odasına gitti ve işlerini halledip evden Azra'yı almak için çıktı. Azra'nın evine geldiğinde arabadan inip evin kapısını çaldı. Çok geçmeden kapı açıldı. Ve göz göze geldiler. Kalp atışları yine hızlanmıştı. Daha sonra Cenk kendini toparladı ve söze girdi.
C: Beni babaannem gönderdi. Seni almam için. Kına için hazırlık yapılması gerekiyormuş.
A: Anladım. Tamam sen bekle ben hazırlanıp geliyorum.
C: Tamam ben seni arabanın içinde bekliyorum.
Azra içeri girdi ve hazırlanmaya başladı. Üstüne hemen kot pantolonunu ve yün kazağını geçirdi. Montunu ve beresini de alıp giydi. Ve çantasını alıp hemen dışarı çıktı koşarak arabaya bindi. Sessiz bir şekilde yolculuğun ardından Çelen Yalısına vardılar. Azra arabadan indi ve eve girdi. Cenk'te şirkete gitti. Azra'yı gören Serap ve Melis hemen suratlarını astı. Feride ise tam tersine çok mutlu olmuştu. Gidip Azra'ya sımsıkı sarıldı.
A: Hoş buldum Feride teyzem.
F: Aaa! Kızım biz senle ne konuştuk? Babaanne diyeceksin.
A: Peki babaanne.
Hemen işe giriştiler ve akşama kadar her şeyi hallettiler. Azra şuan oda da bindallısını giyiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Azra'nın Bindallısı
Azra hazır olduğunda kapıyı açtı ve odadan çıktı. Yavaş yavaş merdivenleri indi. Salona geldi ve sandalyeye oturdu. Sonra arkadan elinde kına tepsisiyle kızlar geldi. Azra'nın etrafında dönmeye başladılar.
Azra annesinin ve babasının şuan yanında olmasını o kadar çok isterdi ki. Şuan ona kına yakılırken annesinin de burada olup ağlamasını, babasının kızından ayrılacağı için duygusallaşmasını görmeyi çok isterdi. Gerçi onlar cennetten onu izliyordu ama yine de burada olmalarını yanında olmalarını isterdi. Azra'nın bunları düşünmesi onu ağlatmıştı. Bu yüzden şimdi kınası yakılıyordu. Önce kınası yakıldı daha sonra Serap Hanım gelip altınları Azra'nın avucuna koydu. Daha sonra ellerini sardılar ve yüzünü açtılar. Gecenin sonrasında herkes dans etti ve eğlendiler. Melis de artık Azra'yı sevmeye başlamıştı. Yavaş yavaş ona ısınıyordu. Yorucu geçen gecenin ardından herkes iyi bir uyku çekti. Yarın düğün olduğu için Azra'da orda kalmıştı. Sabah olduğunda herkes erkenden kalktı ve üzerlerini değiştirdi. Daha sonra aşağıya inip hızlıca kahvaltı yapıp evden çıktılar. Kızlar kuaföre erkekler berbere gitti. Herkes hazır olduğunda düğünün başlamasına 2 saat vardı. Düğünün yapılacağı otele gitmeden önce fotoğraf çekilmek için stüdyoya gittiler. Fotoğraf işini hallettikten sonra otele geçtiler. Azra ve Cenk odaya geçtiler. Azra son kez duvağını ve gelinliğini düzeltti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Azra'nın Gelinliği Ve Duvağı
Her şey hazır olduğunda Azra ve Cenk düğün alanına geçtiler. Çift alana girdiğinde alkış tufanı koptu. Onlar yürürken Arda ve Melis bağırmaya başladı.
Ar,M: AzCen, AzCen, AzCen
Daha sonra herkes "AzCen, AzCen, AzCen" diye bağırdı. Azra ve Cenk gülümseyerek masaya geçti.
N.M: Sevgili misafirler hepiniz bu güzel genç çiftin nikah törenine hoş geldiniz. Gençler evlenmek için dairemize başvurdular ve evlenmelerinde bir sakınca görülmedi.
C: Memur Bey buraları geçsek de sadete gelsek.
N.M: Anlaşılan damat bey biraz sabırsız. Peki o zaman. Gelin hanım adınız soyadınız?
A: Azra Güneş.
N.M: Damat bey adınız soyadınız.
C: Cenk Çelen.
N.M: Siz Sayın Azra Güneş yanınızda oturan Cenk Çelen beyefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
A: Evet.
N.M: Siz Sayın Cenk Çelen yanınızda oturan Azra Güneş hanımefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
C: Evet.
N:M: Ben de İstanbul Belediyesinin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.
Herkes alkışladı. Daha sonra ayağa kalktılar.
N.M: Hayırlı olsun. Ben bu nikah cüzdanını gelin hanıma vermek istiyorum. Gelini öpebilirsiniz.
Cenk yavaşça Azra'nın alnına minik bir öpücük kondurdu. Ardından Azra ve Cenk dansa kalktılar.
Azra ve Cenk şarkı eşliğinde göz göze dans ettiler. Her göz göze geldiklerinde olduğu gibi yine kalpleri yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu. İkisi de bunun nedenini çok merak ediyordu. Ama bir türlü anlayamıyorlardı. Artık düğün bitmişti. Herkes evine gitmişti tabi Çelenlerde. Azra ve Cenk ise kendileri için hazırlanan balayı suitine geçmişti.
Yeni bölüm geldi. Ne düşünüyorsunuz? Sizden tek bir şey istiyorum. Yorum yazıp vote vermeyi unutmayın. Ben sizler için 700 kelimeden fazla yazıyorum sizde lütfen karşılığını verin. Sizi seviyorum...
