1 | korkuyu yöneten şey egodur

186 24 8
                                    


Senenin başından itibaren planlamaya başladığımız tatilin ilk adımı olan otelin kapısına geldiğimizde sırıtarak birbirimize baktık.

3 aylık tatil bugünden sonra bizimdi.

"Otel görevlisi ile biz konuşuruz.Siz şuraya geçip dinlenin."

Namjoon ve Jin valizlerini bize emanet edip resepsiyona yöneldiğinde,geride kalanlar olarak zaman kaybetmeden göz alıcı bir yeşil tonunda olan koltuklara oturduk.

Jimin ve ben valizleri yanımıza çekip ikili koltuğa geçerken,Yoongi ve Taehyung üçlü koltuğa,Hoseok da tekli koltuğa kurulmuştu.

"Bu koltukları seçen kişi odaları da düzenlediyse,yukarıda bizi harika bir şey bekliyor olmalı."

Elimde olmadan kıkırdamaya başladığımda Jimin de bana eşlik etmişti.Onunla aynı odada kalırsam gece boyunca uyuyamayacağım düşüncesi aniden zihnimi kuşatmaya başladığında ise telaşla Taehyung'a döndüm.

Bir şey söylememe bile zaman tanımadan yanımda beliren ve konuşmaya başlayan Jin ile olduğum yere sinmiştim.

"Toplam 4 oda var,bir kişi tek kalacak."

Herkes başını sallayıp anladığını belirtmişti.

"Biz Jin ile konuştuk ve odaları paylaştırdık.Jin ve Jimin,Tae ile Hoseok birlikte olacak.Jungkook sen Yoongi ile kalacaksın ve ben de tek başıma.Sorusu olan?"

Namjoon'a itiraz etme hakkımız olmadığı için valizlerimizi alıp merdivenlere yönelmiştik.

Yoongi,Namjoon'dan anahtarı alıp 104 numaralı odanın kapısının önünde durduğunda gülümseyip omzuna hafif bir yumruk attım.

"Aynı odada kalacağımıza inanamıyorum!Bana birini seç deseler kesinlikle seni seçerdim zaten biliyorsun değil mi!"

Uykulu gözlerini bana çevirip derince soluduğunda gülümsememi genişlettim.

"Biliyorsundur..."

Tepki vermeden tekrar önüne dönüp kapıyı açmıştı.

Beni seviyordu biliyordum,sonuçta en küçük her zaman sevilirdi değil mi?Sadece duygularını karşı tarafa göstermekte pek iyi değildi.

"Hadi geç."

Valizlerimi alıp içeri koşarken peşimden kapıyı kapatıp girişteki yatağa uzanmıştı.

"Ben de bu yatağa geçiyorum o zaman."

Başını sallayarak onaylarken,valizimi boşaltmaya başladım.

Yatağımın yanında duran masanın üstüne laptop,kulaklık gibi eşyalarımı dizerken göz ucuyla Yoongi'ye bakmayı da ihmal etmiyordum.

Öylece yatıyordu.

Plan yapmaya başladığımızda pek istekli olmasa da bizimle gelmeyi kabul etmişti.Onu rahatsız etmemeye karar verip valizimi yatağın altına ittim ve sessizce balkona çıktım.

Kulaklığımı taktım ve dinlendirici bir şarkı açıp,kararmaya başlayan gökyüzüne diktim gözlerimi.

Bu tatile gelmek,hayatım boyunca yaptığım en farklı etkinlik olacaktı.Sınırları belli olan bir ailede yetişmek bayağı sıkıcıydı çünkü.

Huzur veren bu ortamda dakikalar hızla geçerken esen kuvvetli bir rüzgar ile irkilmiştim.Demir parmaklığa dirseklerimi koyup rahat bir pozisyona geçtiğimde havanın iyice karardığını ancak fark edebilmiştim.

Odaya geri dönmeye karar verdiğim anda omzumda hissettiğim ani ağırlık ile irkildim.

Kapıya yaşlanmış beni izleyen Yoongi görüş açıma girdiğinde derin bir nefes aldım.

Çalan şarkıyla uyumlu bir şekilde saçlarını havalandıran rüzgar,Yoongi'nin sakin bakışları ile mükemmel bir bütün haline gelmişti.

Kulaklığı çıkartıp boynuma astım ve Yoongi'ye içten bir gülümseme sundum.

"Teşekkür ederim.İstersen paylaşabiliriz?"

Başını olumsuz anlamda sallayıp modumu düşürse de gülümsememi silmeden omzumdaki hırkaya iyice sarıldım.

"Manzarası gerçekten güzelmiş."

Otelin manzarasının bu kadar güzel olacağını tahmin etmediğim için kendi kendime onaylama gereği duymuştum.

"Öyle." Arkamdan gelen fısıltıyla tebessüm ettim.Burası artık o kadar da soğuk hissettirmiyordu.

Neredeyse yarım saati bulan sessizliği bölen telefon ile ikimiz de odaya girip yataklarımıza yerleştik.

Yoongi,arayan kişi konuşmaya başladığında,banyoya girip pijamalarımı giymeye başladım.Çıktığımda çoktan konuşmayı bitirmiş ve yatağa yatmış bir Yoongi ile karşılamıştım.

"Çok hızlısın."

Cevap vermeden yorganı başına geçirip arkasını dönmesi ile ben de yorganın altına girdim.

"İyi geceler."

"İyi geceler Jungkook."

........

"Jungkook!Jungkook!"

Üstümdeki yorganın kalktığını hissettiğimde gözlerimi aralayıp başımda dikilen Taehyung'a baktım.

Yüzü kızarmış gibi görünüyordu.Üstünde de pijamaları vardı.Neden bu halde odamıza gelmişti acaba?

"Jungkook acele et!Jin..."

Korkuyla yerimde doğrulduğumda bakışlarım yanımdaki boş yatağa kaymıştı.Yoongi yoktu.

Koşarak odadan çıkan Taehyung ile yataktan kalkıp dengemi sağlamaya çalıştım.Gözlerimi ovuşturup hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Merdivenin korkuluğuna yaşlanmış aşağı bakan insanları gördüğümde kesilen nefesim ile olduğum yerde donup kaldım.

Bakmak istemiyordum.

Ama bakmalıydım...

Cesaretimi toplayıp ağır ağır yürüdüm ve parmaklarımı korkuluğa sardım.

Başımı eğip en alt kata baktım.

Kırmızı bir göletin içinde yatan bedeni gördüğüm anda tüm kanımın çekildiği hissettim.

Hareket etmeden yanımda dikilen ve boşluğa bakan Taehyung'un omuzlarına asılıp tüm gücümle sarstım.

"Jin?Jin değil!Olamaz değil mi?Taehyung!Bir şey söyle!"

"Korkuyu yöneten şey egodur!" Jimin'in bağırarak söylediği şeyin ardından başlayan çığlık ve hıçkırıkları otelde yankılanırken parmaklarım tüm gücünü yitirip boşluğa düşmüştü.Bacaklarım titremeye,başım iyice ağırlaşmaya başlamıştı.Gözlerim,duvara yaşlanmış bir şekilde,telaş içindeki insanları izleyen Hoseok'u bulmuştu.

Görüşüm bulanıklaşırken geriye kalan tek şey çığlıklar olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FOCUS • yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin