KORKU

270 43 34
                                    

''Seni yalnız bırakmamam gerekiyor. Yanında kalacağım bir müddet.'' 

Şaşkınlıkla Koraya döndüm. ''Buna gerek yok. Ben çocuk değilim'' dedim.

''Çocuksun. Kendine hiç düşünmeden zarar verebilecek kadar çocuksun. Bu konuda üstüne gitmedim. Gitmememi istiyorsan seve seve kabul edersin. Çünkü fikrimi değiştirmeyeceğim.'' Koltuğa serilmiş bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. ''Tamam mı?''

Kendime zarar vermiş olabilirdim ama bir daha yapmayacağım demiştim sonuçta. Yapmazdım da. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Acımı yaşamalı, içime atmamalıydım. Günlerce yatağımda ağlamak iyi bir çözüm gibi geliyordu. Ama Korayın benle kalması planlarımı değiştirmişti. Hareketli, eğlenceyi seven biriydi ve beni rahat bırakmayacağını biliyordum. Onu da tanıyordum. Kararından döndüremeyeceğimi de biliyordum. 

Ona sıkıla sıkıla baktım. İstenmediğini düşünmeyecek kadar yakındık. Yani onu def etmenin bir yolu yoktu. İstemeyerekte olsa, ''Peki, tamam.'' dedim. Ardından merdivenlere yöneldim. Hastaneden çıkalı bir kaç saat olmuştu ama hala kendimi yorgun hissediyordum. 

''Nereye?'' diyince Koraya döndüm. ''Odama'' dedim tek kaşımı kaldırarak. Ona da karışmayacaktı herhalde.

''Napıcaksın odanda?'' Ciddi olduğu her halinden anlaşılıyordu. Oturmuş beni sorguluyordu. Şaka gibi.

''Sanane.'' Arkamı dönüp odama çıkacakken kolumdan çekiştirmeye başladı. Ne sıra oturduğu yerden kalkıp yanıma gelmişti hiçbir fikrim yoktu. 

''Gözümün önünden ayrılmanı istemiyorum. Bende geliyorum odana.'' Bu sefer kolumu bırakıp önüme geçti. Merdivenleri çıkarken arkasından bakakaldım. 

''Uyumak istiyorum. Seni eğlendiremem koca dana.'' dedim.

Küçük bir kahkaha attıktan sonra bana kısa bir bakış yolladı. ''Koca dana ha? Eski haline dönmüşsün.'' dedi.

Evet, eski halim.. Asla olamayacağım eski ben. İçimdeki acı kendini yeniden göstermeye başladı. Gözlerimin bir anda dolduğunu hissettim. Birinin yanında ağlamak bana göre değildi. Hiç değildi hemde. Kendimi sakinleştirirken Korayın arkasından merdivenleri çıkmaya başladım. Kendi acım yetmezmiş gibi birde Korayla uğraşmam gerekiyordu.

Odamın kapısını açıp yatağıma ilerledi. Yatağıma oturup geriye yaslandı. ''Heey! Kalk yatağımdan. Uyucam ben.'' diye bağırdım.

''Gel. Birlikte uyuyalım.'' Eliyle beni çağırdı. Yanına ilerleyip onu ittim. Dengesini kaybedenince ''Fırsatçı'' diyip sırıttım. 

Yere düşünce küçük bir çığlık attı. Ardından kızgın gözlerle bana döndü. Onu itmemi beklemiyordu ve hazırlıksız yakalanmıştı. ''Madem öyle, bende burada bilgisayar açar oyun oynarım. Sende nasıl uyursan uyu. '' Yerden kalkıp koltuğa geçti. Ufacık bir ses veya ışıkta uyuyamadığımı biliyordu. Bana inat böyle yapıyordu.

''Beni rahat bıraksan olmaz mı? Yalnız kalmaya ihtiyacım var.'' Sesim kısık ve yorgun çıkmıştı. Onunla uğraşmak beni yoruyordu. 

''Tamam tamam. Sen uyu, ben ses çıkarmıcam.'' dedikten sonra çalışma masamın üstündeki bilgisayarı alıp yeniden koltuğa oturdu. ''Sessiz olacağım'' 

Ona kısa bir bakış yolladıktan sonra yorganı kaldırıp içine geçtim. Ona sırtımı dönüp kafamı yastığa koydum. Şu anki halim içimde ki duygu selini yükseltti. Koray zaten bilgisayara dalmıştır diye düşenerek sessizce ağlamaya başladım. Bu acı hiç geçmeyecek gibiydi. 

Bir süre sessizce ağlayıp annemi, onsuzluğu, hayatımın nasıl bir şekil alacağını düşündükten sonra yorgun gözlerim uykuya teslim oldu.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin