KAHVALTI

305 53 32
                                    

Gözlerimi aralamaya çalıştığımda başarısız oldum. Tekrardan gözlerimi açmaya çalışınca görüntüler gözüme bulanık göründü. Işığın gözümü almasıyla elimi kaldırdım. Bu ani hareket canımı yakmıştı. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra kendime geldim.

Hastane yatağında yatıyordum ve bir seruma bağlıydım. Yine annem aklıma gelince içimin acıdığını, gözlerimin sızladığını hissettim. Acıyı rafa kaldırmam gerekiyordu. En azından kendimi toparlamam için..

Gözlerim kestiğim bileğime gitti. Beyaz bir sargıyla sarılmıştı. Gözlerimi bu sefer serum şişesine götürdüm. Neredeyse hepsi bitmişti. Serum şişelerinden gözlerimi ayırıp odanın köşesindeki koltukta uyuklayan Koraya döndüm. Rahatsız bir pozisyonda uyuyordu. Onu uyandırmamak için ses çıkarmadım.

Ne zamandır burada olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Boş gözlerle etrafıma bakınırken odanın kapısı açılıp beyaz önlüklü bir doktor içeri girdi. Gözlerimi ona çevirdiğim zaman orta yaşlı, saçları hafiften ağırmaya başlayan doktor konuştu. ''Günaydın Gece.'' dedi. 

Ona cevap vermeden başımı salladığımda Korayın uyandığını gördüm. Göz ucuyla ona baktığımda kendini toparlamaya çalışıyordu. Kendini tamamen toparladığında doktora yöneldi. Doktor onun sorularını beklemeden, ''Gece hanımın durumu iyi. İsterseniz hastaneden ayrılabilir, eve götürebilirsiniz.'' dedi. ''Ama bir müddet dinlenmeli, kendini yormamalı'' dediğinde Koray bana kısa bir bakış attı. 

''Tabii'' dedi Koray.

Doktor bana ardından yine Koraya baktıktan sonra ''Yanından ayrılmamanızda fayda var. Eğer isterseniz bir psikologu size yönlendirebilirim.'' dedi.

''Teşekkürler. Biz ayarlarız.'' dedi Koray kısa ve net bir şekilde. Sinirlerinin gerildiğini hissetmiştim. Kolay kolay sinirlenmese de bu konuda baya kızmıştı bana. Haklıydı belki de, belki de değildi. Bilmiyordum.

Doktor odadan ayrılınca yanıma yaklaşmaya başladı. Gözlerimin içine bakıyordu. Pek istekli olmasamda ben de ona bakıyordum. Nefesini dışarı üfledikten sonra ''Niye böyle bir şey yaptın?'' dedi.

''Canım istedi'' dediğimde kaşlarını çattı. 

''Ne demek canım istedi Gece? Aptal mısın sen? Kendine zarar vererek nasıl bir sonuca varacağını sanıyordun? Ölümden döndün gerizekalı!'' diye bağırdı. Ürkmüştüm.

''Zaten amacım kendime zarar vermek değildi. Ölmekti.'' Boş gözlerle yüzüne bakmaya devam ettiğimde yatağıma oturarak bana bakmaya devam etti. Bakışları yumuşamış gibiydi.

''Bir daha böyle bir şey yapma.'' Cevap vermeyince  ''Lütfen'' dedi.   Lütfen.. 

Gözlerim dolmaya başlayınca bana yönelip beni kendine çekti. Yavaşça kollarımı boynuna dolarken sımsıkı tutmuştu beni. ''Lütfen'' diye tekrarladı. Çok kısa bir süre sonra beni bırakıp ayaklandı. Yüzüme yeniden bakmaya başlayınca ''Söz ver'' dedi.

''Niye?'' 

''Kendine zarar vermeyeceğine söz ver. İntihar etmeyeceğine, aptallık yapmayacağına söz ver. Seni kaybetmek istemiyorum.'' Gözyaşlarımı engelledikten sonra, sert ifadeyle beni süzen Korayı incelemeye başladım. Kaç gündür buradaydık bilmiyordum ama üstündeki kıyafetler aynen duruyordu. Kucağında kusarken hafifçe gömleğini kirletmiştim. Başımdan ayrılmadığı için değiştirmeye fırsatı olmamıştı herhalde. Yalnızım demiştim ama yanılmıştım. Koray vardı. 

''Söz'' dedim. Ona inandırıcı bakışlarımı yönelttiğimde ''Söz. Kendime zarar vermeyeceğim.'' dedim.

Bana küçük bir gülümseme yolladıktan sonra kapıya yöneldi. Kapıdan çıkacakken bana dönüp ''Uslu dur.'' diye tembihledi. Kafamı salladığımda dışarı çıktı.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin