Geldiğim evin kapısında yaklaşık bir 4-5 dakikadır bekliyordum. Amk evin kapısı bile ben zenginim diye bağırıyor.
"Ev kapısı değil sınır kapısı mübarek."
Kapıya sert bir şekilde vurdum anca duyarlar.
Biraz bekledikten sonra jongin hyung kucağında kai ile kapıyı açtı.
"Hoşgeldin kyungsoo...."
"Hosbuldum hyung. Merhaba kai."
Kai yüzüme biraz baktı ve ellerini bana doğru uzatı.
" mayni kuycağına ay."
"Kai bebeğim, lütfen kyungsoo abine rica ett. Kaba konuşmak hoş değil."
"Sorun değil hyung."
Jongin hyunga uzanıp Kai'yi kucağıma aldım.
"Evet koca adam bugün beraber zaman gecireceğizzz..."
Onunla sevimli bir şekilde konuştum.
"Baba bayk kyungşu bayna koyca aydam diyoy. Ama şeyn haya bebeyim diyoyşun. Meyn kocaman oydum."
"Evet bebeğim haklısın."
"Hayla bebeyim diyoyşun ofy"
Garip bir ses çıkarmıştı. Ama gerçekten çok fazla tatlıydı. Tam ısırmalık.
Jongin hyung kapıdan çekilip içeri girdi. Ben hala kapıda dikilmeye devam ediyordum.
"İçeri gelmeyi düşünüyor musunuz ? Koca adam ve kyungşu bey."
Kaşlarımı çatıp içeriye girdim. Bana çocuk gibi davranması hoş değildi.
"Evet ben çıkıyorum. Evi istediğin gibi kullanabilirsin. Teşekkür ederim kyungsoo, görüşürüz koca adam."
Hızlıca geldiğimiz koridordan geri döndük ve kai ile jongin hyung'u geçirdik. Kapıdan çıkmadan önce kai ve bana garip bir bakış attı.
"Evet kai ne yapmak istersin."
"Imm Reyşim çişebiyiyomuşun?"
"Evet hadi yapalım."
Kai ile saatlerce oyun oynamıştık ama sulu boya yapmak isteyince ikimizde boyaya batmıştık, üstümüze hem boya olmuştu hemde ıslanmıştı.
"Ahh hadi ama şimdi ne yapıcaz. Sırıl sıklam olduk!!"
"Kımamaet deymştilelimmmm."
Neşeli bir şekilde söylendi.
"Evet haklısın ama benim hiç kıyafetim yok ki ? Neyse sen hasta olma senin üstünü değiştirelim. "
"Omaş kyungşu şemde hamşta oyuşun. Babaym kımamatlelini giy??"
Sevimli bir halde söylemesi beni benden alıyordu.
" Ahh ama babandan izinsiz alamayız."
İşaret parmağını kafasına koyup düşünmeye başladı. Üzerine kırmızı boya döktüğü için çileğe benziyordu.
"Ayma kyungşu babaym ev iştedidin giybi kuyan deymişti. Haydi kuyayanım hem hamşta oymazşın."
Mecburen kabul etmek zorundaydım. Hem kai kucakta gezmeyi seven bir çocuktu. Onun üstünü değiştirsem bile tekrar ıslana bilirdi. Kendimi ikna etmeye çalıştım. Ve kai'nin odasına doğru yürüdüm.
Çok fazla büyük bir odası yoktu heryer de kai ile çekildiği fotoğraflar vardı. Oğlunu çok seviyor olmalı.
"Salak salak konuşma oğlu sonuçta."
Üstumüzü degistirdikten sonra salon da kucağımda ki kai ile televizyon izliyordum.
Karnının guruldadığını duymuştum.
"Kai sen acıktın mı?"
Tedirgin olmuş gibiydi, iyide acıkmanın neresi kötüydü ki ?
"Kai bebeğim beni duyuyor musun?"
Yerinden dogruldu ve yüzünü bana döndü.
"Üşgümün kyungşu, eveyt acımtım ayma babaym geyene kayda bekyiye biyiyim. Bayna kışma!!"
Neden acıktığı için kızacağımı düşünüyordu. Bunu çok fazla garip bulmuştum ve sormaktan çekinmedim.
"Sana neden kızmalıyım ki ? Acıkman çok normal tatlım."
"Ayma jşoo yemeyk isteyince bayna kışıyoydu?? Babaym iye biyikte yemeyiymişiz."
Gerçekten bu kadar olamaz, bir çocuğa bu söylenir mi ? O bakıcının amacı neydi çok merak ediyorum.
"Hayır bebeğim bu sorun değil. Eğer tekrar acıktıysan baban ile yiyebilirsin, ama şimdi yemelisin anlaştık mı ? Ben sana kızmam."
Gözleri resmen parlıyordu.
"Kyungşum biy nuymaya beynim kyungşum. Aymaştık!!"
Yemin ederim bu çocuğu seve seve öldüre bilirdim.
"Ama bir şartım var mutlaka bir sebze yemeği yemek zorundasın."
Önce yüzünü buruşturdu, ama sonradan kafasını salladı.
Kai ile beraber yemekleri yapmıştık. Benden kımşartma ve tabuk yapmamı istemişti. Söyleyiş tarzını yiyebilirdim.
" Evet önce brokolileri bitiriyorsun küçük."
"Ayma kyungşum o öğk pis..."
"Hayır yemeklere öyle denemelisin. Hadi aç ağzını."
Önce biraz düşunse de sonradan ağzını açmıştı, yüzü buruşsada sonradan alışmıştı. Sanırım sevdi.
" Jşoo köytü yapiyoydu bunu. Kyungşum şeyn yaptığın İçin güyşem oymuş."
Yanaklarını sıkıp diğer yemekleride ona yedirdim. Çocuk o Jşoo yüzünden küçücük kalmıştı.
"Kyungşum çomk guyşemdi. Haydi giyip uyuyayim biyaz uykum vay."
Onu kucağıma alıp salona doğru gittim. Televizyonu açtım koltuğa uzanıp onu Karnımın üzerine doğru uzattım.
"Rahat misin bebeğim?"
"Emeyt kyungşum eym iyişiii."
Ona tatlı tatlı gülümsedim. Ve biraz sonra ikimiz beraber uykuya daldık.