Titanik Masalı

4.6K 186 12
                                    

Nurhayat'ıma yazılmış, kısacık, 3 partlık bir hikaye.

*Denizde dalgalanan bir aşkın masalı*

Kasım ayının güneşli günlerinden biriydi bugün. Bitter çikolata rengi gözbebekleri takvim yaprağının üstüne sevimli bir gölge düşürmüştü. Yaprak kendinden gurur duyar gibi sene 2022’yi gösteriyordu. Haftalardır gazete manşetlerinden düşmeyen “Yeni Titanik” tam anlamıyla iki gün sonra yeniden demir atacaktı limanlara.

Nurhayat sevinçle takvimin yaprağını yırttı ve kadınların en sağlam cüzdanına, koynuna koydu. Neşeli yüzünden bir çizik dahi azalmadan hızla merdivenlerden aşağıya yöneldi ve annesini buldu.

“Anneler annesiiiii,” diyordu mutfakta bulduğu kadının arkasından sarılırken. “Nurhayat ne isteyeceksin?”

“Aşk olsun, sultanım. Ben öyle biri miyim?”

“Evet.” Dedi kadın, elindeki ağaç kaşıkla kızının elinin üstüne vururken. Zira beline dolanan elleri baskıyı azaltmazsa, ocaktaki yoğurtlu çorba taşacaktı.

Nurhayat ellerini hızla geri çekerken, konuşmasına devam etti.

“Ölürüm sana. Nasılda tanıyor beni, canını yediğimin anası.”

“Uğraşamam seninle,” dedi kadın çorbanın tuzunu kontrol ederken. “Çıkar ağzındaki baklayı, ben de işime bakayım.”

“Şimciiiik.” Diye sözle başlayan Nurhayat, heyecandan konuşamıyordu. Bu fırsat eline geçmişken değerlendirememe korkusu kök salmıştı birden yüreğine. Ancak pes etmek yoktu. Öyle bir kelimeyi hiç bir zaman tanımamıştı genç kız.

“Hani sana gösterdiğim gazete varya..Hani Titanik yeniden şey olmuş, yapılmış. İşte o bir tur hazırlıyormuş.” Dedikten hemen sonra, annesinin konuşmasına izin dahi vermeden devam etti. “Allah, Muhammed, Kitap aşkına gideyim nolur, nolur, noluuuuuuuuuuuuuuuur.” Genç kızın yüzü masumiyetin en yalın haline bürünmüş, elleri de kendisi gibi yalvaran pozisyonda, birbirine yapışmıştı.

“Ben bilmem.” Dedi kadın, ölümcül bir yorumla. Bundan sonrasını genç kız da biliyordu. Annesiyle birlikte içinden tekrarladığı cümlelerden hiç hoşlanmamıştı. “Babana sor!”

Allah’ım bu nasıl bir imkânsızlıktı? Şu kelimenin duruşuna bakar mısınız? Resmen hayır kelimesinin başka karşıtı gibiydi. Ömründe böyle korkutucu bir hayır duymamıştı. Bu bir No, Non, Nein veya Niet değildi. Bu türkçeydi, türkçe. Anadolu analarının terlikten sonra kullandıkları en muazzam silahlardan biriydi.

“Ya ama kaymağam etme böyle, sürükleme yavrucağını hüzüne..” Dedi kız kendini acındırarak. Acıtasyon da çocukların en muazzam silahlarıydı. Zira bir C4 patlayıcıdan daha etkiliydi ana yüreğine.

Ancak Nurhayat cevap alamayınca dudaklarını büzdü. Anlaşılan annesi kıvrandıracaktı kızını. Koca bir adımla kadının arkasına vardı ve kulağına eğildi. “Anlaşma yapalım.”

“Olmaz.” Diye kestirip atan kadın, aslında kabul edeceğini söyler gibiydi. Aksi takdirde mutfaktan çıkıp giderdi.

Bir Titanik Masalı - Tek Bölümlük Hikaye [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin