5.Bölüm

2.1K 64 41
                                    

Azra ve Cenk eve varmıştı. Herkes masaya geçmeye hazırlanıyordu.

F: Hoş geldiniz çocuklar. Bizde yemeğe geçmek için sizi bekliyorduk.
A-C: Hoş bulduk.

Aynı anda aynı şeyi söyleyen Azra ve Cenk birbirlerine baktılar. Göz göze gelince yine heyecanlanmışlardı. Ama bu sefer bu heyecanın sebebini biliyorlardı. Bu heyecanın sebebi "AŞK"tı. İkili gözlerini birbirinden zorda olsa ayıra bilmişti. Daha sonra hep birlikte yemeğe geçtiler. Azra ve Cenk yan yana oturmuşlardı. Uzun süredir ilk defa Azra ve Cenk mutluydu. Bunu farkeden Feride hemen nedenini sordu.

F: Hayırdır çocuklar? Yüzünüzde güller açıyor.
C: Yok bir şey babaanne. Ailecek hep birlikteyiz ya o yüzden.
A: Evet o yüzden. Başka ne olabilir ki?
F: İyi peki öyle olsun bakalım.

Bu tatlı sohbetten sonra ailecek yemeklerini yediler. Serap hariç herkes mutluydu. Serap Azra'yı hiç bir zaman kabul etmeyecekti. Azra yanlarında olduğu sürece Serap hiç bir zaman mutlu olmayacaktı. Serabın ideal gelini her zaman Cansu idi. Bu hiç değişmeyecekti. Yani Serap öyle düşünüyordu.

SABAH
Çelenler yeni bir sabaha uyanmıştı. Cenk uyanmıştı. Kalktı ve Azra'yı uyandırmaya çalıştı ama Azra mızmızlanıyordu. Sonra Cenk Azra'nın solgun göründüğünü fark etti. Ve hemen ateşine baktı. Azra ateşler içinde yanıyordu. Cenk çok endişelenmişti.

C: Babaanne, Melis çabuk gelin.
F: Cenk ne oluyor oğlum?
M: Abi ne oldu?
C: Azra. Azra yanıyor.
F: Ne! Belkıs! Belkıs!
B: Buyrun Feride Hanım.
F: Hemen doktoru ara! Hemen!
B: Peki Feride Hanım.

Cenk ve Melis Azra'nın başındaydı. Feride Hanım'da gelmişti Azra'nın yanına.

F: Çocuklar siz burda durun. Ben şu doktor işini bir halledeyim.
M: Tamam babaanne.

Feride çıkmış hemen ardından Serap gelmişti odaya.

S: Hayırdır. Ne oluyor?
M: Azra hastalanmış. Ateşi çok yüksek.
S: Ayy! Bende bir şey oldu sandım. Şeytan gibi o, bir şey olmaz ona. 
C: Anne! Ne diyorsun sen ya! Kız ateşler içinde yanıyor. Senin dediğin şeye bak!
S: Sana ne oluyor Cenk? Sen o kız için bana mı bağırıyorsun.
C: Evet anne. Ben Azra için sana bağırıyorum.
S: Sana inanamıyorum oğlum! Ne idiği belirsiz bu kız için anneni üzüyorsun.
C: Anne! Azra hakkında düzgün konuş.
A: C-ce-cenk.
C: Azra! Güzelim yorma kendini.

Cenk Azra'nın sayıkladığını anlamıştı. Tekrar ateşine baktı hala yüksekti.

S: Cenk!
C: Ne var anne?
S: Oğlum sen bu kıza aşık mı oldun yoksa?
C: Y-yok öyle bir şey.
M: Bence var öyle bir şey abi. Baksana kekeliyorsun. Gözlerini de kaçırıyorsun.
C: Saçmalama Melis.
S: Cenk bana doğruyu söyle anneciğim. Sen Azra'ya aşık mısın?
C: Evet! Evet anne ben Azra'ya aşığım. Çok seviyorum onu.
S: Hayır! Hayır böyle bir şey olamaz.
C: Oldu anne. Oldu.

O esnada içeriye doktor ve Feride Hanım girdi.

Dr: Hastanın eşi dışında herkes çıksın.
F: Peki doktor bey.

Cenk dışındaki herkes odadan çıkmıştı. Doktor da Azra'yı muayene etmişti.

C: Nesi var doktor bey?
Dr: Merak etmeyin. Önemli bir şey yok. Sadece biraz üşütmüş. Ben şimdi ona bir iğne yaptım. Bu onun ateşini düşürecek. Bu  yazdığım ilaçları da hemen alın ve içmeye başlasın. Birkaç güne hiç bir şeyi kalmaz.
C: Tamam doktor bey. Ben ilaçlarını hemen aldırırım.
Dr: Güzel. Geçmiş olsun.
C: Saolun.

Doktor gitmişti. Cenk'te Hasan'a ilaçları aldırmıştı. Şimdi de Azra'yı uyandırmaya çalışıyordu.

C: Azra hadi uyan güzelim.
A: Uyuyacağım ben. Çok yorgunum.
C: Ama kalkman gerekiyor.
A: Hayır! Uyumak istiyorum ben.
C: Tamam. Önce kahvaltını yap ilacını iç. Sonra yatarsın.
A: Off!
C: Boşuna oflama kalk hadi.
A: Tamam.

Azra yavaşça kalktı. Cenk'de kahvaltı tepsisini Azra'nın kucağına koydu ve yedirmeye başladı. Azra kahvaltısını yaptıktan sonra ilacını içti ve yattı.
Neredeyse akşam olacaktı ve Azra hala uyuyordu. Cenk Azra'nın yanına gitti.

C: Azra, uyan güzelim hadi.
A: Ne oluyor ya?
C: Hadi kalk bir şeyler yiyip ilaçlarını içeceksin.
A: Tamam.

Cenk Azra'ya yine yemeğini yedirip ilaçlarını içirdi. Tam odadan çıkarken Azra seslendi.

A: Cenk.
C: Efendim.
A: Bu gün babaannenin arkadaşı bizi yemeğe çağarmıştı.
C: Evet. Onlar şu an ordalar zaten.
A: Sen niye gitmedin.
C: Sen bu haldeyken mi?
A: Ben iyiyim.
C: Tabii canım kesin iyisindir.
A: Tamam çok iyi sayılmam. Ama sonuçta ufak bir soğuk algınlığı abartmaya gerek yok.
C: Azra sabah ateşler içinde yanıyordun. Farkında mısın?
A: Farkındayım. Ama şimdi iyiyim dimi?
C: Evet şuan iyisin. Neyse ya. Biz neyi konuşuyoruz ki. Sonuç olarak ben gitmedim ve burdayım.
A: Evet. Burdasın.
C: Ben şu tepsiyi bırakiym.

Cenk odadan çıktı ve mutfağa gidip tepsiyi bıraktı. Daha sonra kendi kendine konuşmaya başladı.

C: Yok. Bu böyle olmaz. Benim Azra'ya onu sevdiğimi söylemem lazım. Evet, evet. Kesinlikle söylemeliyim. Hatta gidip söylüyorum. Ne olacaksa olsun.

Cenk kendi kendine konuşmayı bırakıp hızlıca yukarı çıktı. Odanın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve odaya girdi.

A: Cenk geldin mi?
C: Geldim.
A: Cenk sen iyimisin?
C: İyiyim.
A: Ne biliym. Heyecanlı gibisin.
C: Şey. Ben sana bir şey söyleyeceğim.
A: Ne söyleyeceksin?
C: Azra ben-

Tam o sırada içeriye Belkıs girer.

B: Cenk Bey rahatsız ediyorum ama.
C: Tamam Belkıs söyle ne oldu?
B: Feride Hanım telefonda. Sizi aramış ama ulaşamamış. Daha sonra da evi aramış.
C: Tamam Belkıs. Ver telefonu.
B: Buyurun Cenk Bey.
C: Çıkabilirsin.
B: Tabii.

TELEFON KON.

C: Alo babaanne!
F: Cenk oğlum. Seni aradım ama duymadın galiba.
C: Evet babaanne. Telefonum aşağıda kalmış. Ben yukarıda Azra'nın yanındaydım.
F: Anladım. Ben de onu soracaktım. Nasıl oldu?
C: Daha iyi babaanne.
F: Güzel, güzel. Neyse o zaman ben seni tutmayayım daha fazla. Görüşürüz.
C: Estağfirullah babaanne. Görüşürüz.

TELEFON KON.SON

A: Cenk sen bir şey diyecektin.
C: Evet.
A: Seni dinliyorum.
C: Azra ben seni.
A: Evet sen beni.
C: Azra ben sana aşığım.

ZORAKİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin