Part 2

2.3K 159 13
                                    

Part 2

Ancak gözlerine ilişen uzun boylu adamla rahat bir nefes aldı. Bu adamı mavilerinden tanımıştı. Ayın keskin ışığı, dolu gözlerinde dans eder gibi parlatıyordu gözlerini.

“Ne münasebet.” Diyerek kaş çattı Nurhayat adamın söylediklerine karşılık vererek. “Rica ederim gider misiniz?” Genç kızın tedirginliği bütün yüzüne yazılmıştı. Bu adamdan özellikle uzak durmak istiyordu, zira görünüşü bile günaha davet çıkarıyordu..

Adamın kuşkulu gözleri Nurhayat’ın çantasına kaydı. Bu kadın neden hâlâ kamarasına yerleşmemişti?

“Adım David James Grandy.”

Adı da kendi gibi çekiciydi genç adamın. Nurhayat nefesini tutarak adamın masmavi gözlerine bakakaldı. Bu adamla konuşmak istemiyordu, lakin kalbi düşüncelerinin tam aksini söylüyordu. Keşke bu kadar güzel gülümsemeseydi...

Genç kız huzursuzca bir nefes aldı ve etrafına baktı. Gözleri tekrar adama uzandığında genç adamın iri eliyle karşı karşıya geldi. Onları sıkıp sıkmamak arasında gidip geliyordu. “Nurhayat Tura. İyi geceler. Şimdi çekilirseniz çok mesut olacağım.”

Adam kızın küstahlığına güldü.

“Burasını siz mi kiraladınız?”

Nurhayat anlamayarak kaşlarını çattı.

“Ne?”

Adam gözleriyle çantasını işaret ettiğinde, bocalayarak soran mavi gözlerine baktı. Burda laf cambazı olan kendisiydi. Bu adama haddini bildirirdi, ancak kavga etmesi felaketi çağrıştırabilirdi.

“Siz hep böyle küstah mısınız?”

Genç adamın küçük çaplı kahkahasına şaşırarak baktı. Ne kadarda içten gülmüştü. Ta ağzında küçük dilini görmüştü.

“Aynısını ben de sizin için düşünüyordum leydi.”

“İyi.” Dedi Nurhayat bozularak. “Gidin başka bir yerde düşünün öyleyse.”

David gülümseyerek genç kıza doğru bir adım attı. Sonra bir adım daha, bir adım daha. Nurhayat öfkeyle geminin çıkarttığı köpükleri izlerken adamın yanına yaklaştığını hissetmemişti bile. Saçlarına değen ılık bir nefesle başını çevirmesiyle adamla burun buruna gelmesi bir olmuştu. Gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi adamın burnunu izlerken, dudakları sanki onu davet eder gibi açılmıştı şaşkınlıktan. Utanarak geri çekildi.

“Siz...Gerçekten çokkkk...” Genç kız sinirden lafın sonunu getiremiyordu. “Çokkkk ne?” Diye sordu adam sırıtarak. “Fırsatçı!” Diye atıldı Nurhayat aceleyle, hakaret eder gibi çıkmıştı sesi.

Adam yine küstahça güldü. “Deneyimli hovardayı tercih ederim.”

“Oldukça açık sözlü olmanızın makûl bir sebebi var mı yoksa hepsi şımarıklıktan mı?” Kadının ciddi yüzü adamı daha da eğlendiriyordu.

“Yalanı sevmediğim için.” Dedi gülümseyerek. “Umarım oldukça makûl bir sebeptir.”

Bir Titanik Masalı - Tek Bölümlük Hikaye [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin