GERÇEK

168 25 19
                                    

Merhaba Arkadaşlar!  Bu hikayeye çok severek ve isteyerek başlamıştım. Diğer hikayemde de böyle olmuştu ama bu hikaye, benim için daha farklı. Yeni bölümler yazmam için desteğe ihtiyacım oluyor. Lütfen okuyanlar oy ve yorum da atsın. Hadi yorumu geçtim, bir vote tuşuna basmak çok zor olmamalı. Bundan önceki bölüm biraz geç geldi, biliyorum ama 2 günde hemen yeni bölüm yazdım. Daha sık yazmaya çalışıcam ama okuyucunun eksilmesi moralimi bozuyor. Bu kadar oy, bu kadar yoruma yeni bölüm yazarım demekten hiç hoşlanmıyorum çünkü canım istediği her zaman yazmaya çalışıyorum zaten. Ama daha hevesli yazmam için hikayenin gerçek okuyuculara ihtiyacı var. Bu arada, multimedia'yı özellikle seçiyorum. Hatta en az bölüm kadar multimediayla da uğraşıyorum. Ama multimediadaki her hangi birini karakterlere benzetmenizi istemem, çünkü karakterleri kendi kafanızda canlandırmanız daha güzel olur. Neyse, çok konuştum galiba :D Sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum. Hadi iyi okumalar :)

''Neden arkadaşını dövdün?'' diyen müdüre, ne kadar belli etmemeye çalışsa da sinirli gözüküyordu. Gözlerini dikmiş beni inceliyordu. Kızı dövülen her annenin vereceği tepkilerdi bunlar. Annem olsa o da böyle davranırdı diye düşündüm.

''Beni sinirlendirdi.'' dedim dişlerimin arasından. Söyledikleri aklıma gelince yeniden sinirlendim. Acımla dalga geçmişti.

''Ne demek sinirlendirdi? Maganda mısın kızım sen? Her sinirlendiğinde birilerinin üstüne mi atlayacaksın?'' dediğinde sakinliğini kaybetmişti.

''Annemle ilgili dalga geçen herkesin üstüne atlarım.'' dedim ifadesiz sesimle.

Boş bakışlarla ona bakarken yeniden sakinliğine büründüğünü fark ettim. Bir insanın acısının, aynı zamanda zaafı olması çok kötü bir şey. Anne denilince kontrolü kaybetmek.. Veya insanların bunun, senin için zayıflık olduğunu düşünmesi.. Aksine, bir insan acısı yüzünden tehlikeli olur. Bir insanı güce sürükleyen iki şey vardır; Acı ve korku. 

''Bak kızım. Seni anlıyorum, anneni yeni kaybettin. Acın taze fakat bu insanlara şiddet uygulayabileceğin anlamına gelmiyor. Son sınıfsın. Son senende böyle bir hataya düşüp bütün okul hayatını yakmak istemezsin. Ani bir öfkeyle hayatını mahvedebilirsin. Sana bu seferlik tolerans tanıyorum. Sırf bu ilk vukaatın olduğu ve acının taze olduğu için. Her hangi bir yanlış davranışında okuldan atılırsın. Kendi kızım için söylemiyorum, kim olursa olsun şiddete başvuramazsın.''

''Tamam.'' dedim. Bir öğüt daha duyacak sabrım kalmamıştı.

''Çıkabilirsin.'' diyip yaslandığı masadan doğruldu ve kapıyı gösterdi. 

Olduğum yerde dönerek kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda ''Bu arada, başın sağ olsun.'' dedi müdüre hanım.

Kafamı çevirmeden ''Sağ olun'' diyip dışarı çıktım. Başın sağ olsun. Bunu daha kaç kez duyacaktım? Gözlerimi devirdiğimde karşımda Korayı görüp yeniden gözlerimi kaldırdım. 

''Ne dedi? Ceza aldın mı?'' dedi telaşlı bir sesle.

''Hayır.'' 

''Ne dedi?'' Tekrardan bu soruyu sorması gözlerimi devirmeme neden oldu.

''Bir sürü şey. Nutuk çekti.'' dediğimde ayrıntıyı merak eden gözlerle bakıyordu.

''Bir sorun yok değil mi?''

''Yok.'' diyip yanından ayrıldım. ''Ben sınıfa gidiyorum. Sana iyi dersler.'' 

''Sana da'' dedi ve o da sınıfına doğru yürümeye başladı.

GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin