Harry, gerçekten neler olacağını merak ediyordu. Draco'ya olan güveni her ne kadar tam olmasada Hermione'ye olan güveni tamdı. Kıvırcık saçlı kız, her zaman haklı çıkmıştı. Bu yüzden hepsi bekleyip görmeyi tercih etmişti. Bu büyük bir adımdı, Malfoy karanlık tarafa.. Malfoy Karanlık tarafa ihanet etti Harry aklında kurduğu cümleyle yatakta doğrulup hızlıca kendini dışarıya attı. Kendini huzurlu bulabileceği bir bölgeye ihtiyacı vardı, bu yüzden ihtiyaç odasını tercih ettiğinde karşısında uykulu bir şekilde ayakta duran bir Draco beklemiyordu. Platin çocuk gerinerek esnemiş ve Harry'nin tahminine göre ailesinin gönderdiği mektubu açarken huzursuz gözüküyordu. Kafasını hafifçe kaldırıp, grilerini Harry'nin Zümrütleri ile buluşturduğunda içten bir şekilde gülümsemişti "Merhaba Potter, babam muhtemelen en fazla bir cümlelik emir mektubu göndermiş. Annemde kesin altına ufak bir not karalamıştır." bembeyaz olan elleri, hızlıca mektubu açmayı başardığında Altın üçlüdeki en parlak olan, sadece büyücüler dünyasının değil kalbininde seçilmiş kişisi olan Aziz Potter, ona doğru ilerlemeye başlamıştı. Elini destek verircesine Platin'in omzuna koyan Harry, Draco'nun kalbinin ne kadarda hızlı atmaya başlayıp ruhunun nasılda huzura büründüğünü elbette fark edememişti.
Dolabı tamir edip, o aptal bunağı sen öldüreceksin. Ailene biraz gurur kat Draco.
Seni seviyoruz hayatım, sen dünyanın verip verebileceği en iyi evlatsın. Bir daha dünyaya gelsem oğlumun yeniden sen olmasını isterim, çünkü benim oğlum mükemmel bir evlat. Seni seviyoruz, ne yaparsan yap yanındayız hayatım.Draco, alt dudağını ıssırıp istemsiz bir şekilde Harry'nin omzuna dayandığında ve hüngür hüngür ağlamaya başladığında Zümrüt onu iyice kendine çekip saçlarını sevmeye başlamıştı "Şşşhh, bak ailen-" Platin çocuk kafasını hızlıca iki yana salladı ve geri çekilmeden ona daha çok sarıldı, imkanı varmış gibi "Hayır Potter, hayır.. Sadece annem seviyor beni. Cümleler ne kadar ters görüyorsun birisi 'gurur kat' derken diğeri 'gurur duyuyorum, istersen babanın dediklerini yapma yanındayım' demek istiyor!" Draco huzur bulduğu yerden geri çekilip, Harry'ye baktı "Harry, babamdan gizli bir şekilde cesur olmamı sağlamaya çalışıyor annem. O, asla Karanlıktan olmadı." Zümrüt çocuk, içten bir şekilde gülümsedi "Malfoy, kendine gel. Annen için savaşmalısın, annen için yapmalısın ve unutma sadece annen yok yanında." Draco kaşlarını kaldırmış, şaşkınlıktan ağlamayı bile kesmişti "Y-yanımdasın?" Zümrüt derince gülümsemesini bozmadan onun ağlarken dağılmış saçlarını düzeltti "Yanındayız, biz ne Altınız ne de Gümüşüz. Biz bunlardan daha değerlisiyiz Draco biz dostuz." Platin çocuk duyduğu kelimelerle ve saçlarına değen ellerle uzun süre ona kilitlenmiş, gözyaşlarını tamamen unutup göz kapaklarını kapattıktan sonra huzurla gülümsemişti. "Dostuz." diye tekrarlamıştı Düşmandan çok daha iyi Potter.
---
Altın üçlü ve Gümüş üçlü elbetteki Hogwarts koridorlarında birbirlerinden nefret ediyormuş gibi davranmaya devam ediyordu. Harry iksir sınıfına girerken, Draco onun önüne Crabbe ve Goyle ile beraber atlamıştı "Oh, küçük Potty iksir dersine mi giriyor yoksa?" Zümrüt çocuk gülmemek için kendini zor tutarken bunu belli etmemek için sinirle dudağını ıssırıyormuş gibi yaptı "Senin benden başka uğraşacak milyonlarca şeyin yok muydu Mankafa Malfoy? hatta sikinde bile değildim falan?" Draco omuz silkip alaycı bir şekilde Harry ile yüzlerini yakınlaştırdı "Ama seninle uğraşmak daha eğlenceliyse ne yapabilirim ki?" Zümrüt çocuk önündeki bedeni hızla iterken kalbindeki çarpıntıya bir son vermek için boğazını temizledi. Gerçi bu asla kalp atışlarını düzenlememişti, çünkü Malfoy ona sırıtarak bakıyordu.
Hiç kimse, hiçbir şey anlamıyor ve Altın üçlü ile Gümüş üçlü her gece ihtiyaç odasında buluşuyordu. Rollerini her zaman iyi yapıyorlardı, bu durum o kadar gizliydi ki bu altılı dışında hiç kimse dost olduklarını bilmiyordu. Duysalar bile artık inanmazlardı, çünkü Hermione rol yapayım derken hızını alamamış ve Pansy'ye güzel bir yumruk sallamıştı Aslında bunu yumruğunu sallamadan bir önceki ders arasında bir kızla flörtleşirken gördüğü için yaptığını da kimse tahmin edemezdi, Pansy bile. Kıvırcık saçlı kız, siyah saçlının yanına giderken onun burnunun etrafındaki kurumuş kanları temizlemesine yardım etti "Çok özür dilerim Pans, biraz abarttım galiba." Pansy gülüp, Draco'ya baktı "Biraz abartmış Dragon, duyuyor musun hanımefendiyi?" Harry, Ron, Draco ve hatta genelde sessiz kalan Blaise bile kahkahayı basmıştı "Özür diliyor işte siyahım." dedi Platin çocuk kahkahası bittiğinde. Herm gülerek, kurumuş kanı temizleme işi bitince kanı temizlediği mendili siyah saçlı kıza atmıştı "Hiç de bile." dedi kıvırcık saçlı ve Pans'e dil çıkardı.
Bir süre sonra herkes ciddiyete büründü ve Platin çocuk dolabı tamir etmek adına büyüsünü yaptı "Plan yapmalıyız." dedi Harry, Ron ona başını iki yana sallayarak bakıp peltekliği ile konuştu "Sanmıyorum, Harry.. Bu bizim boyumuzun aşıyor biliyorsun yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Onu öldürmek zorunda yoksa Draco ölür, Karanlık Lord onu sağ bırakmaz." Harry kuzgun siyahı saçlarından elini stresle geçirdi ve derince bir nefes verdi "Var." dedi "Biraz tehlikeli bir oyun, sonuçta Voldemort aptal değil anlayabilir." Draco onun yanındakibüyük kitaplardan oluşan, yığınının üstüne otururken sordu "Ne Harry? Ne yapabiliriz?" Platin çocuğun ağzından çıkan her harfte bile bir güven duygusu vardı, Harry Potter'a güveniyordu "Önce onun neden Albus Dumbledore'u öldürmek istediğini bilmeliyiz. Draco, beni Petunia teyzemgilde de rahatça öldürebilir başka bir nedeni olmalı." Platin çocuk hızla ayaklanırken dikkatleri üzerine çekmiş ve bir anda Ron ile göz göze gelmişti istemsiz bir şekilde aynı anda söylendiler "Mürver asa." Draco devam etti "Mürver asa! en güçlü asa, Dumbledore'un asası!" Platin çocuk yutkundu "Tanrım beni her türlü öldürecek.." Malfoy, bir köşeye oturup dizlerini kendine çekip titremeye başlamıştı. Onun ağladığını anlamak Blaise ya da Pansy için zor bir şey değildi bu yüzden ikiside hızlıca onun yanına gidip arkadaşlarını sakinleştirmeye çalıştılar ancak Platin sadece Harry'nin söylediği şeyle sakinleşmişti "Ya sen öldürmezsen Draco?" dedi ve ona doğru ilerleyip önünde dizlerinin üstüne oturdu şimdi yakınlardı ve birbirlerine bakıyorlardı "O zaman." dedi Platin çocuk, yutkunduktan sonra devam etti "Mürver asayı alıp, seni rahatça öldürür. Ben, ölebilirim Potter ancak sen ölürsen oyun biter." Harry başını iki yana salladı "Hayır, oyun falan bitmez." yeniden ayağa kalktığında herkes ona bakıyordu "O lanet gün geldiğinde, Dumbledore ölmek zorundaysa. Onu öldürecek başka biri olmalı, asanın sahibini değiştirmek içinse küçük bir oyun." dedi ve tekrar Draco'nun karşısına geçip gülümsedi "Küçük bir Expelliarmus?" Pans şaşkınlıkla Zümrüt'e baktı "Nasıl yani? O zaman öldürecek kim?" Harry gözlerini Draco'dan ayırmamıştı "Dumbledore ile konuşmalıyız, şüphe çekmemek için ben konuşacağım."
Ertesi sabah Harry, Dumbledore'un odasına gitmişti. Eh, girmek fazlasıyla zor olmuştu ama Zümrüt çocuk Profesör McGonagall'ı söyleyeceği şeyin önemi konusunda ikna etmeyi başarmıştı. Albus Dumbledore, Harry odaya girdiğinde bir şeyi hızlıca çekmeceye koymuş ve gülümseyerek ona doğru ilerlemişti "Önemli olduğunu söylediler Harry." Zümrüt çocuk Profesör'e güzel gülümsemesini sunarken başıyla onayladı "Evet, efendim. Malfoyla ilgili."
Harry saatler içerisinde Dumbledore'a her şeyi anlatmıştı, Albus Dumbledore yavaşça ayağa kalkıp iç çekti yaşlı adam öleceğini zaten biliyormuş da Harry'nin bunu anlatmasına hiç gerek yokmuş gibi davranıyordu "Sana bir şeyler anlatmalıyım Harry." yaşlı adam bunu demesiyle birlikte çekmecesine uzanmıştı, çekmecesinden çıkardığı günlüğü Harry'ye uzattı "Bunu hatırlıyor musun Harry?" diye sordu sakince. Zümrüt çocuk hatırlıyordu bunu "Tom Riddle'ın Günlüğü." diye mırıldandı istemsiz bir huzursuzlukla "ama konumuzla ne alakası var Profesör?" yaşlı adam çekmeceden birde yüzük çıkardığında Harry onun sol elinde olan kömür karası şeyleri yeni fark etmişti "Hortkuluk Harry, hiç duydun mu böyle bir şey?" Zümrüt çocuk kaşlarını çatmış ve derince bir nefes almıştı "Hayır efendim." Dumbledore sakince gülümsedi "Endişelenme Harry, anlatacağım ancak bugünlük bu kadar yeter ne dersin?" Zümrüt çocuk istemeden de olsa yaşlı adamı başıyla onaylamış ve teşekkür ettikten sonra odadan ayrılmıştı. Gece olmasını sabırsızlıkla bekleyecekti.
****************************************
Evet biliyorum ki Hortkuluklar çok önemli ve gerçekten açıklaması zor olan bir lanet. Bu yüzden biraz saçmalamış olabilirim, birazda diğer bölümlerde saçmalayacak olabilirim ancak olayı bir an önce "Hortkulukları aramaya çıkan altılı." ya getirmeyi çok istiyorum umarım anlayışla karşılanırım. Alttaki sorularıma da yorumlarla yanıt verirseniz sevinirim. Teşekkürler :* <3
-
-
Bölüm hakkında genel görüşlerinizi yazar mısınız?
--
3 Bölüm hakkında genel görüşlerinizi yazabilir misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I don't fuck with you, Potter. ( Drarry / BoyxBoy )
General Fiction"Sikimde bile değilsin Potter, senin yerine ilgilenecek milyonlarca şeyim var." "O zaman bunları söylemek yerine, onlarla uğraşmaya ne dersin Malfoy? . . Draco Malfoy'un uğraşılacak milyonlarca şey listesi: -Potter -Potter ile hortkuluk aramak -Pott...