•5•

1.7K 84 25
                                    

Keyifli okumalar dilerim📚♥️

**Azra

Yoğun bir baş ağrısıyla açtım gözlerimi normaldi Deniz'le iki şişe şarapı bitirmiştik,sonra tekrar gözlerimi kapattım ve dün geceyi hatırladım,
ben anlattım,o anlattı yaralarımızı açtık birbirimize,çekinmeden döktük göz yaşlarımızı,elleriyle dokundu yüzüme,dokundum yüzüne,şarkılar dinledik,yıldızları izledik,dilek tuttuk,manzaranın keyfini çıkarttık ama her şeyden önemlisi yan yanaydık,sarıldık birbirimize,el ele tutuştuk bilmem kaç kere,gözlerimiz birbirini buldu birbirimizi izledik ara ara,saçlarımı okşadı usulca,ben onun saçlarını okşadım çok farklıydı her şey çok özeldi..dün gece onunlayken zaman nasıl geçti anlamamıştım bile ama zaman dursun istiyordum oysa ki,zaman dursun ben onunla orada öylece kalayım istiyordum ama zaman su gibi aktı gitti,düşüncelerden sıyrıldığımda gözlerimi açtım tekrar sağıma soluma baktım ve nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım,evim değildi burası,burası Deniz'in eviydi,salonuydu burada uyuya kalmış olmalıydım karşı koltuğa baktım boştu ama koltuğun sonunda katlı duran pike ve yastıktan Deniz'in burada uyuduğunu anlamıştım sonra üzerimde duran pikeyi kaldırdım ve üzerime baktım üzerimde pijama vardı ben neler olduğunu anlamaya çalışırken duyduğum ses kendime gelmemi sağladı.

"Günaydın uykucu" diyerek bana yaklaşıyordu Deniz gülümsemesiyle doğruldum ve koltukta oturdum Deniz'de gelip ayak ucuma oturdu tebessüm ederek bana bakıyordu
"Günaydın boncuk,ben hiçbir şey hatırlamıyorum yani.." Deniz gülümsedi
"Sorun yok dün gece biraz fazla kaçırdık ama ben sana göre biraz daha iyiydim sen de film izlerken uyuya kaldın bende üzerini değiştirip seni yatırdım sonra da ben de uyudum zaten" ellerimi yüzüme götürdüm utanmıştım
"Deniz ben çok özür dilerim dün sana baya zahmet verdim" Deniz gülümsedi
"Azra ne özrü saçmalama lütfen ayrıca zahmet falan da vermedin ayrıca sarhoş halin çok tatlı oluyor" gözlerim kocaman açıldı hiçbir şey hatırlamıyordum ve ne yaptığımı çok merak ediyorum umarım kendimi rezil etmemişimdir
"Deniz utanarak soruyorum ama..tam olarak ne yaptım" Deniz yine o güzel gülüşünden bir tane daha yolladı
"Utanma utanacağın bir şey yapmadın merak etme sadece bütün gece kahkaha attın ve her yanına geldiğimde bana sarıldın" bu sefer yastıkla kapatmıştım yüzümü nedenini bilmiyordum ama çok utanıyordum birden yastık yüzümden çekildi Deniz gülümseyerek yastığı yüzümden çekti
"Utanacağın bir şey olmadı gerçekten beni rahatsız falan da etmedin aksine uzun zaman sonra o kadar eğlendim ki,seninle o kadar güzel bir gün geçirdim ki hiç bitmesin istedim..lütfen utanma veya rahatsızlık verdiğini düşünme tamam mı? Hadi gel şimdi kahvaltı hazırladım ikimize gel de karnımızı doyuralım" Deniz ayağa kalktı ve elini bana uzattı
"Hadi gel" hiç düşünmeden tuttum elini ve ayağa kalktım ellerimiz birbirindeyken terasa doğru yürümeye başladık kahvaltıyı terasa kurmuş olmalıydı,nasıl oluyor da dün ki o yorucu günden sonra bu kadar neşeli olabiliyor diye düşündüm,güneş gibiydi yanınıza geldiğinde aydınlatırdı etrafınızı..terasa girmiştik terasa girdiğimizde yavaşça elimi bıraktı ve masaya doğru ilerledi onu takip ettim ve masaya yaklaştığımda şaşkınlıkla gözlerim açıldı masa resmen donatılmıştı
"Boncuk sen neler yapmışsın böyle ya"
"Çok bir şey yapmadım çoğu hazır zaten hadi otur artık ben de gideyim içeriden şallarımızı getireyim" Deniz içeri girerken onu izledim mavi pijamasının ona ne kadar yakıştığını düşündüm her haliyle güzeldi,ve insanı kendisine büyülüyordu..etrafıma baktım İstanbul tüm güzelliği ile karşımdaydı geçip sandalyeye oturdum ve Deniz'i bekledim o da çok geçmeden gelmişti elindeki şalı omuzlarıma bıraktı ve bana gülümsedi yanımdan geçip karşımdaki yerine otururken teras onun güzel kokusuyla kaplamıştı
"Sonbaharda olduğumuz için burası sabahları ve akşamları soğuk olur ama yine de ne kadar soğuk olursa olsun burada olmayı seviyorum" dedi gülümseyerek
"Burası öyle güzel ki soğuna da sıcağına da katlanılır" dedim gülümseyerek
"Aslında sabahları tam olarak ne içtiği bilemedim o yüzden çay ve portakal suyu getirdim ama sonra dün geceden sonra belki kahveyle güne başlarsın diye düşünüp kahve de yaptım" derken Deniz yaptığı krepi tabağıma bırakıyordu sonra geri çekilip kendi tabağına da krep bıraktı
"Bu kadar düşünceli olmak zorunda mısın? Ayrıca evet başım zonkluyor kahveyle başlasam daha iyi olur sanırım"
"Başın çok ağrıyorsa kahvaltıdan sonra ağrı kesici verebilirim ister misin?"
"Kahvaltımızı edelim eğer geçmezse isterim boncuk" gülümsedim o da bana gülümsedi ve kahvaltımızı etmeye başladık
"Ee boncuk hep geçmişimizden konuştuk biraz da bu günümüzden konuşalım"
"Olur konuşalım,İzmirliyim aslında orada doğdum o malum güne kadar orada yaşadım ama sonra buraya geldim,teyzemle yaşadım üniversiteye kadar lise bitince de kendi evime çıktım,hep mimarlık istiyordum ama sonra fikrim değişti ve kendimi konservatuvarda buldum konservatuardan yeni mezun oldum sayılır zaten bir iki yıl oluyor bir aydır da cafede çalışıyorum,gördüğün gibi bir kedi annesiyim ve onunla çok mutluyum,böyle sıradan bir hayatım var işte"
"Hayır bence sıradan değil sen sıradan değilsin bir kere o yüzden hayatının sıradan olduğunu hiç sanmıyorum,İzmir güzel şehir derler hep ama gidemedim hiç çok merak ediyorum"
"İzmir gerçekten güzeldir arada kaçıp gidiyorum belki..belki bir gün beraber gideriz olmaz mı?" ne diyeceğimi bilemedim kalp ritmim her dakika daha da artıyordu,gülümsedim
"Olur hemde çok güzel olur" diyebildim
"Ee peki sen hadi sen de anlat"
"Ben İstanbulluyum burada doğdum yetimhaneden çıktıktan sonrası biraz zordu benim için bilirsin gidecek yerin olmaz,nereye gideceğini bilemezsin falan filan sonra iş buldum yemeklerle aram iyidir bir cafede şeftim gelir düzeyim yükseldi böylelikle kendi evimi kiraladım sonrası zaten üniversite,hukuk okudum sonra da avukat oldum bir kaç önemli davayı kazanınca adım daha çok duyuldu ve kendi ofisimi açtım ve unutmadan ben de bir kedi annesiyim büyük ihtimalle şu an bana kızdığı için kedi kumunu sağa sola dökmüştür" dediğim şeye kahkaha attı
"Ya demek bir kedin var ne kadar güzel,hayvanlara bayılıyorum gerçekten, bu arada evin nerede"
"Aslında biliyor musun neredeyse komşu sayılırız bir sokak ötede oturuyorum" yüzünde şaşkın bir ifade oluşmuştu Deniz'in
"Gerçekten mi?"
"Evet ve yaklaşık dört senedir burada oturuyorum"
"Aynı zamanlarda mı taşınmışız yani" gülümsedi
"Sanırım öyle olmuş" gülümsedim
"Gerçekten hiç karşılaşmadık mı? Yani dört sene az bir zaman değil tuhaf gerçekten"
"Öyle boncuk ama bak bir şekilde girdik birbirimizin hayatına" gülümsedi
"Evet öyle" bir süre sessizlik oldu ve kahvaltımızı bu sessizliğin ve manzaranın eşliğinde ediyorduk ben reçel sürdüğüm krepi yerken Deniz elinde peçeteyle bana uzandı ve dudağımın kenarını sildi
"Reçel kalmıştı da" bir şey diyemedim sadece ona bakıyordum bu kadar kısa zamanda böyle yakın olmamız beni şaşırtsa da onunla bu kadar yakın olmak tarifsiz bir güzellikti,o da bana bakıyordu eli hala bendeyken benim gibi o da sadece bana bakıyordu sonra kendime gelmeye çalıştım
"Teşekkür ederim" gülümsedi ve geri çekildi
"Rica ederim" tekrar aynı sessizlik hakimdi sadece bakışıyor ve içeceklerimizi içiyorduk
"Deniz her şey harikaydı özellikle krep,daha önce bu kadar güzel krep yediğimi hatırlamıyorum ellerine sağlık" gülümsedi
"Afiyet olsun beğenmene sevindim"
"Beğenmek yetmez bayıldım" kahkaha attım karşılığında o da attı kahkahasını sahi ne güzel gülüyordu,ne güzel kahkaha atıyordu öyle hiç bıkmadan,dinlemekten sıkılmayacağınız bir şarkı gibi..önce üzerimizdekileri değiştirdik sonra beraber sofrayı topladık bulaşıkları yıkadık ortalığı toparladık kedisiyle vakit geçirdik günlük hayatta bu kadar sıkıcı gelen şeyler onunla öyle eğlenceli bir hale gelmişti ki zaman geçmesin istedim,saatime baktım 14:00'ü gösteriyordu
"Boncuk her şey için çok teşekkür ederim ama artık gitmem gerek,çok güzel bir gündü çok eğlendim,her şey çok güzeldi" çantamı alıp ayağa kalktım gitmek için
"Teşekküre gerek yok ben de çok eğlendim,seninle vakit geçirmek çok güzel" gülümsedi ve benimle beraber ayağa kalktı ben kapıya doğru ilerlerken o da yanıma geldi ceketimi giydim ona baktığımda o da ceketini giyiyordu dayanamayıp sordum
"Deniz bir yere mi gideceksin?"
"Evet,seni evine bırakacağım" gülümsedi ben de gülümsedim
"Gerçekten gerek yok evim çok yakın zaten"
"Ben de yürümek istiyordum biraz yürümek iyi gelir bana ayrıca evini de öğrenmiş olurum"
"Peki o zaman beraber gidelim" dedim ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım Deniz de ayakkabılarını giydi ve kapıyı kilitleyerek yanıma geldi kısa süre sonra dışarıdaydık bana oldukça bilindik gelen sokaklarda yürüyorduk yanımda tüm güzelliği ile Deniz sonbaharın rüzgarında uçuşan dalgalı saçları,ve onun eşsiz kokusu bana eşlik ediyordu ara ara ona bakıyordum ve onun da bana baktığını görüyordum her göz göze geldiğimizde birbirimize gülümsüyorduk,yol bitti evimin önüne geldik
"Geldik işte burası" Deniz şaşırmış olacak ki gözlerini açtı
"Boncuk bir şey mi oldu"
"Yok..yok bir şey olmadı sadece bir tanıdığım da burada oturuyor da şaşırdım" dedi gülümseyerek
"Anladım,gel kahve içelim"
"Çok isterdim ama biliyorsun akşam cafeye gideceğim"
"Peki nasıl istersen ama evimi biliyorsun artık ne zaman istersen çık gel" gülümsedim
"Aslında bak ne diyeceğim akşam benimle gelmek ister misin cafeye? Yani ama eğer istemezsen de anlarım ne bileyim dinlenmek istersen falan" hızlı hızlı konuşmuştu gülemeden edemedim
"Hayır istiyorum" dedim bir anda
"Seninle gelmek istiyorum" gülümsedi
"Peki o zaman ben seni alırım olur mu? Geldiğimde ararım seni sen de evden çıkarsın"
"Olur" dedim gülümseyerek
"Yalnız Deniz sen beni arayamazsın çünkü hala numaralarımızı almadık"
"Doğru ya ben nasıl unuttum"
"Deniz bana telefonunu verir misin?" şaşırdı
"Efendim"
"Telefonunu verir misin?"
"Aa tabi bir saniye" cebinden telefonunu çıkarttı ve şifreyi açarak bana uzattı telefonunu elinden aldım ve kendi numaramı tuşladım kendimi çaldırdıktan sonra numaramı kaydedip tuşları kilitledim ve telefonu ona uzattım şaşkın şaşkın bana bakıyordu elimden telefonu aldı nazikçe
"Evet boncuk çıktığında beri ararsın" yanına yaklaşıp yanağını öptüm ve apartmanın kapısını açtıktan sonra ona baktım hala şaşkın şaşkın duruyordu
"Teşekkür içindi..öpücük yani neyse görüşürüz boncuk" kendine gelmiş gibi kafasını iki yana salladı sonra gülümsedi
"Görüşürüz..dediğim gibi geldimde ararım"
"Tamam boncuk" dedim ve evime doğru ilerledim arkamı dönüp baktığımda bana bakıyordu el salladım o da bana el salladığında adımlarımı hızlandırıp evime yürüdüm evime girdiğimde heyecandan ne yapacağımı şaşırdım şaşkın şaşkın gülümseyip durdum dün olanlar,gece yaşananlar,sabahki yakınlığımız ayrılırken beni tekrar yanına çağırması,kendisi başlı başına aşık olmak için bir sebepken yakınlığı daha da bağlanmama neden oluyor,onun bana olan yaklaşımı neydi peki sadece arkadaş mı? Dost mu? Neydi, benim gibi mi düşünüyordu o da? Aklım karmakarışık ama kalbim,tüm hücrelerim onu istiyor,onun yanında olmak istiyor,kalbim onun için atmak istiyor,ayaklarım ona ulaşmak istiyor,kollarım onu sarmak istiyor,gözlerim sadece ona bakmak istiyor,dilim sadece onunla konuşmak istiyor,ellerim onun elini tutmak istiyor,aklım onunla dolmak istiyor..ama mantığım durmam gerektiğini söylüyor,bu kadar çabuk bağlanmamam gerektiğini,olası bir ters tepkide ne kadar çok üzüleceğimi söylüyor..haklı ama kalp her zaman mantıktan önce gelmez mi? Ben de kalbimin sesini dinliyorum,kalbime ayak uyduruyorum..düşüncelerden kurtulduğumda kedimin mamasını suyunu doldurdum kucağıma alıp sevdim onu mutluluğumu anlamış olacak ki hiç trip atmadı aksine gırlayıp durdu onu sevdikten sonra telefonumu eline aldım ve Deniz'in numarasını kaydettim "Boncuk" yazıp yanına mavi kalp koydum görürse ne diyeceğini merak ediyordum sonra WhatsApp'a girdim fotoğrafını merak ediyordum adını tıklayıp profil fotoğrafını açtım

Fotoğrafı görünce gülümsemeden edemedim Redo'yla beraber çekildiği bir fotoğraftı profil fotoğrafı o kadar tatlıydı ki dayanamayıp screenshot aldım ve favorilere ekledim,saatin yaklaştığını fark ettim ve hazırlanmaya başladım önce makyajımı yaptım...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğrafı görünce gülümsemeden edemedim Redo'yla beraber çekildiği bir fotoğraftı profil fotoğrafı o kadar tatlıydı ki dayanamayıp screenshot aldım ve favorilere ekledim,saatin yaklaştığını fark ettim ve hazırlanmaya başladım önce makyajımı yaptım sonra da düzleştiriciyle saçlarıma dalga verdim giyinip takılarımı taktım parfümümü de sıktıktan sonra hazırdım oturup Deniz'i beklemeye başladım 10dk sonra telefonum çaldı "Boncuk💙" arıyordu hemen açtım
"Geldim ben kızıl seni bekliyorum" kızıl demesi çok  hoşuma gitti gülümsedim
"Tamam boncuk çıkıyorum şimdi" dedim ve telefonu kapattım çantamı aldım ceketimi üzerime geçirdim ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım yüzümde istemsiz oluşan bir tebessüm vardı merdivenlerden indim dış kapıya ulaştım dış kapıyı açtığımda gördüğüm manzara çantamın düşmesine sebep oldu..istemsiz olarak gözlerim doldu..

♥️

Eylül Akşamı•AzDen•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin