Tanıtım

729 30 8
                                    

Zil çalmış herkes sınıfları boşaltıyordu. Ben sadece onlara bakıp kafamı toparlamaya çalışıyordum. Sesler kulağıma uğultu şeklinde yayılıp küçük bir çınlamaya dönüşüyordu.

Başımı kaldırmaya hal bulamıyordum. Cebimden telefonu zorla çıkarıp Berke'ye mesaj attım.

Gönderen: Toprak

-Sınıfa gelmen gerek!"

Bir kaç dakika sonra bileğimdeki eli hissettim. Berke kolumdan tutup beni kendine çekti. Birazdan burnum kanayabilirdi. Her ihtimale karşı kafamı dik tutmaya çalışıyordu.

Berke benim can dostumdu. Bu yüzden herşeyimi biliyordu. Doğru tahmin ettiğim gibi burnumdan sıcak sıvıyı hissetmem saniyelerimi aldı.

Berke yavaşca kafamdan tutup cebinden peçeteyi çıkarttı. Burun kemerimden tutarak peçeteyi burnuma tıkadı. Bir adet 'lösbedi' krizi geçiriyordum.

"Toprak krizlerin artmaya başladı! Doktora gidelim!" biliyordu. Gözlerindeki tüm acı anlaşılıyordu. Kafamı tamam anlamında salladım.

Koluma girerek bana destek oldu. Sıramdan kalkarken sanki dünya ayaklarımın altından kayıyordu.

Arabaya ulaştığımızda kanamam azalmıştı. Berke bir yandan babamı ararken bir yandan da kontağı çeviriyordu. Arabanın camına kafamı yaslamış sadece hızla geçen yolu seyrediyordum.

Gözlerimi açtığımda çok halsizdim. Doktor yanıma gelip beni kontrol etmeye başladı. Gözlerime tutulan ışıkla beynim sanki darbe alıyormuşcasına sancıyordu.

Doktor ışığı çekince içeri babam girdi. Endişeliydi. Takım elbisesiyle yine zarafetinden ödün vermiyordu. Yeşil gözlerini babamdan almış olmam harikaydı.

Babam yanıma gelerek elimi tuttu. Bana yine o sıcak gülümsemesini bahşederken bende "Yine harikasınız bayım!" diyerek eğlenmeye çalıştım.

Alnıma öpücük koyup saçlarımın kokusunu içine çekti. Doktor babama eliyle işaretler yapınca kapıya yöneldi. Soğuk ses tonumla

"Hayır doktor bey! Sizi dinliyorum! Bu hastalık tamamen beni ilgilendirir!" dedim. Doktor çaresizce bana baktı ve sonra babama...

"Toprak hanım! tedavi olmanız gerekli! kanseriniz epey ilerlemiş! Eğer tedaviyi redde-"

"Tedavi olmak istemiyorum! O acıları siz değil ben çektim ve bi daha çekmiycem! Altı yaşımdan beri kurtulamadım. Eğer reddedersem..."

Sesim kocaman hastane odasında güçsüz çıkıyordu. Sustum ama cümlemin devamını doktor getirdi.

"Dediğim gibi krizler artmış. Şu an iyisiniz ama sonrası sadece size kalmış." babama baktığımda gözleri yaşlıydı. Ama ona güven verircesine elini sıktım.

Usulca "Tedavi yok!" dedim.

İki DevrimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin