Evet beni tutan o'ydu.
Kafamı çevirmemle o yeşil gözlerin sahibini gördüm. Sıcak bastı bir anda o kadar heyecanlanmıştım ki hemen oradan uzaklaştım. İnsan bir teşekkür eder diye kendime kıza kıza yürümeye devam ettim.
Sınıfıma girdim bizi gören 2 çenesi düşük tüm sınıfa yetiştirmişti herkes "oooo büyük aşk mı başlıyor" gibisinden saçma saçma konuşuyorlardı. Ben ona aşık olamazdım. Ne hissettiğimi bilmiyorum ama tek bildiğim şey ona aşık olmamamdı ve ondan uzak duracaktım.
Çıkışta Sude'yle kafeye gittik. Sude bana birinden bahsediyordu tam anlamadım ama kuzenimiymiş ne. Hollandadan gelmiş artık burda yaşıyacakmış. Neyse banane ondan benim aklım hala yeşil gözlüdeydi. Adıda yeşil gözlü kaldı :D
Sude'yi kuzeni aradı akşama onlara gelecekmiş ve Sude'yi alacakmış kapıda çıkıyorduk kapının önünde küçüklükten hayranı olduğum range rover vardı. Kapı açıldı.
Tesadüfünde bu kadarı yeşil gözlü çocuk, evet yanımıza geliyor.
Nedensizce kalbimin nabzı yükseliyor, ateş basıyor, karnımda kelebekler bayram ediyordu sanki.
Çenemde bir el hissettim onun eliydi ilk günkü o el nabzımı yükselten o el "sevdiğim adamın eli" eliyle ağzımı kapatmıştı.
Ah salak ben şaşkınlıktan ağzım açık kalmış nasıl da rezil oldum.
Allah'ım yer yarılsın içine giriyim lütfen
İç sesimin utancını bastırmaya çalışırken bide Sude tikimle oynadı. Ah hayır ya olamaz bu rezillik üstüne rezillik bide Sude rezil etmişti beni
Bu günün hiç olmamasını dilerdim.
Evet şaşkınlığımı üstümden atabildi. Sude beni kuzeniyle tanıştırmıştı.
Adı Toprak 'dı.
"Itır çiçeğinin toprağı"
"Itır çiçeği toprağa bağlıydı yaşamak için, benim kalbim de ona bağlıydı atmak için.."
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum
Unutmayın...
Sizi seven yazar 🌙 ♥️ ♥️
